AKP ve Atatürk

15 Temmuz FETÖ darbe girişimi, ülke de birçok sorunlu konuların tartışılmasına neden oldu. Özellikle de, farklı siyasi felsefelere sahip, çeşitli sosyal ve ekonomik sınıflar arasındaki uyuşmazlıklar ve fikir ayrılıkların da belirgin fark darbe nedeniyle bir tarafa bırakıldı. Bu duruma en iyi örneklerden birisi, siyasi İslamcıların iktidarına darbe karşıtlığı nedeniyle destek veren, darbeye karşı duran, Atatürkçü, Cumhuriyetçi, sol ve milliyetçi kesime AKP jest yapmak istedi ve Atatürk'ün posterini parti duvarına astılar. AKP'nin bu tavrı çeşitli kesimlerce ikiyüzlülük ve kurnazlık olarak görüldü veya "bak gördünüz mü bizimle aynı noktaya geldiniz, yanıldınız" gibi yaklaşımlarla duruma tavır aldılar. Bu tür bir yaklaşım tehlikeli, akıl dışı ve iç barışı sabote edebilecek sakat bir tavırdır.  Bu jesti görerek Atatürk'ün bir nebze de olsa siyasi İslamcılar tarafından, anlaşılması ve takdir edilmesinden memnuniyet duyulması gerekir. Bu iç barışa ve bütünleşmeye hizmet edeceği gibi olgunluğun da iyi bir örneği olur. Atatürk, Türk milletinin yetiştirdiği en önemli değerlerden birisidir. Biz hayatımız boyu onun prensip ve uygulamalarının bir neferi olduk, Türk olup da Atatürk'ü sevmeyenlerin aklından, bilgisinden ve niyetinden hep şüphe ettik. Ama Atatürkçüyüm deyip de Türk milletini ayrıştıran, ayrı bir millet yaratmaya çabalayan kötü niyetli çok kişi de gördük. Bunlar Atatürk'ü kirleten ve kullanan art niyetli insanlardır. Atatürk'ün en büyük özelliklerinden birisi akılcı olmasıdır.

Cemaati temizlerken 

Tayyip Erdoğan'a özel bir sempatimin olmadığı herkes tarafından malumdur. Ancak FETÖ terör örgütüne karşı yaptığı savaşta yanındayım. Demokrasiye inanıyor ve güveniyorum. Halkın seçtiği iktidarı halkın göndermesi gerektiğine inanıyorum. Sayın Erdoğan'dan ricamız, sadece Fetullah Gülen cemaatini değil ülkedeki diğer arkaik, kötü niyetli ve kökü dışarda olan cemaatleri de devletten temizlemesidir. Devletin, şüphesiz, cemaatten temizlenmesi gerekir, bu konuda kimsenin bir itirazı yoktur. Ancak hayatın içinden baktığınızda bu temizleme esnasında çok sayıda masum insanın mağdur edilme ihtimali de gözardı edilmemelidir. Cemaati devletten atalım diye sosyal sorunlar çıkarmayalım, kin ve nefreti körüklemeyelim, devri sabık yaratmayalım. Küçük memur, öğretmen veya esnaf sınıfından birçok vatansever bir şekilde cemaate bulaşmış, onlarla bir şekilde yolları kesişmiş olabilir, ancak bunlara cemaatçi, darbeci, hain muamelesi yapmak doğru değildir. Bir dönem cemaat gazetesine abone olmayan veya onların yurt ve derneklerine yardım etmeyen esnafa maliye müfettişlerinin gönderildiğini basından okuyoruz. Esnafın başka seçeneği yoktu, onlara bugün FETÖ'cü muamelesi yapmak doğru değildir. Cemaatin okullarında okuyan veya yurt bulamadığı için cemaatin yurtlarında kalan ve cemaatle ilgisi olmayan çok sayıda insan var, bunların ayırt edilmesi gerekir. Cemaatin dernek, sendika veya vakfına üye değilsen, yardım yapmıyorsan veya orada cemaatçi bir dostun yoksa, bir dönem devlet çalışanlarının, işleri yürümüyor veya başına bir iş gelmesi kuvvetli muhtemeldi. Memur veya öğretmenlerin büyük bir kısmı çıkarı gereği cemaate yaklaşmak zorunda bırakılmıştır. Bunların yeniden mağdur edilmesi doğru değildir. Bu konuda hükümetten olumlu demeçler gelmeye başladı, umarız icraat da bu minvalde olur.

Yazarın Diğer Yazıları