AKP’li vekiller tarafından Meclis’e sunulan bir kanun teklifi ile TSK’da Erdoğan’a yeni bir yetki daha verilmişti. Kuvvet Komutanlarının emeklilik yaşı 67’den 72’e yükseltilebilecek. Bu konuya dair emekli Tümgeneral Rafet Kılıç, uyarıda bulunarak, “Bu, siyasi bir tercih değil; milli güvenlik meselesidir” ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN’A YAŞ UZATMA YETKİSİ

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanların emeklilik yaşını 1’er yıl süreyle 72’ye kadar uzatabilecek. Eski dönemde Genelkurmay Başkanının emeklilik yaşı 67’den 72’ye getirilmişti. Kanun teklifi ile orgeneral ve oramiraller için de 72 yaşına kadar görev süresi uzatılabilme imkanı olacak.

BU İLK OLMADI

Erdoğan’a daha önceleri TSK'da rütbe bekleme süreleri Cumhurbaşkanı kararıyla değiştirilebilecek ve general rütbesi altındaki subayları ordudan atma yetkisi verilmesi gibi yetkiler verilmişti.

EMEKLİ TÜMGENERAL RAFET KILIÇ’TAN ÇARPICI UYARILAR

Yaş sınırının yükseltilmesini eleştiren emekli Tümgeneral Rafet Kılıç, tartışmalara ilişkin çarpıcı bir değerlendirmede bulundu. Kılıç, maddeler halinde yaptığı değerlendirmede şunları dile getirdi:

“Bu düzenleme, halihazırda görevde olan ve yaş haddine ulaşan ya da yaklaşan komutanların görevde kalmasının önünü açarken, terfi bekleyen alt kadrolarda hoşnutsuzluk ve adaletsizlik duygusu yaratacaktır. Hiyerarşi ve motivasyonun esas olduğu askeri yapıda, bu durumun ordu içi disiplini zedelemesi kaçınılmazdır.

* Öte yandan, Yüksek Askerî Şûra’nın (YAŞ) yeni yapısıyla birlikte, terfilerde siyasi iradenin belirleyici olduğu kamuoyunca bilinmektedir. YAŞ kararlarının adli ve idari denetime kapalı olması, son yıllarda binlerce liyakatli ve Atatürkçü albay ve generalin görevinden emekli edilerek tasfiye edilmesine neden olmuştur.

* Ayrıca, son dönemde kamuoyuna yansıyan bazı görüntülerde; üniforma üzerinde sarık, takke giyen, tarikat ya da cemaat dergâhlarında poz veren general ve amirallerin varlığı da gözlemlenmektedir. Kendisini açıkça ifşa etmeyen, fakat TSK içinde tarikat-cemaat bağlantısı bilinen bazı isimlerin korunduğuna dair kanaat oldukça yaygındır.

* Tüm bu gelişmeler, TSK’da yaşanan dönüşümün yeni ve kritik bir aşamasına işaret etmektedir. Bu bağlamda, anayasa ve kanunlarla “siyaset dışında kalması zorunlu” olan, Türk Milletinin tamamına hizmet etmekle yükümlü TSK’nın giderek siyasallaştırılması ve belirli grupların etkisine açılması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir.

“MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR”

* Milli ordunun siyasete bulaştırılması; disiplinin, liyakatin ve tarafsızlığın yok edilmesi, TSK’nın geleneksel yapısını ve halk nezdindeki güvenilirliğini zayıflatır.

* Bu sebeple; getirilen düzenlemeler yalnızca yaş sınırlarıyla değil, kurum kültürünün, liyakat sisteminin ve tarafsız ordunun korunması açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Bu, siyasi bir tercih değil; milli güvenlik meselesidir.