Terörü geçen piyasa anarşisi!...

Terörü geçen piyasa anarşisi!...

Olayların içindeki çarpıklıklar bazen en çarpıcı biçimde dışa vuruyor...
Hele de konu AKP ve ekonomi olunca, yaşananlar, uygulamalar ve sonrasında çıkan sorunlar farklı açıklamalarla örtbas edilmeye çalışılırken, ortaya çıkan manzara gidişatın ne kadar vahamet içerdiğini de gözler önüne seriyor...
Hiç kuşkusuz, "Türkiye'nin en önemli sorunu nedir" diye sokaktaki vatandaşa sorsalar, birkaç yıl öncesine kadar "terör" diyebilirdi...
Ancak son yıllarda devletin etkili operasyonları nedeniyle bu kanlı çıkmaz olabildiğince enterne edildi...
İşte bu yüzden terörün de etkisiyle büyüyen ekonomik çöküş var ki, Koronanın dünyayı kasıp kavurduğu 2020 yılından bu yana Türkiye'nin en büyük belası haline geldi...
Döviz sarsıntısı ve vergilerdeki artışlarla ithalat-ihracattaki dengesizlik üretimdeki çıkmazları ve maliyetleri artırırken, ortaya çıkan ekonomik bunalım paslı bir Kalaşnikof’tan savrulurcasına, halkın üzerine adeta mermi gibi yağdırılıyor!!!
Mermi tanımlamasını abartılı bulmayınız... Sefalet, açlık ve adeta öldürücü bir ekonomik buhran var ki, elinizi neye atarsanız atın yakıyor...
Bir de piyasa ahlaksızlığıyla, "zammın zammı" vatandaşı esaret altında tutuyor...
Avrupa'da gıda enflasyonunun yüzde 7'lerde olması kimin umurunda, çünkü Türkiye'de bu oran yüzde 80'lere ulaşmış...
Toptancısından perakendecisine, marketçisinden AVM'cisine kadar dövizi, Koronayı ve vergileri bahane ederek zam anarşisini teröre çevirenlere herkes isyan ediyor ama nafile...
Memura, işçiye, emekliye ne kadar zam yaparsanız yapın, piyasadaki zamlara bir türlü yetişilemediği için, halkın içinde bulunduğu sefalet ve açlık giderek derin bir kuyuya dönüşüyor...
Ve ülke kaynaklarının yüzde 75'ini sömüren yüzde 25'lik rantiye kesimi, yoksullukla boğuşan yüzde 75'lik halk kitlesini umursamadan keyfine bakıyor, iktidar ise bu pervasızlığı ahkâm keserek geçiştirmeye çalışıyor...

ERDOĞAN, ŞİMŞEK, GİDİŞAT...

CİMER'e ve devletin diğer kuruluşlarına, belediyelere, hatta iktidar vekillerine artık ne kadar sert tepkiler gidiyor ki, hem Maliye Bakanı, hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardı ardına yaptıkları açıklamalarla piyasayı rahatlatabileceklerini düşünüyorlar...
Örneğin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün, "Kredi kartı üzerinden kullanılan kredilerle kredi kartı harcamalarının aşırı şiştiğine" dikkat çekerek, önlem alacaklarını söylemiş...
Şimşek, "Bu kadar yüksek seyreden bir kredi hacmi ile enflasyonu ve cari açığı kontrol altına alamazsınız" diyerek adeta alarm da vermiş...
Maliye Bakanı böyle demiş ama, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını dünkü sayılarında "Ekonomide aydınlık günler yakında" başlığıyla manşet yapan yandaş basın, cumhurbaşkanının, "Bazı sektörlerde aşırı fiyat artışının önüne geçtik. Tüm alanlarda fiyat artışını kontrol altına alacağız" şeklindeki sözlerine de yer vermiş...
Maliye Bakanı ile ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanının açıklamaları arasındaki manzaraya bakarsanız, Türkiye'de fahiş fiyat artışı kontrol altına alınamazken, çaresiz kalan milyonlarca yurttaş kredi kartlarına asılmaya devam ediyor...

CHP'Lİ SÜMER'DEN TOKAT GİBİ UYARILAR!..

Anadolu'da tarım ve sanayi çıkmazındaki çelişkilerle toplumun içine sürüklendiği sosyo ekonomik bunalımı çok yakından takip eden CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer çarpıcı uyarılar yapmış...
TBMM Kit Komisyonu Üyesi de olan Orhan Sümer, AKP'nin Orta Vadeli Programı’nın vatandaş üzerindeki etkileri ile ilgili eleştirilerini TBMM gündemine taşımış... Enflasyonun iddia edildiği gibi 2023 yılı sonunda yüzde 24,9’a kadar gerilemeyeceğini, yüzde 161’lik bir sapmayla yüzde 65 olacağına dikkat çeken Sümer, milyonlarca yurttaşın kaygılarını da şöyle sıralamış;
"AKP'nin orta vadeli planı, 2024 yılı için konulan hedef ve öngörülen tahminler, büyüme hızının bu yıla göre yavaşlayacağını, işsizlik oranının, vergi yükünün artacağını, enflasyonun da yüksek kalmaya devam edeceğini gösteriyor. Sarayın vatandaşa ilaç olsun diye açıkladığı ekonomi paketi fakirlikten başka hiçbir şey vaat etmiyor."
Orhan Sümer bu iddiasını kredi kartı bataklığına da dayandırmış ki, haksız değil...
Sümer'in iktidarı tokat gibi uyaran tespitlerine göre, “Vatandaşların bankalara olan bireysel kredi ve kredi kartı borç bakiyesi 25 Ağustos-1 Eylül haftasında 37,7 milyar lira artarak 2 trilyon 412 milyar liraya tırmanmış..."
Sümer, milyonlarca insanı bekleyen tehlikeyi de şöyle açıklamış;
"Bankaların icra takibine aldıkları kredi alacakları yılbaşından bu yana 9 milyar liralık artışla 39,3 milyar liraya çıktı. Varlık yönetim şirketlerinin kontrolünde ise 36,6 milyar liralık bir batık tüketici kredisi alacağı bulunuyor. Bir avuç saray yandaşı hariç, millet borç sarmalında boğuluyor.”
CHP'nin çalışkan vekillerinden Orhan Sümer'e göre, “Emekli, memur ve asgari ücretliler, icra dosyalarında rekor üzerine rekor kırıyor. Ocak- 8 Eylül 2023 tarihleri arasında icra dosya sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 59,5 artarak 9 milyon 550 bin oldu. İcra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 21 milyon 744 bine ulaştı.”
CHP'nin tüm vekilleri Orhan Sümer gibi sosyo ekonomik bataklığın ve iktidardaki sorumluların üzerine gitmeli...

Çünkü Türkiye'de artık hayat pahalılığı ve ekonomik bunalım terör sorununun bile önüne geçti...

Yazarın Diğer Yazıları