Bahçe duvarımızın hemen dışında bir viyaklama sesi duyuluyor. Merak edipte şöyle duvardan dışarı bakıldığında, o sesin kıvranarak kendini yerden yere atan bir yaratıktan geldiği görülüyor. O yaratık ve nesli yıllardır hep hakkı olmayanlarla beslenmiş, hakkı olmayan yerlerde barınmış ve şimdi ise aynısını isterken birileri çıkmış beline kazmayı vurunca aşağı indirmiş. İşte o darbenin verdiği acı ile bahçe duvarımızın dibinde böğüren o garip yaratığın çıkardığı sesleriymiş.

                Olanları hazmedemeyen ve aldığı darbenin acısı ile ne söylediği belli olmayan o varlığın viyaklamasının arasındaki yarım yamalak çıkardığı sözleri ile mülk sahibini tehdit ederek, intikam alacağını da ifade ededururmuş. Mülk sahibi ise, henüz o varlığın kendisini tam tanımadığını söyleyerek geçmişe bir bakmasını, ataları olanlardan bu mülkün sahiplerinin kim olduğunu sormasını söyleyerek Baltacı ve 2. Katerina'yı hatırlatmış.

                Bu arsız varlık yıllarca mülk sahiplerinin malına ve canına tacizlerde bulunduğunu, hep böyle devam edeceğini düşündüğü için yediği bu darbeyi hazmedemediğini bunun için inlemeye devam ettiğini çevresine söylerken, intikam ateşi ile yanar tutuşurmuş. Mülk sahipleri ise artık bundan böyle haddini bilmesi gerektiğini söyleyip, olanları da hazmetmesinin iyi olacağını, yoksa alacağı darbelerle yerlerde sürüneceğini bilmesini söyler.

                Bu varlığın yandaşları kendisine aleni sahip çıkamasalar da, çok vahşi olduğundan dem vurarak intikamının acı olacağı ifadeleriyle, güya mülk sahiplerini korkutarak o varlığın rahat edip eskisi gibi yan yan yürümesini sağlama gayreti içine girmişlerdir. Bilmezler ki, daha dün bu varlık ve çevresindeki varlıkçıklarla PKK ve Asala itlerini besleyip üzerimize salarak bizleri ısırtarak canımızı yaktırdıklarını, Kırımda ve Türkmen Dağında karındaşlarımıza saldırarak yurtlarından etmeye çalıştıklarını ve besleme komünistleriyle cennet ülkemde kan akıtılmasına neden olduklarının unutulmadığıdır.

                Bu varlık öyle bir şey ki, yediği darbenin acısıyla PYD militanlarına destek verirken, Orta Asya'da ve Kafkaslarda yaşayan mülk sahiplerinin yurtlarına yuvalanarak vampir gibi onların kanlarını emmiştir. Şimdi ise on binlerce kilo metre ötelerden gelerek ata topraklarımız üzerinde aynı oyunlarını oynaması yetmiyormuş gibi cihan devleti olmuş bir milletin son kalesi olan topraklarını tacizle buraları da ini sanarak kendi malı ilan etmeye kalkmıştır. İşte o hoşgörülü mülk sahipleri bıkkınlığın verdiği öfke ile  hat bildirmek için bir uyarıda bulunmuştur.

                Kimse bu milletin evlatlarını tehdide kalkmasın. Bazıları senin bu hale gelmende müsamahakar davranmış olabilir. Ancak senin ayı veya başka bir varlık olman, sana bu hakkı tanımaz. Fazla ileri gittiğinde de böylesine beline kazmayı indirirler. Ey varlık, sayısal olarak çokluğunuza ve bir kısım silahlarınıza güvenerek yan yan yürüyerek bu topraklara gelmeye kalkarsan, azdan az çoktan çok gideceğini hatırlatırız. Ayrıca kervanlarınızın önünü keser tacirlerimizi taciz ederiz diye düşünüyorsanız ki öyle düşünüyorsunuz, bilesiniz ki bu işten de en çok zararı sizin varlıklar görecektir.

                Bu viyaklama seslerini duyarak geçmişte olduğu gibi ellerini ovuşturan siz batının çobanları, bize de gün doğdu diye sakın ha heveslenmeyesiniz. Anadolu da artık kurda kuşa kaptırılacak ne mülk nede can vardır. Biz sizlerinde ne kadar dost olduğunuzu çok iyi biliriz. Nasıl mı derseniz? Dün ve bugün Türk'e yaptıklarınız ve Türkler hakkında düşündüklerinizden. Yoksa sizde viyaklarsınız. Bizden uyarması.

                Ülkemin insanları, sizlerde oyuna gelmeden milli davalarda tek vücut olmalısınız. Elbette bölücüler, komünistler, bir yerlerin beslemesi ne olduğu belirsiz mahlukatlar farklı düşünüp, farklı davranacaklardır. Onları muhatap almayıp, kervanı yürütmeye devam edin. İktidar ise bunu ranta çevirerek halkı kandırma yerine, bu güne kadar kalbura çevirttiği bahçe duvarlarımızı tamir ederek korumasını bilmelidir. Kimsenin jandarmalığına soyunup ta bu asil milleti birilerine yem yapmamalıdır.

                Herkes her şeyi yiyeceğini sanarak, her gördüğüne saldırmamalı. Aynı birilerinin yediklerinin midesine oturup ta hazmetmek için telef olduğu şekle dönersiniz. O her önüne geleni yiyeninde yediğini beline aldığı darbe sonucu hazmedeceği, ancak biraz daha yerlerde yuvarlanması gerekmektedir.