Bayram fotoğrafları..
Kaç bayramdır bayram duygularını yansıtamıyorum. Günlük telefon görüşmelerinde adet üzerine: "Nasılsın?" sorusuna "Memleket gibiyim. Tadımız-tuzumuz yok. Ama umudunuz var" cevabını veriyorum. Çoğunluk covit belasına, salgına yorumluyor sitemlerimizi. Etken unsurlardan biri olmasına rağmen kahrımızın hak ve hukuktan yana olduğunun altını çizmek istiyorum.
Senelerdir bu sütundan Cumhuriyet değerlerimizin tahrip edildiğini, devletin çivisinin çıkarıldığına dikkat çekmeye gayret ediyorum. Sinoplu Diojen misali "Devlet adamı" arıyoruz. Televizyon ekranlarında, sosyal medya da "Devletin yöneticisi" sıfatı ile konuşanlara, mesaj yazanları gördükçe sadece hayal kırıklığı yaşamıyor, umudumuzu da yitiriyoruz. Çocukluk-gençlik yıllarımızın karikatürlerini özlüyoruz. Günümüz fotoğrafları iğrençlik sınırlarını aşıyor. Bir dönem "Aile fotoğrafları"nı acımasızca eleştirdiğimizi dönemlere hasret kaldık. Aile fotoğrafları masum kalıyor. Siyasi ve cemaat portleri yanında. Kimin eli kimin cebinde. Subliminal mesajlar mafya raconu haline dönüşmüş. Kimin, hangi amaçla devlete gider yaptığı, şantaja kalkıştığını anlamak mümkün değil. Kaynağı belli olmayan kara paralar ile lüks ve şatafat içinde yaşayanların adaleti, hukuku hedef almaları yetkilileri rahatsız etmeyebilir. Ama bizim kanımıza dokunuyor...
Anadolu erenleri "Laf ağızdan çıkınca sahibini bağlar" diye boşuna nasihat etmemişler... Bir dönem kaymakamlık, valilik, Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı, milletvekilliği, Parti Genel Başkanlığı yapmış olan Mehmet Ağar, tartışmaya yol açan sözleri için ertesi günü özür dileyip, yanlış anlaşıldığını ifade etse bile, ok yaydan çıkmıştır...
Her şeye rağmen sosyal medya demokrasimizin nefes aldığı soluk borusu öylesine fotoğraflar paylaşılıyor ki; kelimenin tam anlamı ile "At izi, it izine karışıyor..." Kahraman kim? Mafya hangisi? Gönderilen mesajın adresi neresi?.. Dün, "Mafyanın Siyasi Ayağı"na değinmeye gayret ettim. Siyasilerin özel hayatlarına saygı duyarım. ancak halka hizmet görevi bulunan siyasilerin fotoğraflarla verecekleri mesajlar özetlerini aşar... Pudra şekeri koklayan siyasi parti personeli ile verilen poz hatıra fotoğrafı olmaktan çıkar. Nikahlı karısını öldürtmeye azmettirmekten yargılanıp, cezalandırılan, sicilinde organize suç yazan biri ile fotoğraf verip: "Dava arkadaşlığı"nı ilan etmek kadar siyasi bir gaf olabilir mi? O siyasi partinin hiç mi kadın yöneticisi, üyesi yok! Bir Allah''ın kulu itiraz edemez mi? Devletin kasasından parası ödenen danışmanlar fotoğrafların verdiği mesajlardan habersiz olabilir mi?
Canım memleketim günlerdir video mesajlarına kilitlendi! Milyonlarca kişi dizi film seyreder gibi yeni gelecek görüntüleri merak ediyor. yüzüncü yılına girmeye hazırlandığımız günlerde, "Cumhuriyet tarihi boyunca devletin bu şekilde ayağa düştüğüne tanık olan var ise parmak kaldırsın!"
Yazıktır... Günahtır... Utanmayı, arlanmayı hatırlatalım mı?..
MHP, neden seçime yalnız giriyor?
Kılıçdaroğlu, Kızılay Kolu Başkanı...
12 Eylül darbesi olmazdı!
AFAD, TANAP'ın konteyner kentlerini ne yaptı?
Millet İttifakı'na oy vermek neden gereklidir?
''Medya Mahallesi de kendisine çeki düzen vermeli. Temsilciler de sıkı dursun...''
Emekli de olsa askerin afet refleksi...
Kriz yönetiminde CHP...
Başka söze gerek var mı?
Afette askere neden ihtiyaç duyulur
Dr. Tolga ŞAHİN
Özgür Özel hangi partinin genel başkanlığına oynuyor?
Ahmet GÜRSOY
İşte çürüme tam olarak bu
Yunus Arıkan
Hani her şey daha güzel olacaktı
Mehmet YARDIMCI
Türk dilinin tarihî seyrinde Türkçeye sahip çıkmanın onuru
Orhan UĞUROĞLU
Vur vur inlesin iktidar dinlesin
Arslan BULUT
Yabancı devletin talimatı doğrultusunda...
Arslan TEKİN
‘Türkçe’nin bayramı olur mu?!
Hüseyin Macit
YUSUF
YUSUF
56 yıldır diyaloğa, müzakereye görüşmeye doyamadılar!
Esfender KORKMAZ
Türkiye’nin en büyük riski eksen kaymasıdır
Recep Çınar
Süper Lig'de geceleri kabus gören takımları açıkladı