Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Ay’da kablosuz internet ağı kurma planlarıyla bilim ve teknoloji dünyasında heyecan oluşturdu. 2025’te hayata geçirilmesi hedeflenen bu yenilikçi proje, hem Artemis programı kapsamında Ay görevlerini desteklemeyi hem de Dünya’daki internet erişimi eşitsizliklerini azaltmayı amaçladı.
Ohio’daki Glenn Araştırma Merkezi’nde başlatılan çalışmalar, Ay yüzeyinde güvenilir bir iletişim ağı oluşturarak astronotların veri aktarımını kolaylaştırmayı ve Dünya’daki bağlantı sorunlarına çözüm üretmeyi hedefledi.
Projenin kökeni, Cleveland’daki hanelerin yaklaşık %31’inde geniş bant internet erişimi bulunmaması sorununa dayanıyor. Bölgedeki ekonomik kalkınma kuruluşu Greater Cleveland Partnership, NASA’dan bu sorunu çözmek için yenilikçi bir yaklaşım geliştirmesini talep etti.
NASA’nın Glenn Araştırma Merkezi’ndeki Compass Laboratuvarı Başkanı Steve Oleson, projenin hem Dünya’da hem de Ay’da güvenilir bir iletişim ağı kurma potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Oleson, “Yönlendiricileri 100 metreden daha yakın mesafelerde yerleştirdiğimizde, dört kişilik bir hane saniyede 7,5 megabit hızında internete erişebilir. Bu teknoloji, Artemis görevleri için de kritik bir altyapı sağlayacak” dedi.
NASA’nın Ay’daki Wi-Fi ağı, Finlandiyalı teknoloji devi Nokia ile iş birliği yaparak duyurduğu 4G/LTE ağ projesinin bir devamı niteliğinde. Nokia’nın Bell Labs birimi, Ay yüzeyinin aşırı sıcak, radyasyon ve vakum koşullarına dayanabilecek “ultra kompakt, düşük güçlü, uzay için sertleştirilmiş” bir 4G ağı geliştirmek üzere NASA’dan 14,1 milyon dolarlık bir fon aldı. Bu ağ, Ay’daki araçların kontrolü, navigasyon ve yüksek çözünürlüklü görüntü aktarımı gibi görevler için tasarlandı. Nokia’nın proje lideri Thierry Klein, “Bu ağ, Ay’da sürdürülebilir bir insan varlığı için temel bir altyapı oluşturacak” diyerek teknolojinin önemini vurguladı.
Projenin bilimsel temelleri, NASA’nın Artemis programı ile yakından bağlantılı. Artemis, 2026’da Artemis II ile astronotları Ay’ın çevresine göndermeyi ve 2027’de Artemis III ile Ay yüzeyine ilk kadın ve bir sonraki erkeği indirmeyi hedefledi. Ay’da Wi-Fi ağı, astronotların gerçek zamanlı iletişim kurmasını, veri paylaşmasını ve otonom sistemleri yönetmesini sağlayarak görevlerin güvenilirliğini artıracak. MIT’de uzay iletişimi üzerine çalışan Prof. Dr. Daniela Rus, “Ay’da yüksek hızlı bir iletişim ağı, astronotların Dünya ile kesintisiz bağlantı kurmasını sağlayarak görev güvenliğini ve bilimsel verimliliği artıracak” dedi. Rus, bu teknolojinin, gelecekte Mars görevleri için de bir model oluşturabileceğini ekledi.
Uluslararası uzmanlar da projeye büyük ilgi gösteriyor. Londra merkezli teknoloji analisti ve The Guardian yazarı Rachel Spence, “NASA’nın Ay Wi-Fi projesi, uzay keşfinde yeni bir çağın habercisi. Bu, yalnızca astronotlar için değil, Dünya’daki internet erişimi sorunlarına yenilikçi çözümler sunmak için de bir fırsat” yorumunda bulundu. Benzer şekilde, Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) eski küratörü Francesco Bonami, “Ay’da iletişim altyapısı, insanlığın uzayda kalıcı bir varlık oluşturma hedefini gerçeğe dönüştürüyor” dedi.
Projenin Dünya üzerindeki etkileri de dikkat çekti. NASA’nın Cleveland’daki pilot çalışması, kentsel alanlarda Wi-Fi yönlendiricilerinin elektrik direklerine monte edilmesiyle internet erişimini iyileştirmeyi test ediyor. Bu yaklaşım, özellikle kırsal ve düşük gelirli bölgelerde internet eşitsizliğini azaltabilir. Dünya Bankası’nın raporuna göre, küresel nüfusun %37’si hâlâ internet erişiminden yoksun. NASA’nın Glenn Araştırma Merkezi’nden Mary Lobo, “Bu proje, Ay’a astronot gönderirken karşılaştığımız teknolojik zorluklara çözüm üretirken, aynı zamanda Dünya’daki toplumsal bir sorunu ele alıyor” dedi.
Ay’daki Wi-Fi ağı, aynı zamanda NASA’nın Lunar Gateway projesiyle de entegre olacak. 2027’de inşasına başlanması planlanan bu Ay yörüngesindeki uzay istasyonu, Artemis IV misyonuyla astronotlara ev sahipliği yapacak. Wi-Fi ağı, Gateway ile yüzey arasındaki veri akışını destekleyerek, Ay’da bilimsel deneylerin ve operasyonların koordinasyonunu kolaylaştıracak. Kaliforniya Üniversitesi’nde uzay teknolojileri üzerine çalışan Prof. Dr. Anca Dragan, “Bu ağ, Ay’daki otonom sistemlerin ve robotik araçların verimli çalışması için kritik. Gelecekte, bu teknoloji Mars’ta da kullanılabilir” dedi.
Projenin zorlukları da yok değil. Ay yüzeyindeki aşırı sıcaklıklar, radyasyon ve toz, iletişim ekipmanlarının dayanıklılığını test eti. Mühendislik ekibi, bu koşullara dayanıklı antenler ve baz istasyonları geliştirmek için yoğun bir Ar-Ge süreci yürütüyor. Ayrıca, enerji verimliliği de büyük bir öncelik. GET’in drone’lar için geliştirdiği kablosuz şarj teknolojisine benzer bir yaklaşım, Ay’daki Wi-Fi altyapısının enerji ihtiyacını karşılamak için değerlendirildi.
NASA’nın Ay’da Wi-Fi ağı projesi, uzay keşfi ve Dünya’daki iletişim teknolojileri için yeni bir ufuk açtı. Artemis programının bir parçası olarak, bu ağ, Ay’da kalıcı bir insan varlığı oluşturma yolunda önemli bir adım. 2025’te başlayacak testlerle, NASA hem gökyüzünde hem de yeryüzünde bağlantıyı yeniden tanımlamaya hazırlandı.