Kendisini sanatçı , sanatkar gibi kavramlarla ifade etmeyi sevmese de Şebnem Kurtul’da cama hayat katan sanatkârlardan. Hayalinin peşinden gitme cesareti gösteren, insanları bu konuda yüreklendiren,işini yüreğiyle yapan şanslı insanlardan biri. Kendisine, ''Bu sanat dalı bildiğimiz kadarıyla kalmasın üzerine biraz konuşalım'' dedim. O da beni kırmadı , koyu sohbetimize başladık.

-Bu deneyimi merak edenlere cam sanatı hakkında ne söylemek istersiniz?


Çok farklı bir deneyim ve bu deneyimi hissettiğinizde etrafınızdaki malzemelere bakış açınız değişiyor. İnsanlar yapamamaktan korkuyor ama bir adım atmak yola çıkmak ve o yolu deneyimlemek gerekiyor.Bana göre cam çok büyülü bir malzeme çünkü dört elementin buluşması.. bir tarafta topraktan, kumdan oluşmuş bir cam çubuk var, diğer tarafta farklı gazların birleşimiyle oluşan bir ateş ve bu ateşin içinde toprak-cam- eriyor ,sıvılaşıyor, akışkan hale geliyor…Sizin yönlendirmenizle şekilleniyor ve sonra tekrar katılaşıyor. Bence bu hayatın akışı gibi bir süreç.. Camın çok farklı üretim teknikleri var birçoğunu öğrenmeye çalışıyorum. Mesela az önce bahsettiğim sıcak cam eritme tekniği..Benim için ,an da kalma ve meditasyon aracı diyebilirim. İki eli birden kullanarak yaptığımız için hem sağ hem sol beyin çalışıyor. Bir yandan farklı füzyon teknikleri , mine teknikleri ve üfleme cam tekniği yapmaya ve öğrenmeye devam ettiğim alanlar..Çok sınırsız bir derya, dünyanın bize sunduğu bir malzeme nimeti var. Sanki başka bir dünyadaki oluşumu buraya getiriyormuşuz gibi bir şey benim için cam sanatı.Aslında sanatsal ürün iddiam yok tamamen enerjimi akıtıyorum.Kendimi iyileştirme yöntemim de diyebilirim.

-Bir ürünü oluşturmak ne kadar vaktinizi alıyor?

Ürünlerimi müşterilerim için hazırlarken, şu kadar gün sonra teslim ederim diyemiyorum. Çünkü ateşin başına geçtiğim de, cam oluşmak isterse oluşuyor. Bir ürünü oluşturmak yarım saatte sürebilir , iki ayda sürebilir.Bu işe başlarken ,mecbur olduğumu hissettiğim hiçbir zaman bunu yapmamak için kendime söz verdim.Teknik tarafına değinecek olursak,camın eritilmesi süreci var.. Isıtırken yavaş yavaş ısıtılması gerekiyor..Cam çok sıcak derecelerde ıstıltığı için oda sıcaklığında kaldığında ani ısı değişimi yüzünden çatlıyor bu yüzden 8 saat fırında tavlanması gerekiyor.Fırından çıkınca temizliği yapılıyor diyebilirim.

-Sizce cam sanatıyla uğraşmak bireylere neler kazandırır?


Bence kim olduğunuzu tanımaya başlıyorsunuz. Ben ne hissediyorum, neden bunu hissediyorum? Sorgusu yapıyorsunuz.Ne hissettiğinizi anlatabildiğinizde derin olarak kendi özünüzle karşılaşıyorsunuz. Özünüze bakabildiğinizde iyi veya kötü kalmıyor. Size, ‘’ben böyleyim ‘’ diyebilmeyi kazandırıyor çünkü hepimiz zaten yargılamalarla bu kısıtlama toplumuna geldik.Bunu tekrar geri sarıp içinizdeki çocukla tanışma imkanı sunuyor.İşte o zaman sevgi mutluluk ve huzur açığa çıkıyor.

-Sizce bu sanatı diğer sanat dallarından ayıran bir özelliği var mı ?

Bence bu sanat dalını diğer sanat dallarından ayıran bir özelliği yok.Bence bütün sanat dalları aynı , aynı prosesin dünyaya düşmek için farklı yollar seçmesi gibi..hepsi ifadenin farklı yolları..O yüzden birisinin sizin ifade ettiğiniz şeyin sanat olup olmadığını söylemesi bile bence çok gereksiz.Önemli olan birşey yaparken akışta olduğunuzu yada o anda onunla bütünleştiğinizi, içinizden gelenleri dışınıza yansıtabildiğinizi hissetmeniz..Bunu denizde yüzerken de hissedebilirsiniz, amaç bir şey yapmak değil çünkü bir şey olmak..Bu gün cam yapıyorum , resim yapıyorum.Yarın sesim kötü mü veya buna yeteneğim var mı ? diye düşünmeden şarkı söyleyebilirim.


-Mesleğinize dair unutamadığınız bir anınız varsa paylaşır mısınız?


Aslında anlatılmaz yaşanır. Cam yapmaya ilk üfleme camla başlamıştım. Eritilmiş camın içinde nefesimle bir baloncuk oluşturmuştum.Üfleme tekniğini öğrendiğimde bana o camın içinde senin nefesin var denmişti ve bu cümle beni çok etkiledi.Aslında her ürettiğim her ürün benim için çok özel.


- Bu sanatla ilgilenmeye başlamak için yaş sınırı var mıdır ?

Sanatın hiçbir dalında yaş sınırı olduğunu düşünmüyorum. Çocukken hepimizin sanatçı olduğunu büyüdükçe limitlerimizi toplumun ve kendimizin koyduğunu düşünüyorum.Picasso’nun bir sözü var ; ‘’Her çocuk bir sanatçıdır sorun büyüdüğümüz de nasıl sanatçı kalabileceğimizdir’’Bence hiçbir şeyin yaşı yok.