Erken başlangıçlı bunama (demans) vakalarına yönelik bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri, hastalığın önlenmesi ve ilerlemesini yavaşlatma konusunda çarpıcı sonuçları ortaya koydu. İngiliz tıp dergisi The Lancet'in öncülüğünde kurulan Demans Önleme ve Tedavisi için Lancet Komisyonu, yayımladığı raporda, ileri yaşlarda hastalığın ortaya çıkmasında etkili olan dokuz risk faktörünün denetim altına alınmasıyla demans vakalarının üçte bir oranında azaltılabileceğini bildirdi.

Komisyon üyesi, Psikiyatri ve Davranış Bilimleri Profesörü Lon Schneider, risk faktörlerini azaltmaya çalışmanın, hastalığı önlemede ilaç geliştirme çalışmalarından çok daha etkili sonuç doğuracağına vurgu yapt1ı. Profesör Schneider, özellikle çocuklukta eğitime ağırlık verilmesinin, orta yaşlarda duyma kaybı, hipertansiyon ve obezite gibi durumların tedavi edilmesinin hastalığın ortaya çıkma ihtimalini önemli ölçüde azalttığını ifade etti. İleri yaşlarda ise sigarayı bırakmanın, depresyon ve şeker hastalığının kontrol altına alınmasının, fiziksel etkinliklerin ve sosyalleşmenin demans vakalarını azalttığı belirtildi.

Yeni İlaçlar ve Erken Tanı Çabaları Hız Kazandı

Tedavi cephesinde de önemli gelişmeler yaşanırken, yeni geliştirilen ilaç molekülleri dikkat çekti. Alzheimer hastalığının tedavisinde atılan ilk büyük adımlardan biri olarak görülen Lecanemab adlı ilacın, özellikle ApoE4 geni taşımayan hastalarda ümit vaat ettiği ve erken teşhis ile uygun hastalarda erken tedaviye yapılan yatırımın uzun vadede daha ekonomik olduğu belirtildi.

Cambridge Üniversitesi'nden araştırmacılar, tek bir beyin taramasından sonra bunama teşhisi koyabileceği düşünülen bir yapay zeka sistemini test ettiklerini duyurdu. Bu teknoloji ile demans hastalarının erkenden tespit edilip, ileride meydana gelebilecek hasarların önüne geçilmeye çalışıldığı bildirildi. Cambridge Üniversitesi'nden Prof. Dr. Zoe Kourtzi, "Erken teşhis, erken tedavi demektir. Bu şekilde hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir ve aynı zamanda daha fazla hasarı önüne geçebiliriz," ifadelerini kullandı. Prof. Kourtzi, yapay zekanın uzman nörologların bile göremediği taramalardaki kalıpları tanımlayabildiğini belirtti.

GELECEĞİN TEDAVİ STRATEJİLERİNDE KÖK HÜCRE VE PROTEİN TEMİZLİĞİ

Geleceğin tedavi yaklaşımları arasında kök hücre tedavisi ve yeni protein hedefleri de yer aldı. Yapılan bazı çalışmalarda, kök hücre tedavisi ile hastaların yaklaşık yüzde 75'inde hastalığın ileri safhalara geçmesinin büyük oranda engellendiği ve genel durum, uyku, iştah gibi hayat kalitesinin arttığı görüldü.

Ayrıca, bilim insanları Alzheimer ve bunama hastalarında yaygın olarak görülen amiloid ve tau proteinlerinin yanı sıra TDP-43 isimli üçüncü bir proteinin de beyinde biriktiğini saptadı. Uzmanlar, tedavi girişimlerinde bu proteinin de beyinden temizlenmesinin yeni ve etkili bir strateji olabileceğinin altını çizdi.