Tükenen Yeşilçam, direnen sinema...

Tükenen Yeşilçam, direnen sinema...

ADANA - Sokaklarda afişler, bilboardlar... Salonlarda toplantılar, paneller, gösteriler, atölyeler... Ve tabii ki sinemalarda filmler...
Son 54 yılda 30 film festivaline sahne olan Adana bir kez daha Altın Koza'nın heyecanını yaşarken, her şeyde olduğu gibi sanat da, (geçmişle gelecek) arasındaki hüzne sıkışırken, Yeşilçam'la yeni sinemacılar arasındaki o duygusal ve sanatsal farklılık da çarpıcı biçimde öne çıkıyor...
Altın Koza Film Festivali'nde önceki akşam düzenlenen Orhan Kemal Emek Ödülleri'nin iki emektara verilmesi örnek bir davranıştı...
Çünkü filmlerde Türkan Şoray'dan Hülya Koçyiğit'e, Fatma Girik'ten Filiz Akın'a kadar onlarca kadın sanatçıya şarkılarıyla ses veren Belkıs Özener ile yönetmen Ahmet Somer'e verildi emek ödülleri..
İki ödül de Yeşilçam'a katkı sunanlara vurgu yapıyordu...
Ancak yazının başında da dikkat çektiğimiz gibi, Yeşilçam'ın o duygusal, nostaljik etkilerini giderek kaybediyor festivaller...
Artık yeni sinemacıların nesli hüküm sürüyor, eski yüzler ortadan kaybolunca yenilerinin birçoğu da birbirini tanımıyor...
Bu durum festivalin düzenli takipçilerinden olan ünlü film yapımcılarından Abdurrahman Keskiner'in de dikkatini çekmiş olmalı ki, çevresine bakarken yüzüne yansıyan hüzün sektörün en şatafatlı döneminin nasıl tükendiğini ve geçmişte kaldığını dışa vuruyordu...

ahmet-somer.jpg

belkis-ozener.jpg9 yılda büyük değişim...

Yeşilçam, büyük bölümü bu dünyadan göçen jönleri, aktrisleri ve yönetmenleriyle her ne kadar geride kaldıysa ve televizyonlarda dönüp duran eski filmlerle varlığını hissettirmeye çalışıyorsa, Adana'da bir dönem sayıları 50'yi aşan sinemaların çoğu da artık tarih olmuş...
Yazlık sinema geleneği vardı ki, nostaljik de olsa festivalde yaşatılmaya çalışılıyor...
30. Adana Altın Koza Film Festivali, ilçelere, mahallelere açık hava sinemaları ile de ulaşıyor...
Peki; Yeşilçam'ı ayakta tutan ve yoksulluk, yoksunluk içinde yaratılan filmlerle eski Türk sinemasını var edenler nerede acaba?..
Yeşilçam'la günümüz sineması arasında, eski bir film makarası gibi sıkışan ve tarihin sayfalarını bir filmin perdeye yansıması gibi akla getiren hüzün de işte bu soruyla başlıyor...
Bu sorunun ne kadar önemli olduğu, 2014'teki festivalle ilgili bir yazımız da çarpıcı biçimde zihinlere taşıyor...
"Adana'nın Altın Kozasında kimler var" sorusuyla başlayan o yazıdaki şu satırlar şimdilerde yürek burkuyor;
"Tam bir nostalji geçidi... Konukların kaldığı otelde hangi köşeye baksanız, karşınıza Yeşilçam’ın ünlü bir emektarı çıkıyor. 1950’lerin siyah-beyaz filmlerinden anılarımızda kalan afili jönlerden 1980’lerin devrimci sinemasının izlerine kadar çok sayıda ünlü Adana’da... Ve eski Yeşilçam’ın hayranlık uyandıran anılarını kıpırdatan, çoğu oldukça yaşlanmış oyuncular...
Adanalılar, kendi dönemlerinde iz bırakan ve hâlen televizyonda oynayan filmleriyle, çoğunu en genç yaşlarında anımsadıkları oyuncuları ilgiyle takip ediyorlar...
Kimler yok ki Adana’da?.. Eşref Kolçak, Yılmaz Köksal, Şemsi İnkaya, Bulut Aras, Mahmut Hekimoğlu, Yusuf Sezgin, Süleyman Turan, Mahmut Cevher, İrfan Atasoy, Mustafa Alabora, Nuri Alço... Ve tabii Filiz Akın, Fatma Girik, Selma Güneri, Suzan Avcı, Gülsen Tuncer ile Serpil Çakmaklı’nın da aralarında bulunduğu bir döneme damgalarını vuran kadın oyuncular da Altın Koza’ya renk kattılar...
Bence Altın Koza gibi festivallerin tek yararı yeni sinemacıları ve filmlerini tanıtarak, onlara ekonomik olanak tanımak değil. Çoğu sinemaya yıllarını vermiş Yeşilçam emektarlarının yalnız olmadığını anımsatmak da festivalin ruhunu yansıtıyor..."

Eskiler, yeniler ve hüzün...

Yukarıda adlarını sıraladığımız Yeşilçam'ın bazı ünlüleri ile diğer birçokları artık yaşamıyor...
Film festivallerinde gelenek olan eski model üstü açık araçların üzerinde şehir turu yapan Yeşilçam'ın o efsane isimlerinin artık sadece 1960'ların, 70'lerin, hatta 80'lerin filmlerinde kaldığını çok net biçimde dışa vuruyor eskiyen zaman...
Yeşilçam'ın eskilerinin büyük bölümü yaşamıyor, yaşayanların bazıları ise sağlık sorunlarıyla uğraşıyor...
30. Altın Koza'da bu yıl göze çarpan Yeşilçamcıların sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor...
Festivale katılanlar arasında yönetmenler Şerif Gören, Engin Ayça ve Reis Çelik var... Halil Ergün bir panelde konuşacak.
Perran Kutman ile Cihan Ünal, "Onur Ödülleri", Türkan Şoray ve Kadir İnanır da Cumhuriyetin 100. yılı nedeniyle verilecek "Sinemanın Yüzü Özel Ödülleri"ni almak için Adana'ya gelecekler...
Tamer Yiğit sağlık sorunları nedeniyle, Selda Alkor ise geçen yıl geldiği için katılamamış...
Serdar Gökhan ve Selma Güneri de set çalışmaları nedeniyle festivale gelememiş...
SODER Başkanı Yusuf Sezgin de küçük bir rahatsızlığı nedeniyle bu yıl festivalde yok...
Evet; bu tablo 9 yıl öncesine kadar Yeşilçam'ın en az 60 jönü, yönetmeni, figüranı ve emektarını konuk eden festivalin geçmişle gelecek arasında sıkışan hüznünü ve duygusallığını da çarpıcı biçimde öne çıkarıyor...
Festivale katılan yarışma filmlerini yönetenler ve oyuncuların büyük bölümü yeni nesil sinemacılar...
Ne Yeşilçam'dan geriye kalanlar onları, ne de onlar Yeşilçam'ın eskilerini anımsıyor...
Tüm bu duygusal ve hüzünlü ortama rağmen sinemanın festivallerle canlanması, ayakta durması, sektörün bu platformlarda desteklenmesi umut verici... Altın Koza Film Festivali de işte 30. kez bu güzel hedefe hizmet ediyor...

Yazarın Diğer Yazıları