Başlayan Üçüncü Dünya Savaşı…

Başlayan Üçüncü Dünya Savaşı…
Recep Muhlis Gür yazdı...

Elinizde tuttuğunuz bir dosya kâğıdını, alt tarafından bir kibrit ateşiyle birkaç yerden delik açar şekilde tutuşturun.

İşte dünya şu anda bu durumda. Yani yaşadığımız Dünya birkaç yerden ateşlendi. Gitgide büyüyecek olan bu ateş Dünya’nın tamamına yakınını ateş çemberine çevirecek. Ve milyarlara varan insan ölümleri olacak.

Bunu ben yıllardan beri söylüyor ve yazıyorum. Buna inanamıyorsanız, ben size Dünya tablosunu çizeyim, kararı siz verin.

İlk başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, sonra İsrail-Filistin Savaşı sivil katliamlarıyla can almaya devam ediyor,

ABD, İngiltere gibi Batılı Devletler NATO’ya bağlı Ukrayna’ya istihbarat ve lojistik destek vererek savaşa dolaylı olarak dâhil oluyor,

Ayrıca İsrail Devleti, Suriye, Ürdün gibi ülkelere füzeler fırlatıyor,

İran Devleti birkaç yıldan beri Orta Doğu’da Amerikan üslerini bombalıyor, son saldırı Ürdün-Suriye-Irak sınırındaki Al-Tanf Üssü’ne yapılıyor ve 3 Amerikan askeri ölüyor, 40’tan fazla yaralı…

Buna karşılık olarak ABD, uçaklarla ve 125’ten fazla güdümlü bomba kullanarak Irak ve Suriye’deki İran bağlantılı en az 85 hedefi vuruyor,

Yemenli Husiler, Aden körfezi ve Kızıldeniz’e gelen Amerikan ticaret gemilerini füzelerle vuruyor,

ABD, hem İran’a hem Husi kuvvetlerine zaman zaman ateşle karşılık veriyor,

Bu arada ABD, Türkiye SİHA’sını düşürüyor,

Irak’ta 2003’ten, Suriye’de 2011 yılından beri bombalar patlıyor, iç savaşlar devam ediyor.

Şu anda Suriye’de Türkiye dâhil 16 Devlet, IŞİD, PKK/PYD gibi tam 32 çeşit silahlandırılmış örgüt üzerinden savaşıyor.

Bu tür savaşa vekâlet savaşları deniyor. Bir başka adı da Hibrit savaşı olarak konmuş. Yani düzenli ve düzensiz kuvvetlerin, yetiştirilmiş terör ve suç örgütlerinin ve diğer sivil unsurların karşılıklı çatışmaya girdikleri ilan edilmemiş savaş.

Gözlerimiz baka baka Orta Doğu’daki ateş deliği gittikçe büyüyor.

İran durup dururken “dost” Pakistan’daki hedeflere saldırı düzenliyor ve yaralananların dışında iki çocuk ölüyor,

Böylece Orta Doğu’daki savaş tırmanarak bölgenin dışına taşıyor,

Tabii ki, bu arada istihbarat savaşları, devletlerarası suikastlar artarak devam ediyor,

Şu anda 2024 yılının Nisan ayı başındayız ve bu savaşlarda askerlerin yanında kadın ve çocuk olmak üzere on binlerce insan ölmüş durumda…

Diğer taraftan Doğu Akdeniz, başta ABD ve İngiltere olmak üzere batılı ve diğer ülkelere ait irili ufaklı savaş gemileriyle kaynar halde,

Yunanistan yıllardan beri Ege’deki adaları haksız işgal ederek askeri yığınak yapıyor,

ABD ise, Girit adasına ve Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesine askerî mühimmat ve ordu birlikleriyle yığınak yapıyor,

ABD ayrıca İsrail-Gazze savaşından sonra İsrail ve Ürdün üslerinin dışında Güney Kıbrıs’taki İngiltere üssüne kargo uçaklarıyla silah ve mühimmat yığınağı yapıyor,

Bu arada devletlerin askerî kara, hava ve deniz tatbikatları her zamankinden daha yoğun ve artarak devam ediyor,

Daha başka devam eden bu tür askerî hareketliliği bırakalım, bir de Devlet adamları ne diyor ona bakalım:

Birkaç gün önce Rusya Devlet Başkanı Putin Moskova’da Federal Meclise hitabında şöyle diyor:

“Zircon hipersonik füzeleri de dâhil olmak üzere gelişmiş silah sistemlerini Ukrayna'da kullandık. Ukrayna'da askeri avantaja sahip olduk. Eğer NATO ülkeleri Ukrayna'ya asker gönderirlerse, nükleer çatışmanın önü açılır.

Rusya artık düşman topraklarındaki hedefleri vurabilecek her türlü silahlara sahip. Rusya'yı işgal etmeye çalışan herkesin İkinci Dünya Savaşı'ndakinden çok daha sert sonuçlarla karşılaşacağını bilmeleri gerekir.”

Putin’in “akıl hocası” olarak bilinen Stratejist Aleksandr Dugin, 3. Dünya Savaşı’nın başladığını ifade ettikten sonra şöyle diyor:

“Nükleer savaşa biz hiçbir zaman bu kadar yakın olmadık, şu anda kutuplar arası bir savaş yaşanıyor. Bu savaş, Batı’nın korumaya çalıştığı tek kutuplu dünya düzeni ile çok kutuplu sistem arasında... Rusya’nın şehirlerine yönelik saldırılar her an nükleer savaşı başlatabilir.”

Bu arada durup dururken Küreselci Siyonist sermayenin medya kuruluşları, bu gelişmelere adeta çanak tutarcasına piyasaya Dünya ordularının silah ve mühimmat kuvvetlerini kıyaslayan bilgiler sürüyor, bilhassa Rusya’nın nükleer planlarından söz ediyor.

Diğer taraftan ABD başkanlık seçimlerine aday Trump'ın ekibinden Steve Bannon "Gelecek 10 yıl içinde Güney Çin Denizi'ndeki adalar üzerinden Çin'le savaşacağız. Buna hiç şüphe yok." diyor,

Ve Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan birkaç gün önce ABD’nin PKK/YPG’ye verdiği desteğin sürmesi üzerine yaptığı konuşmanın sonunda, “İki ülke daha büyük bir karşı karşıya geliş riskini taşıyor terör örgütü üzerinden” diyor.

Devam eden savaşların yanında, hâlihazırda sözlü atışmalarla gerilim yaşanan bölgelerde her an yeni cephe açılabilir.

Patlamaya hazır kızıştırılmış ülkeler:

Kuzey Kore-ABD, Kuzey Kore-Güney Kore,

ABD-Çin, Tayvan-Çin

ABD-İran, ABD-Türkiye,

Türkiye-Yunanistan, İran-Pakistan,

Orta Doğu’da ise;

İsrail’in başta Ürdün, Suriye, İran, Mısır olmak üzere Türkiye dâhil diğer Orta Doğu ülkeleriyle devam eden Hibrit savaşının ilan edilmiş savaşa dönüşmesi an meselesidir.

Bir de dünyada lider denilenlere bakın Allah aşkına;

Kuzey Kore’de uçuk kaçık savaş naraları atan, saçları moda tıraşlı tombiş delikanlı Kim Jong-un,

ABD’de bunak denilen mumyalaşmış Joe Biden, muhalefette deli denilen saçları gibi kafası da dağınık Donald Trump,

Rusya’da aklı başında gibi görünen ama 10’a yakın muhalifini ortadan kaldıran, ikide bir de nükleer savaştan söz eden, yumuşama yapıyorum bahanesiyle başında bulunduğu Sovyetler Birliği Devletini yıkıp ABD’ye ağababalarının yanına giden ve orada ölen Gorbaçov gibi Dünya Yahudi baronlarına bağlı Vladimir Putin,

Hollanda, İtalya, Arjantin, İngiltere gibi ülkelerin çoğunda da yine saçları gibi kafalarının içi de dağınık, tecrübesiz, akıl dışı hareket eden Hitlervari baskıcı, totaliter, faşist insanlar başta,

Ya bizde farklı mı?

Şu artık biliniyor olmalı ki, bütün bu savaşları çıkaran güç, dünya liderlerinin tamamına yakınını iktidara getiren ve istediği zaman da götüren, onları mafyavari usullerle rehin almış ve istediğini yaptıran üst akıl dediğimiz küresel güçtür.

Devletleri idare ettiğini zannettiğimiz liderlerin yönetime tesirlerinin sadece yüzde 20 civarında olduğunu geri kalanında ise aldıkları emri uyguladıklarını biliyor muydunuz?

Peki, devletlerarası görüşmeler, mekik diplomasisi falan filan görüşmelerde bulunanların içerde başka görüşüp dışarı çıkınca tam tersi beyanat verdiklerini biliyor muydunuz?

Anlı şanlı devlet adamlarının devamlı barış görüşmelerinde bulundukları buna karşılık ne hikmetse dünyada savaşların çoğaldığı size bir fikir vermiyor mu?

Bakınız, vazgeçtik günümüzden bu küreselciler taa 200 sene önce bile Fransa Krallığını devirerek başına 33 yaşındaki Napolyon’u getiriyorlar.

Ve bir keresinde bu deha sahibi zıpçıktı şöyle diyor:

“Ben ölmekte olan bir köpek görsem oturur başında ağlarım, ama bir milyon insanın ölüm haberi bana parmak şıkırtısı gibi gelir.”

Hâlihazırda 5 bin yıllık savaş kanunlarında dahi olmadığı halde şu modern dediğimiz dünyada Ukrayna’da, Filistin’de binlerce kadın ve çocuğu öldüren veya seyreden,

Nükleer denemeler yapan ve birkaç günde bir nükleer savaştan bahseden,

Küresel güçlerden aldıkları emri uygulamaya mahkûm olmuş liderler mi savaş çıkarmayacak?

Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarını planlayıp çıkaran güç, üçüncüyü de planladığı gibi uygulamaya koyuyor.

Esir alınmış dünyada maalesef gerçeği gören akıl sahiplerinde ise güç yok.

Dünyada anormal bir değişim olmadıktan sonra,

Böylece dosya kâğıdının her tarafı tutuşacak, milyarlara varan insan ölümleri olacak.

En doğrusunu Yüce Allah bilir.