NTV'de yer alan habere göre,1959 yılında 9 kişiden oluşan bir ekibin Ural Dağları’ndacesetlerinin açıklanamaz bir şekilde bulunması, uzun zamandır komplo teorilerine neden oluyor. Ancak İsviçreli bilim insanları bu olaya bir açıklık getirdi.
LiteratüreDyatlovGeçidi vakası olarak geçen bu olay ile ilgili kar canavarından uzaylılara ve gizli askeri deneylere, çok sayıda komplo teorisi ortaya atıldı.
SwissFederalInstituteofTechnology'de(EPFL) görev alan bilim insanlarına göre, ölümlerin nedeni nadir görülen bir tabaka çığı olarak gösterildi.

Kar sürtünmesi ve yerel topoğrafya verilerini mercek altına alan ekip küçük bir tabaka çığının hafif bir eğimde, arkasında çok az iz bırakarak gerçekleşebileceğini kanıtladı.
Ekibe göre, bu kanıt o gece hiç kar yağışı yokken bir çığın gecenin ortasında nasıl tetiklenebileceğini gözler önüne seriyor.

Zira bilgisayar simülasyonları ile bu doğa olayının dağcılarda gözlemlenenlere benzer yaralanmalara yol açabileceği kanıtlandı.

DYATLOV GEÇİDİ OLAYI NEDİR?
Kendi izlerini kapatmayı başarabilen bir çığ,gece yarısı 9 kişinin ölümüne sebep oldu.
Sovyetler Birliği’nde Ural Politeknik Enstitüsü'nden 10 kişilik bir ekip, Ural Dağları’nın kuzeyinde, son derecezorlu hava koşulları ile bilinen bir bölgeyekeşif amaçlı bir gezi düzenlemişti. Gruptan birisi, keşif başlamadan önce ayağında çıkan bir rahatsızlık sebebiyle evine geri dönmek zorunda kalmıştı ve bu duruma her ne kadar üzülse deo ekipten sağ çıkacak tek kişi olacağındanhenüz habersizdi.
Ekipte yer alan herkes 20 - 25 kişiden oluşuyordu ve gençlerin aileleri de bu tür gezilere alışkın olduğu için ilk haber alamadıklarında endişelenmediler. Ancak saatler geçtikten sonra aile enstitüye yardım çağrısında bulundu vegönüllü öğrencilerden oluşan bir ekiparamaya koyuldu.

Gönüllü öğrenciler, kampı bulduktan sonra tabiri caizse dehşete düşüyor. Bıçakla içeriden açılmış çadırlar, henüz yenmemiş yemekler ve en garibikorkunç bir şekilde ölmüşcesetlerlekarşılaşıyorlar. Cesetlerin bazıları yarı çıplak bir şekilde kaçmaya çalışmış, yüzündedehşet verici bir ifadeyle can verenlerolmuştu. Birçok cesette kırıklar tespit ediliyor, ancak gençlerinbir şeye karşı savaştığı ya da mücadele verdiğine dairbir iz bulunmuyor.
Yapılan ilk aramada sadece 4 ceset bulundu, aylar sonra diğer 4 cesedin bulunması olayın daha da gizemli bir hal almasına yol açtı. Cesetlerden birininboynu ters döndürülmüş, diğerinin dili kopmuş ve ikisinin de gözleri oyulmuştu.
Kamptan kaldırılarak inceleme altına alınan cesetlerinsaçlarınınve yüzlerinin bazı bölgelerinde turunculaşmagörülüyor. İnceleme altına alındıktan sonra gençlerin sadece güçlü bir şeye karşı değil, aynı zamandaradyasyona da maruz kaldığıortaya çıkıyor. 60 yıldır hiç kimse, o gece o kampta neler olduğuna dair bir açıklama getiremiyor.