Altaylı'sız Haber Türk Habersiz Türk oldu…

Altaylı'sız Haber Türk Habersiz Türk oldu…

Günaydın sevgili Fatih kardeşim,

Babıali'nin yolu yokuştur. Her ne kadar plaza gazeteciliği yaşayan ilkelerini dahi bilmeden yeni nesil bilmese de Babıali'yi, 41 yıldır mesleğini bu ilkelerle yapan Fatih Altaylı bilir.

41 kere Maşallah…

Sevgili Fatih duygulu yazında; "Doğrusunu isterseniz bu kararı Turgay Ciner ile konuşmadan hayata geçirmek istedim" diyorsun…

Hayır bu senin üzüleceğin bir başlık değil.

Bu Turgay Ciner'in ilgisizliği, umursamazlığı ve ayıbı.

18 yıl onuruyla, Babıali ilkeleriyle çalışan bir fikir işçisi emekçiye saygısızlıktır Ciner'in yaptığı.

Vefa sadece İstanbul'da bir semt adı değildir.

Habertürk sadece bir iş yeri değildir.

Turgay Ciner herhangi bir iş yerinin patronu da değildir.

Ciner, fikir işçilerinin ürettiği değerleri, toplumun haber alma hakkı çerçevesindeki emeklerini, milyonlarca kişinin izlediği haber programlarını, kelimeleri yan yana koyarak yarattıkları köşe yazılarının kıymetini anlayamamış.

Fatih Altaylı'nın Türk basınının çok önemli bir değeri olduğunu kavrayamamış.

Hele hele 18 yıl boyunca ortaya koyduğu fikri üretimleri okurken, Teke-Tek de izlerken onun ne kadar kırılgan ve hassas bir fikir yapısı olduğunu dahi anlayamamış.

Gerçek gazetecilerin yaşadıkları kadar yaşayamadıkları da önemlidir.

Medya patronu olmak bu örnekte de görüldüğü gibi hiç kolay değildir.

Medya patronu para kazanır, para kaybeder. Çünkü ticari bir iştir yazılı ve görsel medya işletmeciliği.

Medya kuruluşlarında çalışan gerçek gazeteciler zihnen ve bedenen çalışır üretirler.

Onların üretimlerini okurlar ve izleyiciler değerlendirir.

Televizyon ve radyolarda reytingler, elektronik medyada tıklanmalar, izlenme rakamları ve gazetelerde de tirajlar ortaya koyar.

18 yıl hiçbir siyasetçi karşısında eğilmeden, bükülmeden gazeteciliğin temel ilkelerinden ödün vermeden üreten Fatih Altaylı Habertürk'ten ayrılarak asla değer kaybetmez.

Kaybeden Haber Türk oldu.

Kaybeden Turgay Ciner oldu.

Sevgili Fatih kardeşim,

Bak benim mesleki yaşamımı örnek al.

1969-1980 Yeni Tanin Gazetesi, 1980-1990 Haldun Simavi'nin Günaydın Gazetesi, 1990-2005 Star televizyonu, 2005'te TMSF tarafından işten atılınca kurduğum siyaset.tv ve rtuk.tv haber sitelerinde üretmem, 2014'te değerli canım ağabeyim Abdi Pehlivan'ın kapısını açması ile Sonsöz gazetesi ve 2016'dan bu yana da Ahmet Çelik'in Yeniçağ gazetesinde yazarlık ve yöneticilik.

Asla kopma, asla durma çalış, üret.

Çünkü bu milletin gerçekleri öğrenmeye hakkı var.

Yazısını şöyle sonlandırıyor Altaylı:

- "Ama artık yokum.

- Hoşçakalın...

- Görüşmek üzere.

NOT: Bundan böyle, medyada kimseye patron diyecek gücüm takatim yok. Saygı duyacağım öyle birini de zaten göremiyorum. Ama bir süre sonra yazılarıma fatihaltayli.com.tr adresinden devam etmeyi planlıyorum. Sonrasına bakarız."

Değerli kardeşim;

Hayır aslında dünden daha çok varsın.

Medyanın "patron" tanımına gelince Türk medyası çoktan kaybetti Babıali patronlarını.

O günlerde sadece medya patronları vardı.

Bugünlerde ise iktidara teslim olan medya patronları hâkim sektöre.

Yandaş medyanın gerçek patronu kim, biz biliriz değil mi Fatih kardeşim?

Siyasi iktidarlar özgür medyayı, özgür gazetecileri hiç sevmez.

Bugün medyanın yüzde 95'i tek kişinin kontrolünde sevgili Fatih.

İktidarın medyası siyasilerin yalan yanlış mesajlarını gerçekmiş gibi yayınlayarak bugün Türk siyasetinin belirleyicisi değil mi?

Sevgili Fatih,

Özgür medya olmadan özgür ülke olmaz, olamaz.

Özgür gazeteciler olmadan demokrasi olmaz, olamaz.

Medya reformu şarttır.

Halkın gerçekleri öğrenebilmesi, aydınlanması için yapılacak en önemli reform da budur.

Tespit edebildiğim kadarı ile 18 ayrı yasada medya ve gazeteciler ile ilgili hükümler var.

Hangi meslek bu kadar çok yasa hükmüne tabi ülkemizde?

21 yıldır iktidarda olan AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'ın en önemli icraatı yandaş medyadır.

Uzan Grubu'nun medyası ve şirketlerine çökülürken, Doğan Medyası baskılara boyun eğip yazar ve yöneticilerini kurban verip sonunda yandaş şirkete satılırken, Turgay Ciner ve özgür medya neredeydi?

Bilsin ki Turgay Ciner;

- Yarın medya kuruluşlarını da yandaş şirketlere satmak zorunda kalacak.

Dün ona, buna, bugün sana medyada bu son olmaz, olamaz kardeşim.

Çünkü Erdoğan bu işi çözdü, Goebbels modeliyle çözdü.

Dr. Paul Joseph Goebbels, 1933-1945 yılları arasında Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı yapan Nazi Almanya'sında Adolf Hitler'in en yakın arkadaşlarından biri ve en sadık yandaşıydı.

Medyanın yüzde yüzüne hâkim olan Goebbels yaptığı ve yayınladığı gerçek dışı haberlerle Almanları kandırdı.

Fatih Altaylı gibi özgür gazeteciler işten ayrılınca ülkem için milletim için üzüntüm artıyor.

Turgay Ciner'e tavır koyuyorum:

Milleti Fatih Altaylı'dan yoksun bırakmak Habersiz Türk demektir…

Yazıklar olsun…

Yazarın Diğer Yazıları