Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Polisin sorgulama sorunu...

15 Temmuz kalkışmasından bu yana 20 bin civarı tutuklama gerçekleşti. Halen 40 bine yakın gözaltı var. Bu zanlıların tek tek sorgulanıp, ifadeleri alınarak adliyeye sevkinin güçlüklerini tahmin dahi edemiyoruz. Polis bir taraftan arayacak, delil toplayacak, özel tekniklerle sorgulayacak, zanlıya ait telefonların teknik takiplerini, dökümlerini ortaya çıkaracak vs. Üstelik sorgulama ayrı bir uzmanlık alanı. Her polis sorgulama yapamaz. Her polis ifade yazamaz. Bunlar için özel eğitim alması şart. Emniyetin tüm birimlerinde sorgulama eğitimi almış polis sayısının 2-3 bini geçtiğini sanmıyorum. Büyük bölümü meslek hayatlarının bazı bölümlerinde mahalle karakollarındaki adli vakaların ifadelerini alarak bu işte tecrübe oluşturmuştur. En azından değerli dostumuz Hulki Cevizoğlu'nun "Sorgulama Teknikleri" adlı müthiş eserini okuyup, notlar çıkarsalardı. Cevizoğlu bu eserde sorgulama tekniklerini sadece polisler için değil, başta "gazeteciler, doktorlar, savcılar ve herkes için el kitabı" olarak hazırlamış. Ocak 2015'te 10 binlik baskı ile piyasaya çıktığı halde kıymeti anlaşılamamış olmalı ki ikinci baskıya geçilemedi. Oysa herkes okumalı. Cevizoğlu'nun 23 yıl boyunca ekranlarda konuk ettiği kişileri nasıl sorguladığını hatırlatmama gerek yok sanırım. Kitabın arka kapağında; Bilgeye sormuşlar: "Bir insanın akıl düzeyini nereden anlarsınız?", "Konuşmasından" demiş. "Ya hiç konuşmazsa?" Bilge gülerek şu cevabı vermiş "O kadar akıllı insan yoktur!", "Bizde hiç durmadan konuşanlara" da gönderme yapıyor Hulki Bey...

***

Kendi adıma bu kitaptan çok şey öğrendim. Geç kalınmış olsa bile Emniyet Genel Müdürlüğü bütün personeline bu eseri temin ederek okutmalı. Asker de, doktor, hakim, savcı ve gazeteciler de...

Bu yazıyı kitap tanıtımı amacıyla asla kaleme almadım. Geçtiğimiz hafta Ankara'da yürütülen darbe girişimi soruşturmasında görev yapan iki yiğit polis amiri ile sohbet ettim. Yaşadıkları güçlükleri anlattılar. Sağlıklı sorgulama yapamadıklarından yakındılar. Her şeyden önce yer-mekan sıkıntısı çektiklerini ifade ediyorlar. Sorgulama tekniğine uygun odaların bulunmayışı en büyük handikap. Diğeri zanlıların kaldıkları yerler... Sayı çok fazla olduğu için toplu vaziyette bir aradalar. Psikolojik olarak toplu yerde bulunmak, çözülmelerinin en büyük engeli. Toplu duruş, direnişin önemli faktörüdür. Göz altındaki binlerce kişi kapalı spor salonlarında, açık halı saha alanlarında. Fiziki koşullar uygun değil. Evet, tek tek çağrılıp ayrı ayrı sorgulanıyorlar. Ama sonuçta aynı mekanı paylaşıyorlar. Sorgucu amirler "tornadan çıkmış gibiler" derken davranış şekilleri ve ifadelerin hemen hemen aynı olduğunu söylüyor: Örgütün hücre yapılanması, kompartıman sistemi yüzünden bir birlerini fazla tanımadıkları gerçek. Ancak aynı doğrultuda inkarcı savunmaların refleks ile geliştiğini söylemek zor.

Samimi itirafçıların çözülme esnasında somut deliller vermeyişi yapının ne kadar titizlikle belirlendiğinin göstergesi. Ancak inkarcıların "FETÖ'cü değilim. Bunu hakaret sayarım" cevapları da fotokopiden çıkmış gibi ifadeleri iyi çalışıldığının, eğitimin uzun yıllara uzandığının göstergesi. Hiçbir şey bilmiyormuş gibi salağa yatanlar ayrı vaka. Rollerini iyi yapıyorlar.

Sözü uzatmadan bu operasyonlarda hedefe ulaşabilmek için sorgulamanın ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmek istedim. Umarım fiziki ve psikolojik eksiklikler giderilir. İddianame sağlam çıkar. Vesselam...

Yazarın Diğer Yazıları