Sıla Şentürk davasında karar bakın nasıl törpülendi

Sıla Şentürk davasında karar bakın nasıl törpülendi

Sıla Şentürk, Hüseyin Can Gökçek tarafından vahşice katledildiğinde 16 yaşındaydı. Davul çala çala dayanmıştı gözü dönmüş katil kapısına. Üstelik Sıla’ya karşı işlediği cinsel istismar suçundan yargılanıyordu.

15 yaşında istismara uğrayan çocukta rıza arayanlar Hüseyin Can Gökçek’i sadece 36 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye etmişti. Sıla yeniden ifade vermek istemiş ancak “derhal” alınması gereken ifadesi için 3 ay sonrasına gün verilmiş, Sıla’nın o tarihe ömrü yetmemişti...

*

İhmaller zincirine dolanıp ölüme terk edilen Sıla’nın cinayet davası dün görüldü. Hüseyin Can Gökçek’e “çocuğu kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Haksız tahrik savunmaları dikkate alınmadı ve takdiri indirim de uygulanmadı.

*

Mahkemenin indirim uygulamaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdiğini ilk duyduğumuzda “Adalet yerini buldu” dedik. Ama yine olmadı, alınan karar eylemin tanımına tastamam oturmadı.

Hüseyin Can Gökçek’in “canavarca hisle, tasarlayarak ve kasten çocuğu öldürme suçundan” cezalandırılması talep ediliyordu. Ancak kararda tasarlamanın varlığı törpülendi. Mahkeme “Çocuk öldürülmüş ama tasarlanmış bir cinayetten bahsedilemez” dedi.

Kararın ardından görüştüğüm Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatlarından Hande Gündoğdu, söz konusu kararın eylemin tanımı ile örtüşmediğini belirterek tasarlamanın varlığının kabul edilmesi için istinafa gideceklerini söyledi.

*

Tasarlandığı ayan beyan ortada olan bir cinayette, indirim uygulamaksızın üst sınırdan ceza veren mahkeme, nasıl oldu da delilleri görmezden gelip “Cinayet tasarlanarak işlenmemiştir” diyebildi?

Mahkeme heyeti ağırlaştırılmış müebbet kararının tanımını neden törpüledi?

*

Türk Ceza Kanunu’nun 81. Maddesine göre “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır."

Ancak  "nitelikli hâller" başlıklı 82. Maddesine baktığımızda kasten öldürme suçunun “tasarlayarak” işlenmesi hâlinde, katilin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırıldığını görüyoruz.

Sıla’nın yaşı göz önünde bulundurulduğundan, mahkemenin hükmettiği “ağırlaştırılmış müebbet” yaş şartına bağlanmış durumda.

*

SILA 16 DEĞİL, 18 YAŞINDA OLSAYDI…

Mahkeme heyetinin kararına göre, Sıla’nın yaşı 16 değil, 18 olsaydı yaş şartı karşılanmadığı için karar ağırlaştırılmış müebbet değil, müebbet olacaktı.

Kadın cinayeti davalarına baktığımızda katillerin makale ve örnek davaları inceleyerek cinayetleri tasarladıklarını görüyoruz. Dolayısıyla mahkeme Sıla’nın katiline üst sınırdan ceza vermenin yanında, cezayı şarta bağlayarak bundan sonra işlenebilecek kadın cinayetleri için son derece olumsuz bir karar örneğini de kayıtlara geçirdi.

Halbuki mahkeme cinayetin tasarlanarak işlendiğini kabul etseydi, katil yaş şartına bağlanmaksızın ağırlaştırılmış müebbet almış olacaktı.

*

Mahkeme, Sıla Şentürk davasında neleri yok saymış? Gelin beraber bakalım…

- Hüseyin Can Gökçek’in 14 Şubat ile cinayetin işlendiği 16 Şubat tarihleri arasında “Uçakta bıçak gider mi” şeklinde Google aramaları yaptığına dair kayıtlar iddianamede yer aldı.

-Hüseyin Can Gökçek cinayetten 1 gün önce Sıla’ya, “…kan alacam senden kaç kan istediğin gibi olsun”, “acımadan deşecem seni" gibi dava tutanaklarına geçen çok sayıda mesaj attı.

- Google aramalarından anlaşılacağı üzere, bıçakla uçağa binemeyeceğini öğrenen Hüseyin Can Gökçek Giresun''a otobüs ile geldi. Ancak cinayet sonrası bıçaktan kurtulan katil uçakla dönmek için havalimanına gitti.

- Sıla’yı bıçakla katleden Hüseyin Can Gökçek, yanında getirdiği cinayet silahını olay mahallinde bırakmadı. Silahı cinayet sonrası takip ettiği kaçış yolunda izbe bir bahçeliğe attı. Katil büyük bir mucize eseri bulunan cinayet silahı hakkında çelişkili ifadeler verdi. Makul bir açıklama yapamadı.

- Hüseyin Can Gökçek’in kaçış güzergahı, kameraların bulunmadığı toprak yol oldu. Katilin geldiği yoldan dönmediği cinayet silahının bulunduğu izbe bahçelikten anlaşıldı…

*

Tüm bunlara rağmen tasarlamadan söz edilemiyorsa hangi durumlarda tasarlamanın varlığından bahsedilebilir?

Cinayet tasarlanmadıysa katil “Uçakta bıçak gider mi” sorusuna neden yanıt aradı ve Sıla’nın evine cinayet silahıyla gitmesinin sebebi neydi?

“Tasarlanmış bir cinayettir” denilebilmesi için nasıl bir hazırlıktan söz edilebilmesi gerekiyordu?

Eğer cinayet tasarlanmamışsa, katil nasıl oldu da yaşamadığı bir bölgede, hem de panik halindeyken, geldiği yoldan değil de kameraların bulunmadığı ara sokaklardan dönmeyi akıl edebildi?

Yazarın Diğer Yazıları