Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve genellikle masum bir durum olarak algılanan horlama, son bilimsel çalışmalarla birlikte yeniden mercek altına alındı.
Uzmanlar, 'basit bir horlama' olarak nitelendirilen durumun aslında Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu (OSAS) olabileceğini ve bu sendromun kalp-damar sağlığı üzerindeki yıkıcı etkileri konusunda hayati uyarılarda bulundu.
KALP KRİZİ VE FELÇ RİSKİ YÜZDE 50 ARTTI
Harvard Tıp Okulu'nda görevli Kardiyoloji Profesörü Dr. Jonathan F. Geller, uyku apnesinin potansiyel tehlikesine dikkat çekti.
Dr. Geller, yakın zamanda yayımlanan ve 2000'den fazla OSAS hastasını inceleyen bir kohort çalışmasına atıfta bulundu.
Geller, yaptığı açıklamada, "Uyku apnesi, uyku sırasında tekrarlanan solunum durmaları nedeniyle kan oksijen seviyesinin düşmesine yol açar. Bu durum, bedende kronik strese neden olarak kalp atış hızını ve kan basıncını yükseltir" ifade etti.
Dr. Geller, söz konusu araştırmanın, şiddetli uyku apnesi tanısı konulan kişilerde, tedavi görmeyenlere kıyasla kalp krizi ve inme (felç) riskinin yüzde 50'ye varan oranlarda daha yüksek olduğunu kesin olarak ortaya koyduğunu da ekledi.

İNGİLİZ NÖROLOGDAN KRİTİK UYARI: BEYİN HASARI KAPIDA
İngiltere'nin saygın tıp kurumlarından King's College London Nöroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Elizabeth R. Davies ise, horlama ve uyku apnesi arasındaki doğrudan ilişkinin felç riski boyutuyla ilgili önemli verileri paylaştı.
Prof. Dr. Davies, "Horlama sesi, genellikle üst solunum yolundaki tıkanıklığın bir göstergesidir. Bu tıkanıklık, gece boyunca beyne giden oksijen akışını kesintiye uğratır. Düzenli olarak oksijensiz kalan beyin dokusu, zamanla hasara daha açık hale gelir" şeklinde konuştu.
Davies, özellikle boyun bölgesindeki karotis arterlerde görülen plak oluşumunun (ateroskleroz) uyku apnesi hastalarında hızlandığını ve bu plaklardan kopan pıhtıların doğrudan inmeye yol açabildiğini belirtti. Bu durumun, 'mini felç' olarak da bilinen geçici iskemik atakları (TİA) tetikleyebileceği ve bunun da büyük bir felcin öncüsü olabileceği uzmanlarca kesinleşmiş bir gerçek olarak kaydedildi.

TEDAVİDE ERKEN TANININ ÖNEMİ VURGULANDI
Uluslararası Uyku Tıbbı Derneği (WASM) eski başkanı, İsviçreli Solunum Uzmanı Dr. Marc A. Schneider, uyku apnesinin sinsi ilerleyişine karşı erken teşhisin önemini vurguladı.
Dr. Schneider, "Hastalığın erken evrelerinde CPAP (Sürekli Pozitif Havayolu Basıncı) tedavisine başlanması, kan basıncını hızla stabilize eder ve kalp-damar hastalıkları riskini önemli ölçüde düşürür. Horlama şikayeti olan ve gün içinde aşırı uyku hali, yorgunluk gibi belirtiler gösteren her bireyin, bu riskleri ciddiye alarak bir uzmana başvurması, hayati önem taşıyor" dedi.
Horlayan çocuklara şifa önerileriYaşam