Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

İttifak mı? Siyasi cinnet mi?

İktidarın 'Amiral Gemisi' Sabah'ta Yavuz Donat "Devlet Bahçeli'yi anlama kılavuzu" başlıklı bir yazı kaleme almış. Yavuz Donat'ın gazetecilikteki en belirgin özelliği "her devirde geçer akçe" olmaktır. Rüzgâr nereden eserse yönünü oraya çevirir. Bir dönem Demirel, Özal sonra Ecevit derken 15 yıldır sıkı Tayyip'çi... Donat'ın yazılarını okuyan Türkiye'yi güllük-gülistanlık sanır. Tuzu kuru ne de olsa... Yarım asrı deviren koca bir siyasi hareketi iktidarın yedek lastiği, krikosu ve de bilmem nesi haline getiren Bahçeli'ye övgü yağdırmayacak da bizlere mi iltifat edecek. Sonuçta işini yapıyor. Fıtratındaki anlama kılavuzu ile Bahçeli ve şürekâsına yol gösteriyor. Kılavuz-karga hikâyesi bir yana, Devlet Bahçeli'yi anlamak için ciddi bir klinik muayeneden geçmesi gerektiğine yönelik tıp doktorlarının tavsiyeleri olduğunun altını çizelim. "Söz uçar yazı baki kalır" derdi eskiler. Şimdi sözler ve görüntüler de aynı anda arşivlendiği için bir "tık" ile karşımıza çıkıyor. Bahçeli'nin AKP hükümetine yönelik esip-gürlediği, "hesap sormazsam namerdim!" höykürmelerinin videoları sosyal medyada. Ünlü "17-25 Saati"ni Balgat'daki rezidansından çıkardı mı bilmem. Ne ebcetle ne de aritmetik ile uyuşmayan garip (!) formül ve hesaplarına birileri gizem yükleyerek anlamlandırmaya çalışıyorsa da hiç birinin neticelenmediğini en iyi kendisi biliyor.

***

Genç gazeteci adaylarına saçı-sakalı ağarmış ağabeyleri olarak bir tavsiyem var. Staj, bitirme ve yüksek lisans ödevleri için Bahçeli'nin konuşma metinlerini mercek altına alın. İletişim teknolojisi gelişti. Eskisi gibi günlerce kütüphaneye kapanıp tek tek arşivlerin tozunu yutmaya gerek yok. "Ne demiş, ne olmuş" karşılaştırmasıyla ciltler dolusu kitaplara imza atarken, akademik hayata başlamış olursunuz. Örneğin "Bahçeli ve İttifak" diye yazın internete... Çıkan sonuçları inceleyin. "MHP'nin baraj problemi yoktur... Yıkar geçeriz...", "Yüzde 10 barajı istikrarı sağlar. Biz tek başına iktidarı hedefliyoruz...", "Baraj sorunu olan düşünsün"den, "Baraj makul seviyeye inmeli...", "İttifak arayışından bahsedenler gafildir... İttifak sadece MHP'nin çatısında milletle olur"dan en son "C ittifakı" gibi absürd bir açıklamaya kadar gider iş. Dedik ya garip formülleri var Bay Bahçeli'nin "C"nin neyin kısaltması olduğunu açıklamayarak "bana güvenin" demekle yetinir. "C", "Cumhurbaşkanlığı" mı?, "Cuma" mı?, "Candaş" mı? belli değil... Sonunda AKP'nin Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, Bahçeli'nin ittifak rüyalarını kâbusa döndürdü ve bunun mümkün olmadığını ilan etti. Oysa Bay Bahçeli, kayıtsız-şartsız biat ettiği Erdoğan'ın her "ol" dediğinin olacağını sanıyordu. Nitekim Anayasa Mahkemesi "partili-siyasi imam olmaz" kararı ile noktayı koydu. Yasalarda partilerin "ittifak" yapabilmelerini kuralı var. İstifa eder o partinin listesinden aday olursun. Sonra istersen geri dönersin. Ancak bu iş çetindir. Dahası çok risklidir. Bay Bahçeli kendisini Genel Başkan seçen delegelerin 700'den fazlasının kongre talebini hiçe sayarak, iktidarın hukuka müdahalesi ile koltuğuna sımsıkı sarılmışken ittifak için istifa riskini göze alır mı? Bence alamaz! Milletvekili seçilmek için istifa ederse, partinin başına yasal olarak bir Genel Başkan bırakması gerekir. Geri döndüğünde ise yasal olarak kurultay delegelerinin oyları ile seçilme şartı var. Delege partinin önünü tıkayan, tabanını sokağa çıkamaz hale getiren kişiyi yeniden seçer mi? Seçmez! Kaldı ki MHP'nin içinde halen mücadeleye devam eden ciddi bir grup kurultayı beklemekte... Hesaplar sona ermiş değil.

***

İşte bütün bunları gören Bahçeli son bombayı patlattı. "Seçim ittifakından sonra kabinede olmayız!.." Breh, breh... Yani "ittifak seçiminden sonra AKP ile ortak hükümet kurup, bakanlık felan almayız. Bizim, parti olarak iktidar olmak gibi hedefimiz yok" demek istiyor. Daha önce de Cumhurbaşkanlığı için "haddimizi biliriz" demişti ya... Bunun anlamı şudur. "Madem ittifak için yasaların değişmesi mümkün değil. Ben istifa etmeyip partinin başında kalırım. 15-20 kişiyi AKP listesinden milletvekili yaparım. Hiç birini de bakan yapmayarak koltuğumu ömrümün sonuna kadar muhafaza ederim olur biter..." Ne de olsa dediği dedik, çaldığı düdük... Peki ya kendisi uyanık da alem aptal mı? Bu durumda seçime girmeyecek MHP'nin yüzde 3-5'lere düşmüş seçmeni kuzu kuzu AKP'ye oy verecek mi? AKP ve MHP'nin toplam oyunun yüzde 51 olamayacağı ortada. Bu durumda Tayyip Erdoğan'ın MHP'ye ihtiyacı var mı? Bir de MHP ittifakı ile kaçması muhtemel seçmen gerçeği var. Attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmez. Seçim sırasında MHP kökenli bir kaç kişiyi aday yapıp durumu kotarırken, MHP ve Bahçeli'yi çıkarır hepsi o kadar.

Bu durumu Ankara'da geniş bir dost sohbetinde değerlendirdik. Aralarında siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler uzmanları ve tıp doktorlarının bulunduğu mecliste "peki, ya ne olur?" sorusunu yönelttim: "Siyasi cinnet..." cevabının açılımını bir başka yazıya bırakalım...

Yazarın Diğer Yazıları