Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Türklüğe dayatılan devşirme modeller

Milletleri dönüştürerek, 'millî hedeflerinden' uzaklaştırmak isteyen küresel egemen güçler, 'semboller' üzerinde yürüttükleri operasyonlar ile 'kendine yabancı', 'kimliksiz', 'kişiliksiz' yepyeni bir 'insan tipi' yaratmaya çalışıyorlar.

Bu amaca yönelik istihdam edilen 'toplum mühendisleri', önce ileride 'küresel sömürü' düzenine karşı koyabilecek 'millî karaktere' sahip toplulukların içerisinden, istedikleri gibi yönlendirebilecekleri bir takım 'rol modeller' seçip devşiriyorlar.

'Para', 'makam', 'şöhret' ile destekledikleri rol modeller, sistemli bir şekilde yürütülen 'algı' operasyonları ve 'beyin yıkama' kampanyaları ile topluluklara 'örnek alınması gereken' bireyler olarak lanse ediliyor.

Rol modeller vasıtası ile umumi hafızada genel kabul gören ve 'kutsal' olarak algılanan 'millî', 'manevi' ne kadar değer varsa birer birer yok ediyorlar.

'Millî kimlik' yerine, önce 'çok kültürlülük', ardından 'etnik kimlikleri' dayatıyorlar.

'Rol modellerin' peşinden sürüklenen kitlelere bakıldığında, 'Yeni Dünya Düzeni' adı verilen sistemin şu iki temel değer üzerinde şekillendiği görülüyor:

1-) Olup bitenlere karşı 'tepkisiz' kalmak.

2-) Güçlünün karşısında 'itaatkâr' olmak.

***

İnsanları 'millî kimliklerinden' koparmak için öncelikle 'gerçek dünyadan' soyutlamak gerekir.

Zira, gerçek dünyadan kopan insanları 'değiştirmek', 'dönüştürmek', 'kendine yabancılaştırmak' çok daha kolaydır.

Peki, insan gerçek dünyadan nasıl koparılabilir?

Ancak, 'gerçek' dünyanın yerine ikame edilebilecek, 'sanal' bir dünya ile.

Gücün 'karanlık' tarafının ağırlıkta olduğu bir takım merkezlerde 'aklın' ve 'hayalin' bütün sınırları zorlanarak, insanları günlük sosyal hayattan uzaklaştıracak, 'sürekli' sıkıntıları 'geçici' mutluluğa çevirecek 'sanal' bir dünya kurgulanıyor.

'Işıltılı' ve 'göz alıcı' bir takım efektler ile daha çekici hale getirilen 'yalancı dünya', yazılı ve görsel medya vasıtasıyla ile 'bilinçaltlarına' empoze ediliyor.

Gazeteler, adeta 'gerçekleri' örtbas eden birer 'yalan makinesine' dönüşüyorlar. Televizyonlar, 'dizi filmler', 'reality showlar', 'eğlence', 'magazin' ve 'yarışma' programları ile 'bambaşka bir alemin' kapılarını aralıyorlar.

Önce 'davranışları', ardından 'düşünceleri' değişmeye başlayan insanlar, nihayet 'kişisel zevklerinin' ötesinde herhangi bir 'hedefleri' bulunmayan, 'tüketim toplumunun' başıboş birer bireyleri haline geliyorlar.

***

'Türk kimliğini' ortadan kaldırmaya yönelik yaklaşık '200 yıldan beri' devam eden operasyon, özellikle 'son 30 yıl içerisinde' çok büyük bir ivme kazandı.

Turgut Özal ile başlayan 'liberalleşme' süreci ile birlikte 'kimliksizleşmenin' ilk basamağı olan 'değişim' ve 'dönüşüm' kavramları adeta moda haline geldi.

'Değiştikleri', 'dönüştükleri' zannına kapılan, ancak gerçekte 'kurgulanmış sanal dünyanın birer esiri' haline gelen mankurtların sayısı hızla çoğalıyor.

'Türk kimliğine' yabancılaşanlar, aynı doğrultuda 'Türk milletine ait değerlere' de kendi kafalarına göre 'yeni anlamlar' yüklemeye kalkışıyorlar.

'Türk kimliğine' şekil veren 'vatan', 'bayrak', 'töre', 'namus', 'şeref', 'cihat', 'şehadet', 'kahramanlık' gibi kavramlar her geçen gün biraz daha sıradanlaşıyor.

En acı olanı ise kendilerini 'millî' olarak tanımlayanların bile 'rol modeller' vasıtası ile 'önlerine konulan roller' çerçevesinde 'istikamet' tayin etmeye başlamalarıdır.

Gelinen nokta, küresel aktörlerin 'yerli' hizmetkârlarının, Türk milletini nasıl 'millî kimliğinden' uzaklaştırıp basit bir 'tüketim toplumu' haline getirmek üzere olduklarının çok açık bir göstergesidir.

***

Eğer 'yozlaşma' sürecinin önüne bir an önce geçilmezse, '10 yıl' içerisinde Türkiye bir 'kimliksizler ülkesi' olarak anılmaya başlayacak.

Çok fazla değil, '50 yıl' sonra belki de 'Türk kimliğine' uygun hareket eden bir tek insan dahi kalmayacak.

Türk milleti, kendisini 'uykudan' uyandıracak, titretip 'aslına' döndürecek yerli bir 'rüzgâr' bekliyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları