Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

Rum hidrokarbon satışına başlıyor

Türkiye 3 Ekim 2014’te Navtex ilan etmiş ve Kıbrıs açıklarında sismik  araştırmalar yapmak üzere Barbaros gemisini göndermişti. Türkiye, KKTC ile yaptığı anlaşma çerçevesinde Akdeniz’de sondaj çalışmalarını başlatmıştı.Yapılan açıklamalarda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sözde ’Kıbrıs Cumhuriyeti’olarak tek yanlı kararlarla başlattığı sondajların sona erdirilmesi ve bu yönde yaptığı ikili anlaşmaları da iptal etmesi çağrısında da bulunulmuştu.
Türkiye’nin bu geç kalmış ancak yerinde girişimi, faşist Anastasiadis’i kızdırmış ve Anastasiadis müzakerelerin en hassas bölümüne, al-ver sürecine geçileceği bir anda masayı terketmiştir.
Rum tarafı Anavatan Türkiye’nin tehdit ve şantajları altında müzakerelere devam etmeyeceğini, sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ’egemenliğine’karşı girişilmiş bu saldırının hemen sonlandırılması gerektiği yayagarasını kopararak aksi takdirde müzakerelere dönülmeyeceğini bildirmiştir.
Anastasiadis 9 Ekim’de devam etmesi gereken müzakerelere katılmamış ve o tarihten bugüne, kapı kapı dolaşarak Türkiye’yi ve KKTC yetkililerini görüştüğü her makama şikayet etmiştir. Türkiye Aralık 2014 sonunda süresi dolan Navtex’i Rum tarafının olumlu bir adım atmaması nedeniyle 6 Ocak’ta 90 gün daha uzatttığını açıklamıştır.
Krizi yaratan Rum Yönetimi olmasına rağmen kendini ’mağdur ve mazlum’ göstermeye çalışan Anastasiadis beklediği uluslararası desteği bulamamış ve siyasi hayatının en kötü günlerini geçirmiştir. Prestiji yerlerde sürünen Anastasiadis son dönemde yeniden masaya dönmenin yollarını arar hale gelmiştir.
Önceki hafta adaya gelen BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide ayağının tozuyla, hem KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu hem de Anastasiadis ile görüşmüş ve müzakerelerin yeniden kaldığı yerden başlaması ile ilgili tarafların nabzını yoklamıştır. Eide müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için olumlu ortam ararken, Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis, Rum kesiminin hidrokarbon yataklarının araştırılması safhasından, hidrokarbon yataklarının kalkındırılması ve ticari anlamda işletilmesi aşamasında geçmekte olduğunu duyurdu. Noble Energy şirketinin üst düzey Başkan Yardımcısı ve Doğu Akdeniz Bölge Sorumlusu Keith Elliot’un Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Başkanlık Sarayı’ndaki görüşmesinden sonra yapığı açıklamayı Rum basını okuyucularına aktardı.
Buna göre gazeteler, şirket yetkililerinin, 12. parselde bulunan Afrodit yatağının ticari açıdan kârlı olduğu konusunda önümüzdeki haftalarda yapılacak açıklama ve Afrodit yatağının kalkındırılması planı hakkında bilgilendirmede bulunduğunu yazdılar.
Öte yandan, 11. parselle ilgili olarak, üzerinde değişiklik yapılmış yeni işbirliği sözleşmesinin Fransız Total şirketi ile Rum hükümeti arasında imzalanmasının beklendiğini de yineledi. ENI-KOGAS konsorsiyumunun 9. parseldeki Amathusa yatağındaki çalışmalarının sonucu hakkında her an bir açıklamanın yapılabileceği de belirtildi.
Anlaşılacağı üzere Rum Yönetimi hidrokarbon konusunda Türkiye’nin uyarılarını dikkate almamakta ve bildiğini okumaktadır. Bu inadın sonunun nereye varacağını kestirmek oldukça güçtür. Rum tarafının bu tutumu karşısında Anavatan Türkiye’nin tavrının ne olacağı konusunda kamuoyu merak içindedir.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide iki lider ile yaptığı görüşmeler sonunda Rum basınına yansıyan manipülatif amaçlı haberler kafaları karıştırmaktadır. Rum basınına göre, Türkiye’nin müzakerelerin yeniden başlaması için, önşartsız olarak, yani Rum Yönetimi’nin tek yanlı kararlarla hidrokarbon konusunda attığı adımlara göz yumarak, Navtex’i kaldıracağı, Barbaros’u da bölgeden çekeceği bildirilmektedir.
Bana göre spekülasyona açık olan bu haberler hiçbir gerçeğe dayanmamaktadır. Türkiye en yetkili ağızlarından müzakerelerin başlaması için Rum Yönetimi’nin hidrokarbon konusundaki her türlü çalışmasını askıya alması gerektiğini defalarca tekrarlamıştır. Türkiye’nin bu konuda yan çizmesi, yani Rum tarafının tek yanlı hareketlerini tasvip edercesine ve bölgenin tek egemen gücü olduğu iddiasını onaylarcasına,sırf müzakereler başlasın diye böyle bir karar alacağına inanmıyorum. Ancak konuyla ilgili bir pazarlığın perde gerisinde yürütüldüğü de gelen haberler arasındadır. Türkiye’nin müzakereleri bir takvime bağlayarak ve bu sürenin sonunda da anlaşma sağlanmadığı takdirde ’anlaşmama konusunda tarafların peşinen anlaştığı’ ve böyle bir durumda da sadece hidrokarbon konusunun görüşülüp taraflar arasında ’yönetim ve paylaşımın’ sağlanacağı  bir komitenin kurulmasının Rum tarafınca kabul edilmesi halinde Navtex’i ve Barbaros’u bölgeden bir süreliğine çekebileceği gelen haberler arasındadır. Yine bu çerçevede Türkiye’nin sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini tanıyan veya böyle bir imada bulunan hiçbir şartı kabul etmesinin mümkün olmadığı da bildirilmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları