Sizler ölmemek için dehlizlerde kaçacağım diye kendi pisliğine bezenenler. Sizler tanınmamak için entari giyerek anasına benzemeye çalışanlar, yaptıklarınızın doğru olduğuna gerçekten inanarak mı yapıyorsunuz? Sizleri öz yönetim gelecek kendi kendinizi yöneteceksiniz diye mi kandırdılar, yoksa kurulacak Kürt devletinde bir eliniz balda bir eliniz yağda yaşayacaksınız mı dediler?

                Yoksa yaptıklarınızdan dolayı, ölünce cennete mi gideceğinizi veya geride kalanlarınızın mutlu mu olacaklarını sanıyorsunuz? Sizler aslan, sizler yiğit, sizler büyüksünüz ve ezilen halkımızı ancak sizler kurtarırsınız diye atılan nutuklara mı kandınız? Gelecek mi, hastalarınızı tedavi mi, çocuklarınızı okutup ilim adamı olarak mı yetiştireceklerine inandınız? Neden dağları kendinize mesken, açlığı bedeninize reva gördünüz?

Hiç mi düşünmüyorsunuz!

                Bunlar hangi onurun ve insanlığın gereğidir? Sizlere bunları yaptıranların kaloriferli evlerde oturup kestane pişirdiğini hiç mi düşünmediniz? Neden bunlar da sizin gibi yaşamazlar? Sizlere öz yönetim diyenler kırmızı plakaları tercih ederken, otellerde açık büfe yemek yerken, bir gün olsun sizinle taşı yastık edip aç kalmayı denediler mi?

                Böyle diye diye Irak'ın kuzeyinde oluşturulan sözde devlette sizin gibi dağ eşkıyasından makamlara gelerek ballı kaymak yiyenlerini hiç duydunuz mu? Suriye'de otonom bölgeler oluşturanların içinde yönetimlerde bulunan kaç militan görev almıştır incelediniz mi? İslam'la ve kurallarıyla sizlere alay ettirenlerin şehit olmayacağına göre ölenlerinizden hiç Allah huzuruna yüz akıyla çıkabilecek var mıdır?

 Sana okulları yaktırıp çocuklarınızın cahil kalmasını sağlayanların, kendi çocuklarını yurt dışındaki kolejlerde okutma nedenini sordunuz mu? Hastaneleri, ambulansları yaktıran, fabrikaları yıktıran, barajlara karşı çıkartan, yolları tahrip ettirenlerin, özel hastanelerde tedavi olduğunu, uçak ambulanslarla hastaneye gittiklerini, aylık binlerce lira maaş alırlarken senin yedi sülaleni açlığa mahkûm ettiklerini ve onlar Mercedeslere binerken, seni katıra binmeye mecbur bıraktıklarının hiç mi özeleştirisini yapmadınız?

Tekrar sahnedeler...

                Hani düşünüyorum da, benim senden senin benden ne farkımız var? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, benim kullandığım hakların hepsini sen de kullanıyorsun. Eğer bir aksaklık varsa, bu senin için de benim için de geçerli değil mi? Gelin o zaman o aksaklıkların düzeltilmesi için el birliği ile çalışalım. Yanlışları doğruya, aleyhimize olanları lehimize çevirelim. Bin yıllık kardeşliği daha da pekiştirelim. Daha güçlü olarak dostları sevindirip, düşmanları kahredelim. Nitekim dün bu ülke kurulurken de öyle yapmadık mı?

                Yaptırmazlar değil mi? Sakın ola kim diye sorma? Kim olduğunu sen de ben de çok iyi biliyoruz. Dün bizi buradan kovmayı başaramayan emperyalistler, bugün bizi bize kırdırarak çözmek istiyorlar. Geçmişte bunları hep beraber yaşadık ve gördük, ama unutmuşuz. Onlar bugün tekrar sahneye çıkarak bir kısım bahanelerle, buldukları uşakları vasıtasıyla bizi birbirimize düşman ederek bölüp parçalamak istemektedirler.

                Varsayın ki ayrıldınız. Varsayın ki istedikleriniz gerçekleşti. Olması mümkün değil de, varsayın diyoruz ya. Acaba bugünkünden daha mı iyi olacaksınız? Yoksa birilerinin mandası olup, uşaklığına soyunarak bu günleri de arayacak mısınız, hiç düşündünüz mü? Eğer sizde beyin varsa, insanlıktan kırıntı kalmışsa, ekmeğini bölüştüğün kardeşinin kanını dökeceğine, biz niye böyle olduk, bizi kim bu hale getirdi diye otur öz yönetim tartışması yerine özeleştiri yaparak doğruyu bul.

 Siz öyle olasınız ki sizi emperyalistlere pazarlayanlar yaşasın. Siz öyle olun ki emperyalistler cetvelle çizdikleri sınırları yeniden çizerek hepimizin birlikte kanını emmeye devam etsinler. Sizler de bir amaç uğruna diyerek pisi pisine ölün, geride gözü yaşlı insanları bırakın. Sizlerde beyin olsaydı, zaten bu halde olmazdınız. Onun için size acıyor ve zavallılar diyorum.