Cemaat ve Tarikat Bakanlıkları

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 30 Ağustos 1925’te büyük Türk milletine gösterdiği en önemli hedef şudur:

- “Ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır."

Ey, “Cemaat ve Tarikatlar dediğiniz STK’larla protokol imzalamaya devam edeceğim” diyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin.

Atatürk’ün ilke ve devrimlerinden sapmak laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti devletine yapılacak en büyük kötülüktür.

Milli Eğitim Bakanlığını ne acı ki Cemaat ve Tarikat bakanlığına çevirdiniz, çevirmeye sürdüreceğinizi de utanmadan, sıkılmadan hele hele Türkiye Büyük Millet Meclisinde itiraf ediyorsunuz.

İslamiyet ile siyaset yapmaktan vazgeçin.

Büyük önder Atatürk’ün bugünleri öngören şu ifadesi dinci siyasetinize tokat gibi çarpıyor:

- “Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar…”

Cemaat ve Tarikatları eğitime ortak etmek, vatana da millete de ihanettir.

“Tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor" diyen milletin vekili olmayan ancak sarayın atadığı bakan olan Yusuf Tekin milleti aldatma.

Çocukların dağa çıkmasını engellemek cemaat ve tarikatların görevi asla olamaz.

Çocukların dağa çıkmasını engellemek devletimizin asli görevidir.

Devletin Milli Eğitim Sistemi’nin anayasal görevidir.

Meclis’te şu yemini ettin Yusuf Tekin:

“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

“Namusum ve şerefim üzerine andiçerim” yeminini yok mu sayıyorsun?

And içtiğin “Laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı” kalmayacaksan derhal istifa et.

Hedefiniz; Cemaat ve Tarikatlar için “Dindar ve kindar nesil” yetiştirmek mi?

Atatürk’ün fotoğrafını yakasına takmaktan imtina eden Teğmen gibi bir nesil yetiştirmek ve Türk ordusunu da cemaat ve tarikatçılarla doldurmak mı istiyorsunuz?

Milli Savunma ve Milli Eğitin bakanlıkları Cemaat ve Tarikat Bakanlıkları mı oldu?

15 Temmuz’dan ders almadınız ama Kurmay Albay Güray Belhan’ın imzalayarak gönderdiği bu kitap hepinize ders olsun:

metin, bulut, poster, kar içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Belhan sunumunda diyor ki;

- “FETÖ’cü askeri savcının yok edemediği yeni nesil tarikatçıların tasfiye ettiği vatansever Atatürkçü Kurmay Albay’ın hikayesi.”

İşte, “İkinci Adam” yayınlarından çıkan “Önüm, arkam, sağıl, solum tarikat” kitabından çok çarpıcı özet:

“TSK’ya aşırı sol/sağ örgüt, grup ve tarikatların nasıl sızmaya çalıştıklarına ilişkin konferanslar ve gerekli bilgilendirmeler Prof. Dr. Ergün Aybars tarafından yapılmıştı.

Türkiye’nin aydınlık geleceğine pranga vurmak isteyen örgüt, tarikat ve cemaatlerin hedefinin, Harp Okullarına sızma ve buradaki öğrencileri kendi saflarına çekme olduğu çok aşikârmış.

Prof. Aybars muhtemel tehlikelere karşı uyarıyor ve bunların panzehrinin Atatürk ilke ve inkılaplarına gönülden bağlı olarak, vatana ve bu yüce orduya sadakatle görev yapma şiarını hatırlatıyordu.

Tarikatların Türk Silahlı Kuvvetlerine nasıl sızmaya çalıştığı gün gibi ortadayken, önlem alınmamış ve 15 Temmuz hain darbe girişimi yaşanmıştır.

Günümüzde herkes üç maymunu oynuyor ama 1996’dan sonra acaba bu tarikatçılara ne gibi işlemler yapılmıştı.

Benim gibi devresinin en ön sıralarında yer alan, yabancı dili ve yüksek lisansı bulunan vatansever Atatürkçü subaya, meslek hayatında Albay olana kadar stratejik karargâh denilen MSB, Genelkurmay, Kara Kuvvetleri ile Harp Okullarına adım attırılmaması acaba sadece tesadüf mü?

Benimle aynı kaderi yaşamış kim bilir daha kaç Atatürkçü subay vardı?

Bugün gelinen noktada, acaba başka tarikatlar Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmaya çalışıyor mu?

Tarihten ders almaz iseniz aynı acıları tekrar yaşamaya mahkûm olursunuz.”

Yazarın Diğer Yazıları