Vücudun enfeksiyonlarla savaşan ağı olan lenfatik sistemde ortaya çıkan bir kanser türü olan lenfoma, dünya genelinde erkekleri kadınlara oranla daha belirgin bir şekilde etkiledi. Kanser istatistikleri ve bu alanda yapılan derinlemesine bilimsel çalışmalar, bu cinsiyet farklılığının tesadüfi olmadığını, altında yatan biyolojik ve çevresel faktörlere dayandığını gösterdi.

VERİLER NE SÖYLÜYOR?

Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) ve Amerikan Kanser Derneği (ACS) gibi önde gelen sağlık kuruluşlarının yayımladığı veriler, lenfomanın en yaygın alt türlerinden biri olan Diffüz Büyük B Hücreli Lenfoma (DLBCL) ve Hodgkin Lenfoma gibi türlerde erkeklerde görülme sıklığının (insidans) kadınlara göre yaklaşık 1.5 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu. Bu durum, "Lenfoma neden erkeklerde daha sık görülüyor?" sorusunu bilim dünyasının merkezine taşıdı.

UZMANLAR OLASI NEDENLERİ AÇIKLIYOR

Bu konudaki araştırmalar, tek bir nedenden ziyade, birkaç faktörün bir araya gelerek erkeklerdeki riski artırdığına işaret etti.

Teksas Üniversitesi MD Anderson Kanser Merkezi'nde görev yapan ve lenfoma araştırmalarıyla tanınan Hematolog Dr. Christopher R. Flowers, bu durumu şöyle özetledi:

"Lenfomadaki cinsiyet farklılığı, hormonların, genetik altyapının ve yaşam tarzı alışkanlıklarının karmaşık bir etkileşiminin sonucudur. Bu farklılığı anlamak, gelecekte kişiselleştirilmiş tedavi ve önleme stratejileri geliştirmemiz için kritik bir öneme sahiptir."

Bilimsel araştırmaların odaklandığı başlıca hipotezler şunlar:

Hormonal Etkiler: En güçlü teorilerden biri, kadınlık hormonu olarak bilinen östrojenin koruyucu bir rol oynadığı yönünde. Araştırmalar, östrojenin, lenfomaların sıkça kaynaklandığı B hücrelerinin gelişimini ve aktivitesini düzenleyebildiğini gösteriyor. Östrojenin bu düzenleyici etkisinin, kadınlarda kontrolsüz hücre bölünmesine karşı ek bir savunma mekanizması sunabileceği düşünülüyor.

Genetik ve İmmünolojik Farklılıklar: Kadınlar, iki adet X kromozomuna sahipken erkekler bir X ve bir Y kromozomuna sahiptir. X kromozomu, bağışıklık sisteminin fonksiyonlarında rol oynayan çok sayıda gen içerir. Bazı bilim insanları, kadınların iki X kromozomuna sahip olmasının onlara daha güçlü bir "immün gözetim" (immune surveillance) yeteneği kazandırdığını ve bu sayede kanserli hücrelerin erken evrede tespit edilip ortadan kaldırılmasının daha etkin olabileceğini öne sürüyor.

Yaşam Tarzı ve Çevresel Faktörler: Geçmişte erkekler arasında daha yaygın olan sigara ve alkol tüketimi gibi alışkanlıkların yanı sıra, belirli kimyasallara ve pestisitlere mesleki maruziyetin de lenfoma riskini artırabildiği biliniyor. Her ne kadar bu yaşam tarzı farklılıkları günümüzde azalıyor olsa da, geçmişteki birikimli etkilerinin mevcut istatistiklere yansımış olabileceği değerlendiriliyor.

Lenfomanın erkeklerde daha sık görülmesi, basit bir istatistikten öte, derin biyolojik temellere dayanan bir olgu.

Bilim insanları, bu farklılığın moleküler mekanizmalarını tam olarak aydınlatmak için çalışmalarını sürdürürken, elde edilen bulgular, cinsiyet faktörünün kanser teşhis ve tedavisinde ne kadar önemli bir değişken olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu durum, özellikle erkeklerin lenfoma belirtileri (boyun, koltuk altı veya kasıklarda ağrısız şişlik, ateş, gece terlemesi, kilo kaybı) konusunda daha bilinçli olmaları gerektiğinin altını çizdi.