Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Gıda sorunu nasıl çözülür?

Depocuların yarattığı soğan sorunu stokçulara yönelik depo operasyonlarıyla denetim altına alındı. Patates sorunu ithalat tehdidiyle çözüldü. "Gıda teröristlerinin" yarattığı patlıcan ve biber sorunu da "Tanzim Satış" mekanizmalarıyla engellenmiş oldu.

Et sorunu, Angus ithalatıyla dengelenirken saman ithalatıyla daha başka sorunların ortaya çıkması engellenmiş oldu.

Şu sıralarda "Millet" tanzim satışlarda ucuz alış-veriş yaparken "Allah bu iktidarı başımızdan eksik etmesin" diye dua ediyor.

Dışarıda dış güçler yok mu dış güçler! İçeride CEHAPE yok mu CEHAPE işte bunlar doların ayarını bozdu! Tek parti dönemi ve İnönü mevcut ekonomik durumun nedeni olan aktörler!

Teflon tava gibi bir iktidar Türkiye'yi yönetiyor. 17 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyor ama ekonomide, sosyalde ve siyasette meydana gelen her kötü gelişmenin nedeni başkaları oluyor. Bu parti sanki AK Parti değil AK kaşık!

Tarım, hayvancılık ve meyvecilik

Bir ülke enerji ve gıda yönünden dışa bağımlıysa o ülkeyi yönetenler yerli ve millî kaynakların tam kapasite nasıl çalıştırılacağını düşünmeleri gerekir. Enerji ve gıdada dışa bağımlılığı olan ülkelerin siyaseten bağımlı olmaları da kaçınılmazdır.

Ülkelerin ekonomisi üretim gücüne ve verimli çalışma düzenine bağlıdır. Üretim, ihracat, verimlilik, etkinlik ekonominin rekabet üstünlüğüyle ilgili kavramlardır.

AK Parti'nin yirmi yıla yaklaşan iktidarında tarım, hayvancılık, meyvecilik adına ne varsa hepsi oluruna terk edilmiştir. Tarımda karşılaşılan sorunlar iktidar yetkililerinin kimin neyi, nereye, neden, nasıl ve niçin ektiği konusunu ciddiye almadıklarını göstermektedir. Tarım Bakanlığ; üretimi planlama, üretime dayalı sektörleri yönlendirme gibi bir görevi olduğunun farkında bile değil.

Türkiye'de yaşanan biber/patlıcan sıkıntısının nedeni Tarım Bakanlığı'nın hayvancılığı, meyveciliği, sebzeciliği bilimsel usullerle izlemediği ve gerekli tedbirleri zamanında almadığının kanıtıdır.

Adı tarım ve işi de bu olan bakanlık üretime karar vermeden, ekim, ilaçlama, ambalajlamadan manava kadar uzanan tarımsal üretimi takip ettiği söylenemez. Eğer böyle olmuş olsa Türkiye gibi bir tarım ülkesi biber, patlıcan sorunlarıyla karşılaşmazdı!

Doğrusu AK Parti iktidarı geçmişi yargılamaktan hâli ve geleceği düşünmeye zamanı kalmıyor. Bir metafor yaparak söyleyecek olursak AK Parti dikiz aynasıyla araba süren kötü şoföre benziyor. Böyle bir şoförün yönetiminde arabanın kaza yapması kaçınılmazdır.

Sözü sahibine bırakalım. Türkiye Sebze Halleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Faruk Akbaş, soğan ve patateste yaşanan fiyat artışları ile ilgili spekülasyonlar üzerine "Soğan depolamak suç oldu, bir örgüt suçu haline geldi." diyor.

Faruk Akbaş konuyla ilgili aynen şunları söylüyor: "Türkiye'mizin tarım envanteri lazım, halen tarım envanteri çıkartılmamış. Biz hangi ayda ülkemizin ne kadar ürüne ihtiyacı olduğunu bilmiyoruz. Bu ürünler nereden elde edilir bilmiyoruz. Çiftçilerimizi serbest bırakmışız. Çiftçimiz, Millî Piyango sistemi ile bu ürünleri ekiyor. Bir sene herkes domates ekmiştir, domates 50 kuruşa tarlada kalır, ertesi sene kimse domates ekmemiştir, 5 liraya domates ararız, domates ele geçmez."

Bu sözler Ankara'daki sorumluların ve görevlilerin kulağına küpe olmalıdır. Sorunun ne olduğunu önce anlamak gerekir. Zira sorunu anlamak yarı yarıya çözmektir.

Diğer yandan sebze ve meyvelerdeki fiyat artışlarının biber/patlıcan/domates/soğan olarak ele alınması konunun ne denli eğreti ve yüzeysel değerlendirildiğini göstermektedir.

Sorun biber sorunu değil sebze, sebze sorunu değil tarım, tarım sorunu hiçbirisi değil ekonomi ve üretim sorunudur.

Tanzim satış, cezalandırma, depo baskını, devlete bakkallık yaptırmak ya da tehdit yoluyla da sorunu halletmek mümkün değildir.

Tarım ülkesinde tarım nasıl çöktü?

Yukarıda söylenenler ışığında bir düşünün!

Yazarın Diğer Yazıları