Bahçeli'nin mitingleri derin hayal kırıklığı!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 29 Mart mahalli seçimleri için, adeta  “lütfen” başladığı açık hava toplantılarında yaptığı bütün konuşmalarda çok az farklılıklarla aynı sözleri tekrarlıyor.
Bahçeli, mahalli seçimlerin ne kadar önemli olduğunu, bu seçimlerin bir genel seçim havasında geçtiğin belirttikten sonra seçimlerin meşruiyetinin tartışılmaması için herkesi sandık başına davet etmektedir.
Halbuki seçimlerin meşruiyeti şimdiden tartışmalıdır. Çünkü seçmen sayımı, hükümetin eline bırakılmış, en fazla üç milyon artması beklenen seçmen sayısı altı milyon artırılmıştır!
Bahçeli, bu konuya hiç temas etmeden, meydanlarda partisinin sandık başında görev yapacak olan üyelerine seslenmekte, görev yerlerine erken gelmelerini, vatandaşa nazik davranmalarını ve sandık başından ayrılmamalarını, özellikle oy sayımı sırasında dikkatli olmalarını istemektedir.
Bu tür konular, diğer partiler tarafından parti içi talimatlarla ve eğitimle halledilmektedir. Halk, meydanlara bunları dinlemek için değil, MHP’nin projelerinin ne olduğunu, ümit vaad edip etmediğini anlayabilmek için gelmektedir. Buna rağmen, Bahçeli., her konuşmasında aynı konuları tekrarlamaktadır.
Bahçeli, iktidar partisi gibi devletin uçağına, helikopterine sahip olmadıkları, TOKİ’sinin olmadığı, zabıtalarının bulunmadığı gibi mazeretler sıralamakta, bu sebeple kendisini espri konusu haline getirmektedir. MHP istedi de emrine uçak mı tahsis edilmedi? Bir uçağın 40 günlük masrafı, devletten trilyonlarca liralık yardım alan MHP için nedir ki?                                                 

* * *

Bahçeli konuşmaları sırasında bazı yerlerde  “ekenomik”  kriz olduğunu, bazı yerlerde krizin geleceğinin söylüyor, hükümete tavsiyelerde bulunuyor, Başbakan’ın ekonomik ve sosyal konseyi toplayarak, sektör temsilcilerini dinlemesini istiyor. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın ziyareti sırasında ise IMF programının kabulünü isteyenlere destek verdiği beyan ediliyor. 57’nci hükümet döneminde uygulanan IMF programları yüzünden Türkiye ekonomik varlıklarını kaybettiği halde şimdi de aynı politikalara devam edilmesini istemek, gafletle açıklanabilir mi?
Devlet Bahçeli, AKP oylarının seçmen tarafından en az bir puan düşürülmesini istiyor. Bir siyasi parti böyle bir talepte bulunur mu? Yüzde 47’lik oy oranı yüzde 46’ya düşerse ne değişecek? MHP, halkın AKP’yi cezalandırmasını ve hatta dibe indirmesini istemek durumunda değil mi? Yoksa Bahçeli, MHP adaylarının kazanması istemiyor mu?

* * *


Bahçeli, ses tonunu ayarlayamıyor, hiç gerekmeyen yerde birdenbire bağırmaya başlıyor, çatallaşan, kısılan sesiyle kelimeleri yutuyor, metinden ayrıldığı zaman cümleleri toparlayamıyor, rakam verirken az sonra tekrarlaması gerektiğinde ayın rakamı değiştiriyor, dağınık bir görüntü sergiliyor.
Konuşmalarında Türkiye’nin geleceği ile ilgili ne bir ufuk, ne bir proje, ne bir paket var, tek bir kelime dahi yok!
Bahçeli’yi dinleyenler derin bir hayal kırıklığı içinde evlerine dönüyor.
Seçim süreci başlamadan önce Devlet Bahçeli miting yapmadığı için eleştiriliyordu, şimdi ise “Keşke Bahçeli hiç miting yapmasa” deniliyor.
Bahçeli, Bu dağınıklığı ile MHP’ye zarar veriyor.

Yazarın Diğer Yazıları