Bildiğiniz gibi MHP’de seçim var. Seçim olunca da 2 cephe... Seçilenler ve seçenler... Yani adaylar ve delegeler...
4 Kasım’daki kongreye günler kala  bu 2 cephedeki son duruma bir göz atalım.
Önce adaylar cephesine bakalım:
MHP’de kongre süreci başlarken Devlet Bahçeli’ye karşı Genel Başkanlık noktasında sonuç alabileceği düşünülenler arasında Koray Aydın, Ümit Özdağ, Mansur Yavaş ve Meral Akşener’in ismi telaffuz ediliyordu. Ancak artık Genel Başkanlık yarışının 2 aday arasında geçeceği kesinleşti; Devlet Bahçeli ve Koray Aydın...
Şöyle ki; bugün itibarıyla Ümit Özdağ, Koray Aydın’a tam desteğini açıklamış durumda. 2006 yılındaki Genel Başkan Adaylığı girişimi sırasında Ümit Özdağ’ı destekleyen ve şimdi de birlikte hareket eden MHP’liler de bu süreçte Koray Aydın’a destek veriyor.
Meral Akşener de aday olmayacağını ifade ettikten sonra Genel Başkan Adayı olarak onu desteklemeyi düşünenler de Koray Aydın’nın etrafında toplanıyor.
Devlet Bahçeli’nin yönetim tarzını beğenmediğini, dolayısıyla MHP’de değişimin kaçınılmaz olduğunu söyleyen Mansur Yavaş’da aday olmayacağını duyurdu. Yavaş’ın bu kararının ardından, onu sevenlerden Koray Aydın”a toplu bir yöneliş oldu. Bu yönelişte Yavaş’ın “aday olmayacağım” ifadesinin yanında Koray Aydın’ın kurultaydan Genel Başkan olarak çıkması halinde birlikte çalışmak istediği Mansur Yavaş’a Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı teklifi götüreceğini açıklaması büyük rol oynadı.
Zaten daha resmen adaylığını ilan ederken, Ülkücü hareketin sembol isimlerinden Ozan Arif’i de yanına alarak yola çıkan Koray Aydın kısa sürede camianın ilgi odağı haline geldi. Aydın’ın etrafı bir anda Bahçeli’nin karşısında adaylık için adı geçenlerin ve onların ekiplerinin toplanma merkezine dönüşüverdi. Daha açık bir ifadeyle Koray Aydın, MHP’nin gidişatından memnun olmayıp değişim isteyenlerin ortak adresi oldu. Kısa sürede ve gün geçtikçe de hızla artan bir desteği arkasına alan Koray Bey inanılmaz mesafe katetti. Öyle ki; bugün kongre yapılsa, daha şimdiden Koray Bey kazanacak bir potansiyele ulaştı.
Gelelim şimdi de delegeler cephesindeki son duruma:
Daha önce de altını çizdiğimiz gibi MHP Genel başkanlık yarışı Devlet Bey ve Koray Bey arasında geçecek. 4 Kasım’daki Büyük Kongre’de Genel Başkan’ı 1100” ü il kongrelerinde seçilmiş, Kurucular, MYK Üyeleri, Merkez Disiplin Kurulu Üyeleri ve milletvekillerinden oluşan delegasyonun oyları belirleyecek.
Delegasyonun ana gövdesini teşkil eden bu 1100 kişinin seçiminde şu yol izleniyor:
Önce MHP’nin son seçimde aldığı oy sayısı 1100’e bölünüyor. Sonra aldıkları oy oranına göre illerin delege sayısı belirleniyor.
Her il, yaptığı kongrede kendi delegelerini seçerek Büyük Kurultay’a gönderiyor.
2011’de yapılan  son genel seçimde MHP 5 milyon 585 bin 513 oy almıştı. Bu rakam 1100’e bölündüğünde ortaya çıkan 5077 rakamı bir delegenin temsil ettiği seçmen sayısını veriyor. Yani 4 Kasım’daki büyük kongrede oy kullanma hakkı bulunan bir delege sadece kendini değil MHP’ye oy vermiş tam 5077 seçmeni de temsil ediyor. Bu hakikat tabiatıyla çok büyük bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Her delegenin omzuna 5077 seçmenin sorumluluğunu yüklüyor. Delege, kongrede oy kullanırken bunu da dikkate almak zorunda. Bu zorunluluk onlar üzerinde de bir baskı oluşturmakta.
Doğruyu söylemek gerekirse üstlendikleri vazife kolay değil... Ama hata yapmadan, kalp huzuru ve gönül rahatlığı ile bunun üstesinden gelmek de kendi ellerinde... Delege, kongre yaklaştıkça omuzlarında ağırlaşan bu yükten selametle kurtulmak istiyorsa bulunduğu  il ve ilçede MHP seçmeninin fikrini sorup ona mutlaka kulak vermeli. Tabanın sesini dinleyip onların arzularına tercüman olarak oy kullanırsa adil ve vicdanlı davranmış olur.
Delege olan il  ve ilçe başkanları MHP’de değişim talebinde bulunan seçmenin baskısı altında. Pek çok bölgede, tabanın delege üzerinde oluşturduğu yoğun baskı, daha kongre yapılmadan etkisini gösterip sonuç veriyor.  “Biz Devlet Bey kalırsa oy vermeyiz” diye kesin tavır koyan partili seçmene direnemeyen delege, onların talebiyle değişim yönünde oy kullanacağını ifade ediyor.
Görülen o ki; tabanın değişim arzusu delegenin kılavuzu olmuş durumda...