Medyanın Sicil Amiri Eray Erollu yazdı. Basın kartlılar ballı aşı grubuna alındı peki ya diğerleri ne olacak?

Medyanın Sicil Amiri Eray Erollu yazdı. Basın kartlılar ballı aşı grubuna alındı peki ya diğerleri ne olacak?

Medyanın Sicil Amiri Eray Erollu yazdı.

Dünyayı kasıp kavuran Korona virüs, Türkiye''yi de pençesine aldı. Türkiye''de toplam can kaybı 31 bin kişiyi geçerken, aşılama çalışmaları da son sürat devam ediyor. Sağlık Bakanlığı, turkuaz renkli basın kartı taşıyan gazetecileri aşı takviminde öncelikli sayması medya sektöründe gündem oldu. 

Bu haktan sadece turkuaz renkli basın kartı taşıyan gazetecilerin yararlanacak olması tartışmaları da beraberinde getirdi. Basın kartı sahiplerinin çoğunluğunun masa başında görev yapan gazetecilerinden oluşması, haberi arazi denilen olay yerinde kovalayan muhabirlerin çoğunun sosyal güvencileri olmaması kafaları karıştırıyor. 

Oysa masa başında çalışan gazeteciler evden işe, işten eve gidip gelirken, arazi diye tabir edilen sokaklarda görev yapan muhabirler cüzdanlarında tanıtım kartı, ellerinde fotoğraf makinesi ya da kamera, korona kapar mıyım korkusu olmadan cesurca haberden habere koşup duruyorlar.

O muhabirleri gece gündüz, adliyelerde, hastanelerde ya da mahallenizde gerçekleşen cinayet, yangın, kaza, çatışma, kurşunlama, intihar olaylarında görebilirsiniz. 

Oysa gözünü budaktan esirgemeden haberden habere koşan bu muhabirlerin de aşı kapsamına alınması çok da zor olmamalı. Çözümü sadece kurumlara yazılacak bir kaç satırlık cümleye bakar.

"KİMSENİN PARASINDA GÖZÜM YOK"

Dünkü yazımdan sonra çok sayıda telefon geldi eleştiren de vardı destek çıkanda. Gazeteciler Cemiyeti''nin bu duruma sessiz kalmasını çoğunluk mantıklı buldu. Cemiyet çalışanlarının çoğunun 60 yaşın üstünde olduğundan zaten aşı hakkı elde ettiğini belirten gazeteciler "Bu olayda da sessiz kalan Gazeteciler Cemiyeti, üyelerinin ölüm ilanlarını yayınlamaktan başka ne yapıyor? Hangi işsiz gazeteci ne yapmış. İş mi bulmuş, yer mi göstermiş. Gazeteciliği öğrencilere anlattırıp cebine 3-5 kuruş mu sokmuş" diyerek tepkilerini dile getirdiler. 

Hani bir laf vardır "Hırsızın hiç mu suçu yok" diye. Medyadaki durum da aynen böyle. İşveren muhabirlerinin özellikle de büyükşehirler hariç sigortasız çalıştırmaya devam ediyor. Oysa verilecek asgari ücret bile onların yaşamlarına olumlu bir dokunuş yapar. 

Bu işi yapan herkese gazeteci deniyor. Kimi akıllara durgunluk veren paralar kazanıp, sırça köşklerde oturup, en lüks araçlara binerken, diğer tarafta kadroya alın diye sitem edenler...

Benim kimsenin ne kazandığı parada, ne mal varlıklarında gözüm var. Tek derdim, gazeteci diye çalıştırılan bu kişilerin de bu duyguyu yaşayabilmesi. Korona virüs aşısı olabilmesi, asgari ücret tutarını cebine koyabilmesi, sigortalı çalıştırılıp basın kartlarına sahip olmaları. Bu hakları vermeyen yöneticilerin yataklarında rahat edip etmediklerini gerçekten merak ediyorum.
Artık çuvaldızı biraz da medya patronlarına, yöneticilere batırmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

DİĞER SERVİSLER DE UNUTULDU

Medyada sadece basın kartlıların çalışmadığı da belirtildi. Oysa ulaştırma, matbaa çalışanları, yemekhane görevlileri de medya gruplarının merkezlerinde görev yapıyor. Onların da bu kapsama alınması gerekiyor. Ancak onlar da ne yazık ki kapsam dışı bırakıldı. 

GİZLİ KAHRAMANLAR DA UNUTULDU

Korona virüs kısıtlamalarında evlerinde oturmayarak harıl harıl çalışan kuryeler ile market çalışanları da aşı da öncelikli grup arasında yer almadı. Oysa açılan bir telefonla istenilen ürünleri en kısa sürede sipariş verilen adrese yetiştirmek için canlarını hiçe sayan koronanın gizli kahramanları da öncelikli gruba alınmadı. 
Maket çalışanları da kuryeler ile aynı kaderi paylaştı. Onlar da kısıtlama saatleri dışında haftanın 7 günü hizmet vermeye devam ediyorlar. Her gün yüzlerce kişi ile temas halindeler. Para alıp üstünü veriyorlar. Tüm ürünleri kasada okutarak hizmetlerini aralıksız devam ediyorlar.  Ama onlara da aşıda öncelik hakkı yok.

POLİS, ASKER VE ÖĞRETMENE DE YOK

Korona virüs aşı takviminde öncelikli sayılmayan gruplar içersinde polis, asker ve öğretmenler de bulunmuyor. En ufak bir olayda hemen telefonla aradığımızda kapımıza gelip, sorunumuzu çözmeye yardımcı olan polis ve askerlerimiz de bu öncelikli grupta yer almadı. 
Yaşamımızın en anlamlı olayı çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenler de aşıda öncelik gruplar arasında yer almadı. 
Ortak görüş, bir an önce tüm insanlarımızın aşılanarak bu çağın hastalığından bir an önce kurtulmamız.

Yazarın Diğer Yazıları