"Balık tutulunca ağ unutulur" diye bir söz var. Bunu Türkiye'de seçim kazanılınca yapılan ihanetler unutulur biçiminde ifade etmek çok doğrudur.

Türkiye'nin her şeyi göze alarak, büyük maliyetlere katlanarak engellemeye çalıştığı terör devletinin fikri temelleri ve örgütlenmesi büyük ölçüde çözüm süreci sırasında atılmıştır. Bu süreçte Barzani, Salih Müslim ve Öcalan ile AKP iktidarının ilişkileri hatırlandığında bugün yaşananların gerçek nedenleri ortaya konulmuş olur.

                Böyle bir iktidar Türkiye'yi yönetiyor

AKP iktidarı on altı yıl boyunca hem iç hem de dış politikada ifrattan tefrite savrulan bir siyaset uygulamıştır. Bütün iç ve dış politika pratikleri bunu göstermektedir. AKP'nin tepe yönetimi PKK'yla barıştan savaşa, FETÖ'yle ortaklıktan düşmanlığa, Rusya'yla çatışmaktan ittifaka, Suriye ile sınır kaldırmaktan sınıra beton duvar örmeye giden bir strateji izlemekte beis görmemiştir.

AKP'nin barış getireceği, silahları susturacağı, terörü bitireceği iddiasıyla başlattığı "Çözüm Süreci" Türkiye açısından tam bir felaketle sonuçlanmıştır. Bugün yaşanan birçok olayın temelinde bu "Çözüm Süreci" ihaneti vardır. 

Gerek Oslo'da gerekse İmralı'daki eli kanlı terörist başıyla yürütülen müzakereleri ne Öcalan ne de Kandil ciddiye almıştır. Kandil ve Öcalan "Çözüm Süreci"ni örgütlenme, silahlanma ve kent savaşları için hazırlık yapmak için fırsat olarak kullanmıştır. "Çözüm Süreci", Öcalan'ın terör örgütü PKK'ya olduğu kadar ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde meydana getirmeyi düşündüğü terör devleti projesine de danışmanlık hizmeti vermesini sağlamıştır.

Öcalan'dan ABD'ye danışmanlık!

"Çözüm Süreci" Öcalan'ın Kandil'le ve ABD ile kolayca ilişki kurmasını sağlamış, terörist başının örgütü yönetmesine imkân tanımıştır. Daha da vahimi bugünlerde ABD'nin Suriye kuzeyinde inşa etmeye çalıştığı terör devleti projesi için çözüm süreci sırasında PKK ele başısı Abdullah Öcalan'la koordineli çalışma imkânı bulmasıdır.

"Çözüm Süreci" sırasında ABD'li Brett McGurk, teröristbaşı Öcalan'dan çok sayıda mektup almıştır! Bu mektuplarında PKK'ya kurdurulacak korsan devlet için birçok öneride bulunan Öcalan'ın, Kandil'deki teröristleri "ABD isterse bize 6 ayda ordu kurar" diyerek motive ettiği ortaya çıkmıştır.

Yeni Şafak gazetesinde yer alan habere göre Öcalan, 2014-2016 döneminde Çetin Arkas, Nasrullah Kuran ve Mikail Barut isimli PKK'lılar aracılığıyla Brett McGurk ve Pentagon temsilcilerine İmralı Cezaevi'nden, Suriye'nin kuzeyinde yapılması gerekenleri içeren raporlar göndermiş. ABD'nin talebi üzerine bu devlete 'danışmanlık' hizmeti veren Öcalan, gönderdiği raporlarda "Cerablus ve Azez hattı birleştirilmeli", "TSK'ya Afrin konusunda engel olunmalı", "Konfederasyon ordusu kurulmalı", "Sınır güvenlik güçleri oluşturulmalı" gibi önerilerde bulunmuş!

Öcalan'ın devleti için ABD devrede!

ABD, Öcalan'ın önerilerini süreç dahilinde hayata geçirmiştir. Türkiye, güneyden kuşatma projesinin en önemli ayaklarından olan 'Cerablus-Azez hattının birleştirilmesi' planını Fırat Kalkanı Harekâtı ile bozdu.

Teröristbaşı Öcalan'ın, "Afrin'de mühimmat atölyeleri inşa edin", "Savaş komünü yaratın" ve "Türkiye ile büyük savaşa hazırlanın" talimatları verdiği de gelen bilgiler arasındadır.

İşte bu PKK/PYD ve müttefiki ABD'nin koridor devlet projesine ikinci büyük darbe ise Afrin'de vuruluyor.

Öcalan, Brett McGurk'a, "Sizinle yalnızca Suriye ve Irak'ta değil tüm Orta Doğu'nun yeniden şekillendirilmesinde iş birliği yapmaya hazırız" demiş.

ABD'nin bölgedeki mücadelesi Öcalan'ın önerdiklerini hayata geçirmek içindir.  Gönderilen onca silah, eğitilip ordu haline getirilen onca teröristle ve bu teröristlerden oluşturulan otuz bin kişilik sınır gücü Öcalan'ın öngördüğü devleti korumak içindir.

Türkiye'nin bugün ödediği maliyet, ülkeyi yönetenlerin dünkü gaflet, dalalet ve ihanetlerini telafi etmek içindir. Bugün "Çözüm Süreci" sırasında yıllarca sahipsiz bırakılan devletin ve milletin Afrin harekâtıyla güvenliği koruma altına alınmaya çalışılmaktadır.