Danışmanlar görev başına

Mehmet Uçum'un varlığını bir ekran tartışmasında öğrendim. Doğal olarak Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olduğunu da. Yayına telefonla bağlandı ve 6 program katılımcısını susturup, kendini dinletti. Konuşması sırasında hukuk eğitimi aldığını anladım. Uçum için o gece milattı. Başladı bazı yerlerde de kendini göstermeye. Hiçbir şey yapmasa sesini duyuruyordu. Buna denizcilik literatüründe "Bayrak gezdirme" denir. Yaptığı buydu. Ne zaman ki Ne Oluyor'da tek başına konuk alındı, kafamızdaki eksikler tamamlandı. En çarpıcı taraf 6-8 kişinin katıldığı programda sadece kendisi vardı. Anlayın torpili. Emir büyük yerden. Referandum kampanyası boyunca daha sık göreceğimizden eminim. Ancak bazı önemli handikapları var. Ses tonu iyi değil hatta, puslu diyebilirim. Fazla konuşunca kısılması -benim gibi- dezavantaj. Yoksa Külliye'yi ve Ak Parti icraatlarını savunuşu mükemmel. En büyük eksisi ise "saç jölesi kullanmıyor". Anayasa değişiklikleri konusunda oluşan soruları cevaplandırırken verdiği bir örneği beğendim. ABD'de Başkan Bill Clinton'ın "Oval Ofis maceraları"ndan soruşturma geçirmesini iyi anlattı. Zampara liderin kıl payı kurtulduğuna işaret etti. Çok şükür, bu konuda sıkıntımız yok. Olacağını da hiç sanmıyorum.

Hepsi sırada

Diğer Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarını da daha sık izler hale geleceğimiz kesin. Kimi "ekonominin patinajı"ndan sorumlu. Bazıları "savaş stratejisti". Şimdi önem kazananlar seçim, yani referandum taktisyenleri. Benim gibi cahiller başta, yeni yüzleri tanımaya hazır olmalıyız. İlk işim maaşlarını öğrenmek oldu. Hiç fena değil. Milletvekili bordrosu gibi. Kaldı ki geleceklerinin ucu açık. Yalçın Akdoğan'ın danışmanlıktan Başbakan Yardımcılığına uzanan yolu unutulmamalı. Ha, bugün kızaktaysa bunun kabahati kendisinde. Burnunu fazla uzattı. Yenilerin aynı hatalara düşeceğini sanmıyorum. Önlerinde örnekler mevcut. Eskiden radyolarda yayınlanan bir reklam vardı; "Demirbank Hayırlı İşler Diler". Bu da danışmanlar için benden olsun.

***

Asıl görevine döndü

Biterken toparlandı. Farkındaysanız "O Ses Türkiye"ye fazla yer vermez oldum. Çünkü "tekrarın tekrarları"na yönelmek ilgimi dağıttı. Buna jürinin yeteneklilerden çok müzik bilgisi olmayanları tercihlerini ekleyebilirsiniz. Stüdyonun müdavimleri de "zıpır akımlara eğilimli". Bu yüzden "Big Boy Menduh" güçlükle elenebildi. Dünya çapında bir ses olan Sevil Memetova, kıl payı üst tura taşındı. Arada Acun Ilıcalı'nın itirafını dinledik. 350 kiloluk Godzilla'yı başka bir projede kullanacağını söyledi. Bunu kardeş kanal 8.5'ta yapması kesin. Yeni moda dövüşlerden oluşan bir programın haberini bizden duyun. Uyarım Acun Ilıcalı'ya, anlatıcıları iyi seçmeli. İşin bu yönü çok önemli.

Yine "O Ses Türkiye"ye dönecek olursam Şeyda Erbaş Kasap'ın elenmemesini olumlu buluyorum. Eğer rakibi İlyas Ekinci tur atlasaydı, geçen seneki hata tekrarlanabilirdi. TSM'nin en önemli yeteneği Aziz'in finalde kaybedişi içimde yara olarak kaldı. Şimdilik iki favorim var. İzmirli Gamze Dursun ile Muşlu Dodan. Ses rengi ve güçleri inanılmaz.

***

Yeniden doğuş

İzmir Marşı'nı daha sık dinler hale geldik. Flört Grubu'nun düzenleyip CD'ye aktardığı müthiş besteyi kimin geniş kitlelere ulaştırdığını hatırlayın. Athena Gökhan'ın, TV-8'de "Yaşa Mustafa Kemal Paşa" diye bağırarak söylemesi çoban ateşini yeniden harladı. Bir kaç ekran peşinden geldi. En büyük katkıyı ise FOX TV yaptı. Nutuk'tan sonra İzmir Marşı gündemlerinden düşmüyor. İsmail Küçükkaya'yı bu tutumundan dolayı kutluyorum. Yeri gelmişken aynı ekranda ana haberleri sunan Fatih Portakal'ı da unutmuyorum.

...

CEYHUN VİTRİNDE

Bazı stand-upçular gibi köşe olamadı ama Ceyhun Yılmaz'ı severim. Doğaçlama esprilerini beğenirim. "İmparator Terim" taklitleriyle tanıdım. En başarılı programı ise DIGITURK döneminde yaptığı "21" idi. "beIN"cilerin son verdiği yapımlardan biri. Okay Karacan'ınki gibi ipi çekilenlerden. Okay'ı da beğenirim. Güzel diksiyonu ve bilgi birikimi harcanmamalı.

Ceyhun Yılmaz'ı "5. Sihirli Mikrofon Ödül Töreni" sunumunda gördüm. Kendine özgü özellikleriyle yine başarılı sunum yaptı. Bu yarışmanın benim için bir başka özelliği Fatih Belediyesi'nin organizasyonu olması. Ne de olsa "nüfus kütüğüm" bu tarihi ilçede.

Yazarın Diğer Yazıları