Mutlu musunuz?

     Ey ülkeyi yönettiğini söyleyenler! Analar ağlamasın diyerek, bölücüleri büyütüp beslemekten... Günlerce silah depolayarak, güvenlik birimlerini oluşturmalarını izlemekten... Bölge halkından vergi toplayıp mahkemeler kurarak insanları yargılamalarından...Binlerce gencin dağa çıkmasına göz yummaktan... Askeri ve polisi kışlalarına kapamaktan mutlu musunuz?

     Kürt'ün sorunu benim sorunum diyerek, Kürtçülüğü ön plana çıkarmaktan... İnsani duygu diye Irak ve Suriye'deki Kürtleri ülkeye doldurmaktan... Peşmergeyi topraklarımızdan geçirerek terörist PYD'lileri koruyup desteklemekten... Sınırları yol geçen hanına çevirerek teröristlerin ülkeye girmelerine izin vermekten mutlu musunuz?

     Ana dilde eğitim hakkı diye anayasaya rağmen değişik dillerde okullar açmaktan... Yer adlarını değiştiriyorum diyerek Kürtçe isimler koydurtmaktan... Oslo'dan başlayan görüşmeleri Dolmabahçe Sarayı'ndaki yayınlanan deklarasyonla güçlendirmekten... Bölücüleri mahkemelerden salarak teröre devam etmelerini sağlamaktan mutlu musunuz?

     Okulların yakılması ve bayrağın indirilmesini umursamamaktan... Akiller diye bölücü yandaşlarını devlet kesesinden ülkede dolaştırmaktan... Türklüğü ırkçılık sayarak ayaklar altına alıp, andımızı yasaklamaktan... Televizyon kanalları açarak, Kürt kültürünü öğretmekten... Sürece karşı çıkanları hainlikle itham etmekten mutlu musunuz?

     Bölücülerin halk üzerinde silahlı tahakküm kurarak, belli sandıklardan iki katı oy çıkmasından... İmralı'yı beş yıldızlı otele çevirip, alanlarda bebek katilinin bildirilerini okutmaktan... O bölgede kullanılan su, doğal gaz ve elektrik paralarını bize ödettirmekten... Oralarda kaçakçılığı serbest bırakıp vergi almadan hizmet götürmekten mutlu musunuz?

     Tüm bunları yaparken oraların oyunu alacağınızı sanıp da, aldığınız oyla hükümet olma şansını kaybetmekten... Adeta bölücülerin partileriyle anlaşmışçasına Türkiye'yi kan gölüne çevirmekten... Kınalı kuzular şahadet şerbetini içerken, kendi çocuklarınıza çürük raporu almaktan veya bedelli askerlik yaptırmaktan... Seçim sonrası günlerce hükümeti kurdurmamak için ayak oyunu çevirip de, HDP ile geçici de olsa hükümet kuracak olmaktan mutlu musunuz?

     Kışlalarda Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çekenleri seyretmekten... Terör örgütüne operasyon yapıyoruz diyerek, dağı taşı bombalamaktan... Altı yüz bin kişilik bir güç ve en modern silahlarla üç tane çapulcuyla başa çıkamayıp, yanlışlarınız yüzünden şehitlerin gelmesinden mutlu musunuz?

     Atatürk'ün partisi olduğunu iddia eden muhalefet partisi size ne demeli; siz bölücülerin uzantısı olan partiyi hükümete dahil etmek üzere koalisyon ortaklığı teklif edilmediği halde otuz iki gün görüşme yaparak halkı oyalamaktan... Her bölücünün eyleminde, bölücü başının posterleri altında onlara destek vermekten... Kendi oyunuzu dahi onlara vererek meclise taşımaktan... Vatan evlatlarının kınalanarak gittiği askerden, bayrağa sarılı gelmesinden mutlu musunuz?

     Sizler, sanatçı müsvettiyeleri! Okumuş yazmışlığı olmayan satılmış yazarlar! Müslüman geçinip de dini çıkarlarına alet edenler! İki ağaç kesildi diye sokakları harabeye çevirirken bayrağa sarılı gelen şehitlerin cenazelerinde neredesiniz? İki taraf da silah bıraksın derken, devleti milleti ayaklar altına almaya çalışanlar! Akilsizler, çözümcüler, Ermeni'yle Ermeni olanlar! Dün çözüme çözülme diyenleri hainlikle itham edip de bugün çözüme karşı savaş verenler! Olanları seyretmekten mutlu musunuz?

     Sizler mutlu olabilirsiniz. Ama bizler mutlu değiliz. Bu mutsuzluğumuzu da demokratik yollarla sizleri göndermekle göstereceğiz. Suçluların yaptıklarını yanlarına kâr bırakmayarak, yaptıklarına pişman ederek ispatlayacağız. Kimse sanmasın ki her yaptığımız kârdır. Elbette zararı da olacak. Bakalım o zaman da mutluyuz diyebilecek misiniz?

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları