Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

Korkunun ecele faydası yok...

Korkunun ecele faydası yok...
7000 polis memuru görev yapar Bursa’da...
Cuma günü 3400’ü görevdeydi. Yetmedi, çevre illerden takviye yapıldı...
Keskin nişancılar binaların çatılarındaki yerlerini aldı...
İpek böceği tramvayının seferleri durduruldu. Şehir merkezi trafiğe kapatıldı. Yalnız araç trafiğine değil, yaya trafiğine de kapatıldı şehir...
Durumdan mustarip olup itiraz eden esnaf gözaltına alındı...
Havada polis helikopterleri sürekli ring atıyordu....
Devlet başkanlığı için 400 milletvekili peşine düşen halk kahramanı, halktan korunuyordu sizin anlayacağınız olağanüstü güvenlik önlemleriyle...
İş yeri civarında ilk kez karşılaştığımız zabıta memurları, evine karton toplayarak ekmek götüren yaşlı bir adama ceza kesmeye kalktı Cumhurbaşkanı’nın birkaç saniyeliğine oradan geçme ihtimaline binaen...
3400 polis memuru görev yapıyordu 7000 polisin bulunduğu şehirde. Şehrin yarısı diğer yarısından, şehrin polislerinin yarısı tarafından korunuyordu...
Cumhurbaşkanı, şehrin diğer yarısından saklanıyordu.
Korkuyordu...
Birinin çıkıp kendisinden duyduğu memnuniyetsizliği suratına haykırmasından mı,  “Yeter, düş artık memleketin yakasından!”  demesinden mi korkuyordu?..
Korkunun ecele faydası var mı?
Ne değişti?
Yıl 2002. Mart ayı. Erdoğan Ankara Keresteciler Camii’ne Cuma’ya geç gitmiştir.
Aynı şekilde, Cuma günü de Bursa Ulu Camii’nde kılınacak Cuma Namazı’na geç kaldığı gibi!
7 dakikalık gecikme okunan ezanı da 7 dakika erteletmiştir.
Aynı Cuma günü Bursa’da 10 dakika ertelediği gibi...
Yıl 2002. Mart ayındayız...
Mikrofon akademisyen Doç. Dr. Mehmet Görmez’e uzatılıyor..
Soru net:
Bir politikacı için cemaat bekletilir mi?
 Cevap da gayet net:
 “Cuma namazının 10 - 15 dakika gecikmesinde bir sakınca yoktur. Ama bir şahıs için geciktirmek olmaz. Eğer böyle bir şey yapıldıysa, şahsa özel beklenilmesi en azından ahlâkî değil. Orada namaz kılmak için bekleyen cemaate yapılan bir saygısızlık. Cami avlusunda siyasî bir kişiye tezahürat yapılmasını da çok yanlış buluyorum. Bazı liderlerde bu yapılıyor.”
Bu sözleri akademisyen Mehmet Görmez’den duyan insanlar, aynı sözleri Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’den de duymayı bekliyor hâliyle...
Duyabilirler mi?
Onca hırsızlığa, onca yolsuzluğa, onca din istismarına ağzını açmayandan 13 sene evvel sarf ettiği cümleyi yeniden sarf etmesini bekliyorlar yalnızca...
Ama duyamazlar...
Peki ya ne değişti?
Makamı değişti Hocaefendi’nin, makam aracı değişti, hayatı değişti...
Dinin hükümleri değişti de haberimiz mi olmadı?
En azından ahlâk kuralları değişmeseydi..
Hâla aynı saygıya lâyık görebilseydi Hocaefendi camii cemaatini...
Cami avlusunda siyasi bir kişiye tezahürat yapılmasını yanlış bulan Hocaefendi, başında durduğu camileri kiraya vermeseydi siyasete...
Yalnız mevkisi değişti Hocaefendi’nin...
Onunla birlikte dinin hükümleri, onunla birlikte ahlâk kuralları, onunla birlikte Türk Milleti’nin inancı değişti...
DİB Başkanı Görmez’in hizmetleri, hiç unutulmayacak...

Yazarın Diğer Yazıları