Ülkemizin alanında tek uluslararası kuruluşu olan, Uluslararası Avrasya Eğitimcileri Federasyonu, bünyesinde topladığı değişik ülkelerdeki on üç Türk öğretmen dernekleriyle adeta harikalar yaratıyor. Herkesin para kazanmak için çalıştığı, bir kısım ülke insanının Türk varlığını dahi inkâr ettiği şu günlerde, bir kaç inanmış öğretmenin bir araya gelerek kurduğu bu federasyon, kendileri gibi inanmış insanların desteği ile büyük projelere imzasını atarken, ülke idarecileri tarafından yok hükmünde kabul edilmeye devam etmektedir.

                Her türlü olumsuzluğa ve engellemelere rağmen, Biz Türk'üz, engelleri yıkmak bizim görevimiz, tarihimiz incelendiğinde görüldüğü üzere yokluklardan cihan devletliğine yükselenlerin nesliyiz diyerek hak bildikleri yollarında yürümeye devam etmektedirler. Türkiye'de etnik gruplar arasında sayılsa da, bazılarınca böyle bir ırk yok diye inkâr edilse de, varlığını her alanda olduğu gibi eğitim alanında da ifade etmeye devam etmektedir.

Üç günlük sempozyum

                Amacı ülkemiz ve ülkemiz dışındaki tüm karındaşlarına hizmet etmek olan bu kuruluş, yaptığı faaliyetlerle yurt içinde ve dışında, bu aziz milletin takdirlerini toplayarak saygınlığını daha da artırmaktadır. Son yıllarda ne idiği belirsiz bir eğitim sisteminin uygulandığı ülkemizde, çalışanın açlığa mahkûm edildiği, öğretmenin avare insanlar olduğunun söylendiği, yandaşların makamlara getirilerek olmayanların mağdur edildiği bir ortamda biz de varız ve bu ülkeye hizmete devam edeceğiz diye yola çıkan bu kuruluş, son yıllarda çok önemli çalışmalara imzasını atmıştır.

                Bunların belli başlılarına bakıldığında görüleceği üzere, federasyona bağlı KKTC Teknik Öğretmenler Derneği'nin organizasyonunda yirmi ülkeden gelen eğitimin elitlerinin katılımıyla üç gün süren sempozyumda ülkelerin eğitim sistemlerinin karşılaştırılması yapılarak, karındaşlarımızla birlikte eksikliklerimiz ve farklılıklarımız ortaya konularak en iyi neler olabilir araştırılmıştır. Sempozyumu KKTC Milli Eğitim Bakanı'yla birlikte üniversitelerden akademisyenlerin yanı sıra bir çok öğretmen arkadaşımız da takip etmiştir.

Kardeşlerimize yardım

                Türkiye'de ise Avrasya Eğitimcileri Derneği, Irak ve Suriye'de Kürt, ABD, Rusya ve Avrupa'nın iş birliği ile evlerinden barklarından edilen, adeta bir meta gibi alınıp satılan çoğunun çöllere ölüme terk edildiği, Türkiye'nin ve diğer Türk devletlerinin sahip çıkmadığı Türkmen kardeşlerimize kırk kamyona yakın iaşe yardımında bulunmuştur. Tabii ki bunları yaparken birilerinin ifadesiyle Türk diye bir ırk yok diyenlere rağmen hayırsever Türklerin desteği ile yapmıştır. Bunu yaparken de ne şov yapmış, ne de devletten destek görmüştür.

                Federasyon ise üyesi ülkelerin eğitimcilerini Türkiye'ye davet ederek ülkemizdeki eğitim kurumlarında verilen eğitimi yerinde göstermiş. Ayrıca ülkemizin tanıtımı için başta Ürgüp-Göreme olmak üzere Kırşehir, Nevşehir ve Ankara'nın görülmesi gereken yerlerini gezdirerek, tanıtımımızı yapmıştır.

26-29 Kasım 2015 tarihleri arası Romanya temsilcimiz, Romanya Türk-Tatar Öğretmenler Birliği koordinasyonunda Romanya Demokratik Türk Birliği ve Köstence Ovidius Üniversitesiyle birlikte ortaklaşa "Kültürel Seslilik-Dil, Kültür ve Türk Medeniyeti" konulu uluslararası sempozyum düzenlemiştir. Bu sempozyumda; Dünyada Türkçenin Yeri, Türkçenin Anadil/ Modern Dil Olarak Öğretimi, Türk Edebiyatındaki Evrensel Temalar ve Değerler, Türk Sanat ve Gelenekleri ile Türk Tarihi ve Uygarlığı konularında tebliğler sunulmuştur.

Türk eserleri tanıtıldı

                Katılımcı kırk ülke arasında Türkiye'den şahsımın da bulunduğu yedi kişilik bir heyet katılmış. Giderlerini kendileri karşılayan katılımcılar böyle bir çalışmada olmaktan mutluluk duymuşlardır. Varsın birileri üç kuruş uğruna aslını inkâr etsin, ülke ve milletin aleyhine çalışsın bizler bu ülkenin evladı birer Türk çocuğuyuz, milletimizin geleceği için ne gerekiyorsa yapmaya gücümüz oranında katılmaya ant içtik demişlerdir.

                Bu toplantıya Köstence Başkonsolosu'nun katılımı, temsilciliğimizin Koyuncu Baba, Sarı Saltuk ve Gazi Ali Paşa türbeleri ile cami ziyaretleri yaptırarak oradaki Türk mühürlerini göstererek tanıtması da Türklük adına ayrı bir kazanım olmuştur.

                Ülkeyi idare edenlerse; ne olduğu belirsizlere, zevk ve sefa için çıkar peşinde koşanlara, şan şöhret edinmek isteyenlere, çeşitli projeler adı altında paralar öderken, böylesine vatan sevdalılarının kuruluşlarını yok saymasının hiç bir anlam ifade etmeyeceğini, yürüyüşlerini durduramayıp, daha da azimlendireceğini bilmeleri gerekmektedir.