Totaliter rejimlerden esintiler hortladı. Bu yolu önce Putin açtı. Yasal süresi dolduğunda yerini "emanetçi Medvedev"e bıraktı. Gerekli değişiklikleri sağladı ve tekrar Çar koltuğuna oturdu. Şimdi rahat. Sağlığı yerinde olduğuna göre, Rusya Federasyonu'nun tek hâkimi olmayı sürdürecek.

Kırım ve Ukrayna'nın doğusunu ele geçirdikten sonra Suriye'yi de yönetimine aldı. Yeni hedefi Belarus'un yanına öteki Baltık ülkelerini eklemek. Fırsatını bulduğu an bunu yapacağı kesin. Şu anda NATO'nun en büyük korkusu bu.

Sıradaki

Dünyanın diğer süper gücü Çin'de de Rusya'ya benzer gelişmeler görüyoruz. Bu ülkede de devlet başkanlığı için -Komünist Parti Genel Sekreterliği- iki dönem şartı var. İş başındaki Şi mevcut yasalara göre ikinci hakkını sürdürüyor. 2023 yılında aday olmaması gerekiyor. Ancak daha şimdiden çalışmalara başladı. Uzun vadeli planını açıkladı; "2030'da da görevde olmalıyım".

Görünen o ki, Şi Cinping, soyadında mevcut cinliği mutlaka gerçekleştirecek. "Madem üstlendiğim başkomutanlık için tahdit yok, devlet başkanlığım da böyle olmalı" diyor.

Şi, Çin Komünist Partisi tüzüğüne mutlaka adını yazdıracak. Mao ile başlayan "Tek Adam"lardan biri haline gelecek.

Sıradakiler

Orta Doğu'daki aşiret yönetimleri derken, Rusya ve Çin'deki eskiye dönüş yadırganmamalı. Bizi ilgilendiren tarafı gözden kaçırmamalıyız. Biraz dikkatli bakarsanız, 2019'un sonunda neler olabileceğini fark edersiniz.

Başkomutanlık çoktan devralındı. Sonrası için çalışmalar devam ediyor. Bizim adayımızın yaşı da, ötekilerin yaşına uygun. İnsan ömrü uzadığına göre birlikte yaşamaya alışacağız.

***

Acı gerçek

Türk-İş'in müthiş bir araştırma grubu var. Yönetim değerlendirir ya da değerlendirmez ama önemli çalışmalar yapar. 2013'e kadar bağlantım olmuştu. Şimdi irtibatımız koptu. Bu ekibin başarılı işleri arasında yaşama standartlarını sayabiliriz.

Şubat ayı tespitlerine göre, 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı 5 bin 331 liraya fırladı. Açlık sınırı ise bin 637 lira. Verilen ücret ve maaşlar ise ortada. Hele emeklilere "öl de kurtulalım" deniyor!

Bu arada SGK'nın kanser hastalarına attığı son kazığı atlamayalım. İlaçlardan para kesmeyi kaldıran kurum, aniden bundan vaz geçti. Bu kararı alanlara sormak istiyorum; "kutu başına bin 500-4 bin arası kesinti" hangi maaşla ödenecek. Alın size "ölün de yükten kurtulalım"ın ikinci versiyonu.

***

Kalabalık

Taciz ve tecavüzlerin önlenmesiyle ilgili çalışmalar ilk defa hız kazandı. Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ başkanlığındaki "Mini Bakanlar Kurulu" bu defa işi kotaracak gibi. Son basın toplantısında Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e takıldım. "Davalar azalıyor" diyerek lafa girmesini ve yıllara göre rakamları küçültmesini yadırgadım. Onun hesabıyla dört yılda 20 bin 474 işlemden 14 bin 394'e gerileme var. Sayın Bakan buna inanıyor mu? Ya açılmayan davaları ne yapacağız? Daha bir hafta önce İstanbul'un göbeğindeki "Kaz Çiftliği Faciası"nı nasıl örteceğiz?

***

Futbolun sahtekârları

90'a programında Hıncal Uluç'tan önemli tespitler izledim. "Kimileri sahaya futbol oynamaya değil, rakibini attırmak için çıkıyor" diye başladı. Gerçekten en ufak dokunuşta -hatta temas bile olmayan pozisyonlarda- kendini yerden yere atan sahtekârlar görüyoruz.

Uluç büyüğümün söylediği gibi bazıları işi daha da büyüttü. Şimdi de "maçı nasıl tatil ettiririz" oyunlarına başladılar. Buna örnek olarak Fernandao'nun Beşiktaş tribünlerine yaptığı hareketleri gösterdi. Pascal Nouma'yı bitiren ceza kurullarının şimdiki sessuzluğunu anlamak mümkün değil. Gerçekten bu konu önemli. Cüneyt Çakır'ın Avrupa'da farklı, Türkiye'de farklı yönetiminden daha tehlikeli.

...

 Yüz Yüze Futbol'daki bazı gözlemleri beğeniyorum. Mesela Ömer Üründül'ün kimi başarılı genç hakemleri yakalaması bunlardan. Sözünü ettiği Adana Derbisini ben de izledim. Hakem Tugay Kaan Numanoğlu çok iyiydi. Dilerim ağabeylerine benzemez. TRT Spor'daki bu programların en güzel yanlarından biri yayınladıkları klipler. Bunları hazırlayanları tebrik ediyorum. Yüz Yüze Futbol ekibi her hafta kendini geliştiriyor.