Hücrelerini yenileyen iktidar ve yeni siyaset

İktidar partisinde belediye başkanlarının zorla istifa ettirilmelerini "Dağılıyorlar, birbirlerine düştüler, şimdi herkes elindeki dosyayı açıklar ortalık karışır, altından kalkamazlar, sonları geldi" diye okumak doğru değil...

Tam tersine son derece akıllıca bir stratejiyi hayata geçirdiler... 15 yıldır tek başına iktidarda olmanın verdiği yıpratıcılığı aşmak ve 2019'u hasarsız bir şekilde geçmek için hamle yapıyorlar...

Başarılı olurlar veya olamazlar, o ayrı konu, vermeye çalıştıkları mesaj şu: "Bazı kadrolarımız yorgun olabilir ama toplumda yeni bir siyasî hareket arayışına gerek yok... Hücrelerimizi yeniliyoruz, yeni siyasî ihtiyacı da içimizden karşılayacağız..."

Küçümsenecek bir akıl değil bu... Bu parti 2002'den beri tek başına ülkeyi yönetiyor ve bütün ağır çelişkilerine rağmen iktidarda... Bunda etkisiz muhalefetin payı olduğu kadar, iktidar partisinin ürettiği stratejilerin ve propaganda/pazarlama gücünün de büyük rolü var...

***

O itiraflar bile stratejik!.. Genel Başkan "İstanbul'un bu hâle gelmesinde bizim de payımız, günahımız var" dedikten birkaç gün sonra Çevre ve Şehircilik Bakanı da aynı şeyleri tekrar ediyor... Bir gün sonra da İçişleri Bakanı, Trabzon'daki betonlaşmayla ilgili paralel konuşuyor...

'Hatalarını kabul eden, ondan ders çıkaran' bir görüntü servis ediliyor... Savunulacak tarafı kalmamış ne varsa, şimdi tersinden gidiliyor... Çözüm süreci gibi, Suriye politikası gibi, paralel yapıyla ilişki gibi, BOP'a bakış gibi, tabelalardan çıkarılan Türklükten daha millî görünüme dönüş gibi...

***

İktidar partisi, bölgesel şartların ülkede pekiştirdiği 'millî hassasiyet'in farkında... Son turu bu hassasiyetin rüzgârıyla geçmek istiyor... Artan ve daha da artacak olan küresel baskıyı bununla yarmayı düşünüyor... Zaten kendi kaderlerini 'ülkenin kaderi' gibi sunmaları da bu stratejinin altını çiziyor...

Nasıl ki Hollanda krizi, referandum öncesinde tartışmayı 'millî' hâle getirmeye ve aklı karışık milliyetçi seçmenin bir kısmını iknaya yaradıysa, ABD ve Batı'yla bundan sonra muhtemel görünen krizlerin de toplumda iktidar lehine 'millî dayanışma'ya yol açması hedefleniyor...

'Hücrelerini yenilemiş' hâliyle iktidar partisi 2019'u hasarsız atlatabilir mi? Doğrusu zor görünüyor ama bu zorluğu aşmak için de şimdiden manevra üzerine manevra geliştiriyor...

Daha önce, borçlanma suretiyle geleceği ipotek altına alan ama gündelik hayatta, yolda, hastanede, okulda halka 'kısmî refah' taşıyan ve günlük düşünen seçmen nezdinden karşılığını her seçimde alan iktidar bugün aynı rahatlık içinde değil...

Çünkü kaynaklar tükendi, akışlar durdu... Sadece MTV zammı bile çaresizliğin sonucuydu... Ekonomiden Sorumlu Bakan'ın ifadesiyle "Ya vergileri artıracağız veya borçlanacağız" noktasındayız... Eh, "IMF'ye borç verecek durumdayız" edebiyatını uzunca süre pazarlamış olmaktan, bu noktaya gerilemiş olmak durumu özetliyordu aslında...

***

Siyasî iktidar, "Kimseye ihtiyaç yok. Günahı olanları ayıklıyorum, gençleştiriyorum, hücreleri yenileyip yeniden geliyorum" mesajlarını boşa vermiyor... Çok iyi biliyor ki Türkiye'nin siyasî kaderini CHP seçmeni, MHP seçmeni ve AKP'nin kemik seçmeni belirlemeyecek...

Türkiye'nin siyasî geleceğinin ne olacağına, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin nasıl şekilleneceğine, bugüne kadar iktidar partisine oy vermiş ama 'kemik kitle'den de olmayan seçmenler karar verecek büyük oranda... Siyasî doku o kadar sertleşmiş ki, sadece bu bölgede geçirgenlikler söz konusu...

Yani 7 Haziran'da oy vermeyen yüzde 10'lar... Yani onlara eklenmiş olan yeni memnuniyetsizler... Yani derinleşen ekonomik krizden etkilenen ama 'istikrar'la 'gelecek korkusu' içinde tercihte zorlananlar... Yani 'mütereddit' olanlar... Yani muhafazakâr ama dindarlığın itibar kaybettiğini görüp arada kalanlar... Dünyada yalnızlaşıyor olmamızdan kaygı duyanlar... Yani 'kemik kitle'nin haricinde kalan herkes...

Diğer parti seçmenlerini etkileme potansiyeli değil, iktidar partisine oy vermiş kitleleri etkilemek ancak sonucu değiştirebilir... Yoksa muhalefetteki sandalye sayı ve yerlerinin değişmesi hiçbir anlam ifade etmez...

Yazarın Diğer Yazıları