Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son seçimi için satranç tahtasında oyununu kuruyor.
Erdoğan, bin bir hazırlıkla ABD’ye gitti ve elinde ne varsa döktü.

Boeing uçak alımı, ABD’ye vergi indirimi, nadir toprak elementleri anlaşması, yeni F-35 siparişleri…

Eli böyle dolu olunca Erdoğan Beyaz Saray’da ABD Başkanı Trump’la görüşme yapabildi.

Beyaz Saray’da 25 Eylül'de Trump’la görüşen Erdoğan, Washington'dan memnun ayrıldıklarını belirterek “Atılan çamurlarla kirletilemeyecek kadar güzel bir ziyaretti” dedi.

Peki, Erdoğan neden Trump görüşmesini bu kadar önemsedi?

Bu soruya yanıt sayılabilecek açıklamayı ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack yapmıştı. Barrack, ABD Başkanı Donald Trump'ın iki ülke arasında tartışmalı başlıkları aşmak için yeni bir yaklaşım ortaya koyduğunu söyleyip Erdoğan’ın Trump’tan 'meşruiyet' istediğini öne sürmüştü.
Erdoğan’ın pazarlık listesine bir ek yapılmıştı.

Türkiye, Birleşmiş Milletler’in (BM) son kararları doğrultusunda İran’ın nükleer faaliyetleriyle bağlantılı onlarca kişi ve kuruma yönelik mal varlığı dondurma kararı aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasını taşıyan karar, 1 Ekim Çarşamba günü Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Karar, İran’ın enerji, denizcilik, bankacılık ve araştırma sektörlerinde faaliyet gösteren birçok kuruluşu kapsıyordu.

Yaptırım listesinde İran Atom Enerjisi Kurumu, Bank Sepah, uranyum zenginleştirme ve nükleer yakıt üretimiyle bağlantılı firmalar bulunuyordu.

‘SIRADA İRAN VAR’ YORUMLARI YAPILIRKEN…

ABD’nin dayatmasıyla Türkiye, bölgenin en zor döneminde İran’ı hedefe koymuş oldu.
Oysa…

2009 – 2013 yılları arasında Erdoğan, ABD’nin nükleer programlar gerekçesiyle İran’a uyguladığı yaptırımlar sırasında doğalgaz ve petrol ithalatını sürdürmüştü.

2010 yılında BM Güvenlik Konseyi’nde İran yaptırımlarına “hayır” oyu verilmişti.

Suriye’de Esad’ın düşmesinin ardında sırada İran’ın olduğu ve sonrasında da okların Türkiye’ye döneceği yorumlarının yapıldığı bir dönemde Erdoğan, İran’ı yalnız bırakıyordu.

ERBAKAN 30 YIL ÖNCE NE YAPTI

İran’ı cezalandırmaya ortak olan Erdoğan, bu konuda hakikati ise onu siyasete sokan Hocasını hatırlayarak görebilir.

Yıl: 1995.

ABD’nin İran’a petrol ve yatırım yaptırımı (ILSA – İran Libya Yaptırımları Yasası) yürürlüğe girdi.
Türkiye bu yaptırımlara resmen katılmadı.

Yıl: 1996.

Türkiye, İran’la doğalgaz anlaşması imzalayan ilk ülkelerden biri oldu.

Dönemin Başbakanı merhum Necmettin Erbakan, ABD’nin baskısına rağmen bu anlaşmayı imzaladı.

Bu anlaşma, Türkiye’nin ABD yaptırımlarına doğrudan karşı çıktığı en belirgin örneklerden biriydi.

ABD açıkça bu anlaşmadan rahatsız olmuştu.

Erbakan hükümeti kısa süre sonra (Refahyol) düştü, ancak anlaşma uygulanmaya devam etti.

Tayyip Erdoğan o dönem Erbakan’ın onu partisinin adayı olarak belirlemesiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmuştu.

O halde, Necmettin Erbakan’ın bugünü yıllar öncesinden gören sözleriyle bitirelim:

“Önce Irak’ı işgal edecekler, sonra Suriye’ye yerleşecekler, ardından İran’a saldıracaklar; çünkü asıl hedef Türkiye’dir.”