Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Çukurova izlenimleri

Atatürkçü Düşünce Derneği’nin davetlisi olarak Kozan’a doğru giderken Çukurova’nın uçsuz bucaksız ovasında bereketli toprakların kokusunu çektim içime. Yılda en az iki verimin alındığı, hububatı, narenciyesiyle bütün Türkiye’yi doyurabilecek kapasiteye sahip Çukurova, tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. Romanlara, sinema filmlerine konu olan adıyla bölgenin sembolü olan pamuk bitmek üzere. Üstelik bir dönem mevsimlik ırgatların tek tek el ile topladığı pamuk artık makine ile toplanmasına rağmen çiftçi pamuk ekmiyor. Bereketin, zenginliğin sembolü pamuğu Türkiye artık ithal ediyor. Dünyaya pamuk ihraç eden konumdaki Türkiye, Yunanistan’dan pamuk alır hale düşmüş. Çünkü pamuk para etmiyor. Üretim maliyetinin altında alındığı için zarar etmektense ekmiyor Çukurovalı. Bölge ile bütünleşen mandalin, portakal, limon da para etmiyor. 30 kuruş mandalin, 40 kuruş portakal. Bir dönem 3-5 kilo portakal satıp bir litre mazot alabilen çiftçi şimdi neredeyse 170 kilo mandalin satması lazım. Bir dönem 5 ton pamuk satıp bir traktör sahibi olabilen çiftçi 45-50 ton pamuk satabilmesi gerekiyor. Adana’da, Çukurova’da durum bu olunca varın siz Anadolu’nun kıraç tarlalarını düşünün.
“Uçurumun kenarındaki Türkiye” yi anlatmak için gittiğim Çukurova’da neler öğrendim neler. Gazeteciliğe yeni başladığım yıllarda Turgut Özal’ın koruma müdürü olarak tanıdığım Musa Öztürk ile yıllar sonra Kozan Belediyesindeki makamında karşılaştık. Bir ara basın mensuplarıyla Özal’ın ilişkilerini konuştuk. En acımasız eleştirilere karşı Özal’ın ve korumalarının hoş görüsünü andık. Musa Öztürk, Özal’ın vefatından sonra bir dönem Anavatan Partisi’nden Adana milletvekili seçilmişti. Daha sonra sessiz sedasız çekilmişti siyasetten. Ancak Türkiye’nin gidişatından endişe duyduğu için gelip, doğup büyüdüğü memleketinde hizmet için kolları sıvamış. Kozan’da AKP’nin ezici çoğunluğunun Musa Bey ile çözülebileceğini hissedenler de Belediye Başkan adayı yapmışlar. İlçe merkezinin 85 bin nüfusu var. Çevre köylerin bağlanmasıyla 120 bin olmuş. CHP nin Kozan’da 12 bin oyu var iken belediye seçimlerinde 8 bini Musa Öztürk’e gidince MHP kazanmış belediyeyi. Kozan’dan esen rüzgar Adana Büyükşehiri de etkileyerek Hüseyin Sözlü’nün ipi göğüslemesini sağlamış. Seçim öncesi devletten gelen 4,5 trilyon şimdi 1,5 trilyona düşmüş. 35 trilyon borç ile devralınan belediyede borçlar yapılandırılıp yavaş yavaş ödenirken hizmette azalma olmadığı gibi artış var. Yolsuzluk, hırsızlık sona ermiş. Kozan, Ankara’nın Çankaya’sı, İstanbul’un Şişli’si değil. Yani rant yok. Vahşi imar vurgunları, konut inşaatlarından haksız kazanç yok. Geçmişte milletvekilliği yapan birinin dönüp burada Belediye Başkanlığına talip olması kimilerine göre attan inip eşeğe binmek. Ama Musa Öztürk böyle düşünmüyor. Belediye hizmetlerinin bir şekilde devam edebileceğini ancak ülkü bütünlüğünün dağılması halinde yeniden birleştirilmesinin mümkün olamayacağına vurgu yapıyor. Ankara’da, İstanbul’da rahatça oturup emekliliğin tadını çıkarmaktansa memleketine dönüp çalışmayı tercih eden Musa Öztürk’ü tebrik ediyorum. Elbette Kozanlıları da...
Okuyucularımız ve seyircilerimiz ile bir araya gelmenin onuruyla dönüş yolundayken Hanifi Avcı’nın Yargıtay’daki dosyasının onandığı haberini aldım. Tam da Yargıtay’a yeni üyeler atanıp görev dağılımı yapılacağı sırada 9’uncu Daire’nin aldığı karar aslında sürpriz değil. Başta Balyoz ve İstanbul Askeri Casusluk davaları gibi kumpasları onaylayanlar, giderayak görevlerini yerine getirmiş oldu. Hanifi Avcı, Simonların deşifre olmasını sağlamıştı. Simonların kendisinden intikam alacağının da farkındaydı. Bekliyordu da. Tıpkı Ahmet Zeki Üçok gibi. Yüksek Yargı’daki bu tavır insanımızın hukuka olan güveninin dibe vurmasını sağlamıştır. Filler tepişirken olan çimlere oluyor. Bu arada çiftçinin, köylünün, üreticinin hali unutuluyor.

Yazarın Diğer Yazıları