Türkiye'nin en büyük güvenlik açığı nerededir?

ABD Merkez Komutanlığı da yapan general John Abizaid, 2007 yılında, Amerikan güçlerinin askeri mücadele yükünü bölgesel güçlere kaydırması ve kendilerinin dolaylı bir rol üstlenmeleri gerekeceğini ifade ederek, "Ancak bir an bile, gelecek 25-50 yıl Amerikan ordusunun eve dönebileceğini farz edemeyeceklerini, bölgedeki stratejik durum sebebiyle bunun mümkün görünmediğini" söylemişti.

Bugün gelinen noktada, ABD, IŞİD'i ve PYD/YPG'yi organize ederek ikisine de rol vererek "askeri mücadele yükü""bölgesel güç"lere kaydırmıştır!

Bu işin böyle olacağı ilan edilmişken, Türkiye'yi yöneten kadroların, Irak ve Suriye'de Amerikan politikalarına hizmet etmesi, Suriye'den devşirdikleri insanlara, "eğit-donat" diye terör eğitimi vermesi ve İncirlik Üssü'nü bu operasyonların merkezi olarak kullandırması ne ile açıklanabilir?

***

1993 yılı başında, İncirlik Üssü'nde Amerikalı Orgeneral Shalikashvili'ye verilen gizli brifinge bir Türk kurmay subayı sızmıştı. Şimdi emekli olan bu subay, Yüce Katırcıoğlu'na brifingi özetlemişti. Amerikalı subay, Shalikashvili'nin sorularına şu cevapları vermişti:

1- Kürt devletinin kuruluşu için beş yıl süre öngörmüştük. Ama beceriksiz çıktılar. Bu sebeple süre uzayacak.

2- Orada görevlendirilen çok sayıda NGO işe yaramıyor. Kürt devletinin kuruluş sürecinde üç etkili grup var: Barzani grubu, Talabani grubu ve PKK.

3- PKK'nın görevi, Kürt devletinin kuruluş süreci boyunca Türkiye'yi angaje tutmaktır.

Nitekim bu brifingden altı yıl sonra Türkiye'ye teslim edilen terör örgütünün başı, "Ben tarihi rolümü oynadım" demişti.

Şimdi PYD/YPG'nin rolü nedir peki?

* * *

Suriye gibi Irak'ın üçe bölünmesi sürecini de Özal-Demirel döneminde Türkiye'yi yönetenlerin katkılarıyla Çekiç Güç başlatmıştı.

Yüce Katırcıoğlu'nun o zaman yaptığı tespite göre, "Hemen sonraki süreç, Türkiye'nin üniter yapısının bozulması sürecidir." Türkiye'yi yönetenler, "Irak'ın toprak bütünlüğü korunmalıdır" diye diye Irak'ı böldükleri gibi şimdi de "Türkiye'nin üniter yapısı korunmalıdır" diye diye Türkiye'yi bölüyordu. Son anayasa değişikliklerini yazanlar, yazdıranlar da açıkça yerel meclislerden, özerk şehirler ve bölgelerden hatta "üniter yapı içinde eyalet sistemi"nden bahsetmediler mi? Oysa bu iki yönetim tarzı, birbirinin zıddıdır. Biri varsa öbürü olmaz!

Atatürk'e küfür ettirmelerinin asıl sebebi de bu projedir!

***

Yine İsrailli Amotz Asael, 26 Şubat 1999 tarihli Jerusalem Post Gazetesi'nde yayınlanan "Orta İsrail; Kürt Herzl" başlıklı yazısında, Abdullah Öcalan'ı İsrail'in fikir babası ve asıl kurucusu Theodor Herzl'e benzetiyordu!

Şimdi ABD, İngiltere ve İsrail, diğer Batılı güçlerin de desteğiyle Suriye'nin kuzeyinde, "Kürt koridoru" adı altında "Orta İsrail"i kurmakla meşguldür. Bu sebeple PKK'nın Suriye kolu olan PYD/YPG'yi alenen silâhlandırıyorlar. Kuzey İsrail diye nereyi hedef alıyorlar, belli değil mi?

Dış İlişkiler Konseyi denilen asıl güç odağının başkanı olan Richard Haass ise "Erdoğan, ABD ziyaretini iptal ederse, otoriter yönetimi ve Suriye'deki yararsız rolü göz önüne alındığında büyük bir kayıp olmaz" diyebiliyor.

"Haasst.." diye cevap veremiyorsunuz!

Siz iktidara gelmek ve orada kalmak için Dış İlişkiler Konseyi'nden meşruiyet aramışsanız, partinizin programınızı bile onlar yazıp göndermişse şimdi ne karşılık verebilirsiniz?

Bütün eski görüşme videolarını yayınlarlarsa Türkiye'de ne duruma düşersiniz?

***

Bu sebeple yıllardır diyorum ki; "Türkiye için en büyük güvenlik açığı, doğrudan iktidarın kendisindedir." 15 Temmuz'da bastırılan işgal girişimine, cemaat kadrolaşmasıyla yol açan da iktidar değil miydi?

Yazarın Diğer Yazıları