Türkler bunu başarabilir mi?

kursat.jpg

Soldan sağa: Kırgızistan Devlet Başkanı A.Atambayev, Kazakistan Devlet Başkanı N.Nazarbayev, Türkiye Cumhurbaşkanı A.Gül, Türkmenistan Devlet Başkanı G.Berdimuhammedov, Azerbaycan Devlet Başkanı İ.Aliyev.

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi) 4. Zirvesi “Turizm” ana temasıyla Muğla’nın Bodrum ilçesinde gerçekleştirildi. Organizasyonun ilk gününde üye ülke Dışişleri Bakanları bir araya geldi. Bakan Davutoğlu’nun konuşmasında kullandığı “Bu topluluklar farklı devletler altında yaşasalar da tek bir millettir” cümlesi Konseyi meydana getiren ülkelerin ortak kimliğinin “Türklük” olduğunu vurgular nitelikteydi. Zirve boyunca Doğu Türkistan meselesi gündeme gelmedi. Özellikle liderlerin buluşmasını çok sayıda basın mensubu takip ederken Türkiye’de birkaç program dışında konuyu detaylarıyla ele alan hiçbir televizyon kanalının olmadığı söylenebilir. Bu arada köşemizin ve yazdıklarımızın Türk dünyasının dört bir yanından takip edildiğini gördük.
Zirveye Konsey üyesi ülkelerin liderleri olarak Türkiye Cumhurbaşkanı A. Gül, Kazakistan Devlet Başkanı N.Nazarbayev, Azerbaycan Devlet Başkanı İ.Aliyev ve Kırgızistan Devlet Başkanı A.Atambayev katıldılar. Bununla birlikte Türkmenistan Devlet Başkanı G.Berdimuhammedov’un zirveye katılacağı bilgisini haftalar önce bu köşeden paylaşmıştık. 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün verdiği basına kapalı yemekte Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhammedov’un “Zirveye Türkiye’de yapıldığı için katıldım” sözleri farklı değerlendirmelere sebep oldu. Bu sözler özellikle diğer Türk Cumhuriyetlerinden gelen uzmanlar tarafından Türkmenistan’ın Türkiye dışında yapılacak herhangi bir zirveye katılmayacağı şeklinde yorumlandı. Bakıldığında Türkiye’nin 2013 yılında üstlendiği toplam 31,5 milyar dolarlık müteahhitlik işinin üçte biri Türkmenistan’da. Dolayısıyla Türkmenistan’ın Türkiye ile daha sıkı işbirliği içinde olması beklenen bir durumdur. Her şeye rağmen Türkmenistan liderinin BM nezdinde imzaladıkları tarafsızlık statüsüyle toplantının tümünde yer alması gelecek için umut vericidir. Böylelikle uzun bir aradan sonra Türkmenistan’ın fotoğraf karesinde yer alması ve dört yerine beş Türk Cumhuriyetinin işbirliğine yönelmesi oldukça önemli ve anlamlıdır. Bence Türkiye, diğer zirveler için daha fazla inisiyatif alarak Türkmenistan’ın fotoğraftan uzaklaşmasına izin vermemelidir. 
Nitekim Özbekistan-Türkiye ilişkilerindeki gerginlik ve fiili olarak durma noktasına gelen ikili ilişkiler Türk dünyasının bütünleşmesinin önündeki engellerden birisi haline gelmiştir. Oysa Özbekistan yaklaşık 30 milyon nüfusu, yer altı zenginlikleri ve insan dokusu ile Türk dünyasının olmazsa olmazları arasındadır. Türkiye’nin vaktiyle diplomatik anlamda yaptığı bazı hatalar ve Özbek lider Kerimov’un ölçüsüz biçimde iletişim kanallarını kapatmasıyla Türk Dünyası, Özbekistan’ın potansiyelinden yararlanamamaktadır. Üstelik Türkiye dışındaki diğer Türk Cumhuriyetlerinin kendi aralarında belirginleşen rekabet ve zaman zaman ortaya çıkan sosyal çatışmalar Türk halklarını hak ettiği birliktelikten uzaklaştırmaktadır. Önümüzdeki süreçte sınır aşan enerji ve su kaynakları konusunda meydana gelmesi muhtemel problemleri de düşündüğümüzde Türkiye’nin Türk Konseyi kapsamında daha proaktif davranması gerekmektedir.
Öte yandan Abdullah Gül’ün konuşmasında belirttiği gibi Türk Dünyasının birlikteliğinde önemli problemlerden birisi de alınan kararların büyük ölçüde uygulanmamasıdır. Liderlerin her yıl bir kez toplanarak aldığı bu kararların tüm üye ülkelerin icra makamlarınca belirli bir koordinasyon içerisinde hayata geçirilememesi zaman ve insan kaynağı açısından da ciddi bir kayıp olarak kabul edilmelidir.
Son olarak zirvenin kapanışında Konseyin dönem başkanlığı Azerbaycan’a devredildi. Bu çerçevede Türk Konseyi Genel Sekreterliğine de eski TÜRKPA Genel Sekreteri Ramil Hasanov getirildi. Hasanov, Eylül ayında yapılacak törenle görevini Halil Akıncı’dan teslim alacak.

Yazarın Diğer Yazıları