Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Tellak değiştirilince hamam değişir mi?

Hukuki kılıf aranan 'fiili yönetimin' tek ve mutlak hakimi olan Sultan hazretlerinden, yeni hükümeti kurma yetkisi alan AKP'nin başındaki emanetçi, zahmet edip 'önüne konulan' kabine listesini kamuoyuna açıklayınca, sanırsınız memleketi içine sürüklendiği uçurumdan çekip çıkaracak 'yepyeni bir dönemin' kapıları açıldı.

Sanırsınız ülkede 'iktidar' el değiştirdi.

Hadi 'havuzdan' beslenmekte olan 'yandaş' ve 'yanaşma' medyanın marabalarını bir bakıma anlayışla karşılamak mümkün de, peki sözüm ona kendilerini 'muhalif' gibi lanse etmeye çalışan medyanın şarlatan şövalyelerine ne oluyor dersiniz?

Tarifi imkansız bir sevinç ve bir mutluluk ki sormayın gitsin.

'Yangın' yerini 'düğün' evi zannedip 'bahşiş' beklentisine giren zurnacılar gibi başladılar yeniden kendileri çalıp, kendileri oynamaya.

Neymiş efendim?

Memlekette 'yeni bir sayfa' açılmış.

7 Haziran seçimlerinin ardından kendini 'iktidar karşıtı' cephede konumlandırırken, 1 Kasım seçimlerden sonra rüzgârın 'iktidardan yana' estiğini görünce yeniden o tarafa dümen kıran bir yanaşma 'yalakalığın sınırlarını' aştığı yazısını şöyle bitiriyor:

- "Yeni hükümet bütün Türkiye için yepyeni bir dönemin kapılarını aralayabilir.

Buna samimi olarak inanıyorum."

Vay benim köse sakalım!

***

Sultan hazretleri, tensip buyurdu, kerameti 'kendilerinde' gören bir kaç kişiyi sepetleyip, yerlerine 'biat' mekanizmasına sonradan dahil olan 'milliyetçi' ve de 'muhafazakâr' görünümlü bir iki kişiyi koyarak güya 'seçmene' mesaj verdi.

Verdi de ne olacak be muhterem?

ABD, AB ve İsrail emperyalizmi tarafından kıskaca alınan AKP, bugüne kadar yürütmüş olduğu 'teslimiyetçi' politikalarını bir anda elinin tersi ile itip, artık bundan böyle 'daha millî', 'daha yerli', 'daha onurlu' bir duruş mu ortaya koyacak? Hayır.

'Küresel' borçlandırma kuruluşları tarafından kıskaca alınan AKP, artık bundan böyle 'insanı' merkeze oturtup 'yoksulluğun' ortadan kaldırılması, 'gelirde adaletin' sağlanması için 'köklü' bir ekonomik değişikliğe mi gidecek? Hayır.

'Tekelci' sermaye grupları tarafından kıskaca alınan AKP, bir anda 'yağma' düzenine son verip; 'yolsuzlukların' üzerine gidip; devletin 'arpalık' olmaktan kurtarılması yolunda yepyeni bir üslup mu benimseyecek? Hayır.

'Sistemin' gizli sahipleri tarafından kıskaca alınan AKP, 'yasakların' ortadan kaldırılması, 'öteki' olarak kabul edilen kesimlere yönelik baskıların sona erdirilmesi doğrultusunda yoksa yeni bir adım mı atacak? Hayır.

O zaman değişen ne peki?

***

Madem ki eskiden olduğu gibi 'pireler filleri yutmaya' devam edecek; değişen herhangi bir şey olmayacak; o zaman estirilen bu 'yenilik' rüzgârı niye?

Gazete köşelerinde ve televizyon ekranlarında yapılan saçma sapan yorumlar, ister istemez bir zamanlar 'Karagöz' isimli mizah dergisinde yayınlanan bir karikatürü getiriyor insanın akla.

Bir zamanlar Beyazıt'ta baştan ayağa yenilendiği rivayet edilen bir hamamla ilgili yapılan baş döndürücü reklam kampanyasının etkisine kapılan Hacivat ve Karagöz, ahaliden birçok kişinin yaptığı gibi hemen soluğu söz konusu mekanda alırlar.

Pür dikkat içerisinde hamamı tavandan tabana inceleyen Hacivat, hayal kırıklığı içerisinde Karagöz'e döner:

- "Öyle geliyor ki değişen hiç bir şey yok Karagözüm, eski tas, eski hamam."

Karagöz, cevap verir:

- "Maalesef ya Hacivat Çelebi, bir tek tellaklar ile natırlar değişmiş o kadar."

Hamam eski hamam, tas eski tas, peştamal eski peştamal, takunya eski takunya.

Değişen sadece 'tellaklar' ve 'natırlar'.

Üstelik 'hamamcı' bile aynı.

Hamamın havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez ama hamamcının bulduğu her fırsatta şu ifadeyi fısıldadığını duyar gibi olursunuz:

- "Şu gelip geçici dünyada hiç kimse vazgeçilmez değildir."

Tabii, bir tek kişi hariç:

'Kendisi'.

***

Cümle alem biliyor ki 'hamamda' idare artık fiilen 'hamamcının' uhdesindedir ve onun haberi olmadan, 'bir tek musluk' dahi yerinden oynatılamaz.

Bırakın tellakları ve natırları, onların başındaki kâhya bile 'kendi inisiyatifi' ile en ufak bir faaliyete imza atamaz.

O keseler ha Ali'nin elinde, ha Veli'nin; fark eden ne olacak sahi?

Hamamcı aynı hamamcı değil mi?

 

Yazarın Diğer Yazıları