Cin-peri masalları üzerine

Tam 9 bin tanrıya(!) inanan Budistler yine katliama başladı. İneklere dokunmuyorlar ama Arakan Müslümanlarını öldürüyorlar. Ekrana yansıyanlar tam bir Nazi soykırımı. Mübareklerin sadece gaz odaları eksik. Bunlara Türkiye'den başka ses çıkaran da yok. Bangladeş sınırına sığınmış kadın feryat ediyor; "Namaz kıldırmıyor, oruç tutturmuyorlar. Üstelik çalıştırmıyorlar." Gelinen nokta felaket; topluca öldürüyorlar.

Her ne kadar insanlık dinler, mezhepler, tarikatlarla bugünlere gelmişse de Budizm'in Sinan Erdem Spor Salonu'na sığmayacak kutsalları mevcut. Paraya para demeyen bazı ünlülerin bu inanışa katılımlarına ne diyeceğiz? Pek çok ünlü film yıldızı ve şarkıcı kervana dahil olanlardan. Hollywood'un Fransa'dan ithal edip, zirveye taşıdığı Richard Gere gibi. Adam ayda bir mutlaka Dalaylama'yı ziyaret edip, içi para dolu zarfı indiriyor.

Bizim entel-dantellerin ortaya çıkıp birtakım guruların peşinden gidenlerini hatırlıyoruz. Her halde bu moda geçti ki medyaya yansıyan yenileri göremiyoruz. Burada bir diziyi de atlamayalım. Show TV'nin yayınladığı "Benim Dünya Güzellerim" bizim Hinduluk heveslilerini bu işten vaz geçirdi.

Tecavüzcü guru

Hindistan'da 20 yıla mahkûm edilen genç ve yakışıklı guruyla ilgili haber ve görüntüler hız kesmiyor. 40 milyonu aşkın müridi olan bu zat, kendisine inanan iki bayana tecavüzden mahkûm edildi. 20 yıl hapis yatacak. Cezaya karşı çıkan müritler isyan başlattı. Olaylarda ölenlerin sayısı 286. Onun üç katına yakın yaralı var. Böylesine "bol tanrılı" ülkede ortaya çıkacak nihai bilançoyu tahmin bile ürkütücü.

Biliyorum şimdi birtakım sapkınlar çıkıp bana broşür ve kitaplar yollayacaklar. Hatta mesaj atacaklar. Onlara peşinen söyleyeyim boşuna zahmet etmesinler. Hiç birine yer vermem. İnançlarım bana ait. En kutsalı da benim dinim. Öbür tarafa bir Müslüman olarak gitmeye kararlıyım.

İnanışlar

Batıl inançlara sahip insan sayısı ise tüm dünyadaki dinlere mensup olanların toplamı kadardır. Ne kadar "ben böyle şeylere inanmam" diyenler çıksa da, epey boş düşünceli mevcut.

Sağ ayakla evden çıkarak başlar, tahtaya vurarak devam ederiz. Say sayabildiğin kadar. Dönemine göre iyi eğitimli Ata Ninem beş vakit namaz kılar, her türlü dini vecibeleri yerine getirirdi. Diğer taraftan tüm gün kahve içer fal bakardı. Su, bakla, iskambil ve peçiç -deniz kabukluları- dahil. Allah rahmet eylesin sayesinde her sınav öncesi yuttuğum okunmuş pirinçleri toplasaydım Boyabat'ta bir çeltik sahasını çimlerdim. Arada özel sular da içirirdi. Aynı cinsten.

Hani tahtaya vurmanın Türklerin ilk inanışı Şamanlık'tan kalma olduğunu biliyoruz. Kötü cinlerin kurumuş ağaçlara saklanmış varsayımı bu yüzden. Ah Ata Ninem ah. Hem bildiğim bütün duaları öğretti, hem bir kısmını sıraladığım kimi batıllara da alet etti.

Birleşilen yer

İnsanlar din, mezhep, daha alt yapılarla bölünür. Ancak topluca batıl inançlarda birleşilir. Dünyadaki hiçbir din insan yüreğine hitap edecek mistisizme sahip değildir. Batıl dediğimiz inanışlar sadece metafiziğe karşı şüpheci tutumla engellenebilir. Bu özelliğe sahip pek az insan gerekli direnişi sağlar. Zira din ve batıl güç ayrılır. Örneğin Hristiyanlığın göğe uçuş inancı diğer dinler tarafından kabul görmez. Hatta "bu havarilere göre" cevabını alırsınız. Birine "mucize" dedirten şey, ötekine göre "komik peri masalı"dır. Akla yatan mantıklı nedenler sıralamaya kalkanlara verilen cevap bellidir; "şeytan işi".

Büyücüler

Mucize veya büyü denilenleri incelediğimizde genelde dış kaynaklı etkileri görürüz. Burada en bariz alan hastalıklardır. İşte o zaman ortaya büyücülük ve kendinden menkul büyücüler çıkar. Bunlar, telefonla "KOBİ kredisi pazarlayanlar"dan farksızdır. Büyücünün önemli özelliği hipnoz kullanmasındandır. Doğa üstü fenomenleri devreye sokarlar. Hatta bazıları halüsinasyonlar bile çıkarır.

Bütün bilimsel imkanlar ortadayken ruh çağırmalara kanıp, katılmayan kaç kişi tanıyorsunuz? Bunlara iştirak edenlerin tamamına yakını iyi eğitimlidir. "Ben sadece müspet ilimlere inanırım" nutukları atanlar yine bunlardır. Peşinden şeytanlar, hayaletler ve cinlere inanmayı sürdürürler.

Başlangıç yeri

Doğayı cinlerle doldurmak sadece Doğu ülkelerine özgü değildir. Bu inanış Hristiyanlar, Yahudiler ve ne acı ki Müslümanlarda epey eskidir. İncil, Musevilerin cinlere inanış belgeleriyle doludur. Hz. İsa'nın bizzat kendisinin kötü ruhlara inandığı tarihi yazıtlarda kayıtlıdır.

En gırgırı

En eğlenceli cinin ise asırlar önce Bağdat'ta bulunduğunu öğreniyoruz. Kara cüppeli, uzun sakallıdır. Kafasında büyük beyaz kavuk taşır. Eğer mekanda hoşlanmadığı bir şey görürse patırtı-gürültü yapar. Tabak çanakları kırar. Bu işlerine rağmen çok sevilir. Bu hikayenin yayıldığı yıllarda her evde onun için birer mihrap yapıldığı bilinir.

Yazarın Diğer Yazıları