Dünyada var olduğu günden beri insanın en temel ihtiyacı hayatını sağlıklı ve güvenli bir şekilde sürdürebilmektir

Bunun içinde üretmeye en azından tüketeceği kadar üretmeye mecburdur

Tükettiğinden fazlasını üretebilip satabildiği kadar bağımsız ve zengin tükettiğinden daha azını ürettiğinde ise ihtiyaçlarının üreticilerine ihtiyaçları kadar bağımlı olur

İş dünyasının da üzerinde sürekli ve ciddi bir biçimde durduğu en önemli hususların başında bu üretim-tüketim ve satış dengesini sürdürülebilir ve karlı bir biçimde sağlamak gelir

Bunun içinde öncelikle kendi ülke ve coğrafyasında bu üretimi gerçekleştirmeye çabalarken zaman zamanda talebin fazla olduğu bölge ve coğrafyalarda üretimi dener ve gerçekleştirir

Kendi bölge ve coğrafyasının içinde veya bir başka coğrafya ve bölge içinde üretim çabalarını kısaca GİRİŞİM olarak tanımlayabiliriz

Girişim-üretim her zaman kendi içinde avantajlar barındırdığı kadar risklerde barındırır. GİRİŞİM doğru iş-doğru kişi-doğru yer-doğru zaman şartları makul seviyede olduğu müddetçe girişim olur aksi halde hüsran olur

Bilimsel teknik ve endüstriyel birikimi iş hafızası yani tecrübe girişim sermayesi yetersiz olan bir de işle ilgili gereği kadar tecrübe edinmede emek-çaba sarf etmeden kısa zamanda kısa yoldan çok para kazanma arzusu maalesef başarılı olamamaktadır

Kısa zaman ve dönemli karlılık mümkün görünse de orta ve uzun vadede mutlaka zararla sonuçlanmaktadır

Sürdürülebilir karlı sağlıklı ve tutarlı bir iş dünyasında

GİRİŞKEN

GİRİŞİMCİ

YATIRIMCI

YAPTIRIMCI

Tanımlarını ve kavramlarını iyi anlamak ve bu tanımlar ışığında bilim ve tecrübeyi esas alarak hareket etmek gerekir

Aksi halde yukarıda saydığımız durumları anlamadan basit ve yüzeysel gözlemlerle duyduklarımız ya da sandıklarımızla plansız ve kontrolsüz bir işe başlandığında bir süre sonra zarar ziyan ve hüsrana uğramak kaçınılmazdır

Bu başlangıç ve hüsran arasındaki dönemde para kazanıyor da olabiliriz ama bu yeterli sürekli ve sürdürülebilir olmaktan uzaktır

Tıpkı bir saman alevi gibi çabuk yanan ve parlayan ama yanıp parladığı kadarda çabuk sönen adeta sabun köpüğünden ibaret işler olmaktadır

İşin başlangıç ve bitiş arasındaki toplam kazanç-net kazanç-hayatımıza sağladığı refah ve zenginlik oranı verdiğimiz emek ve kaybedilen zaman hesaplandığında işin sonunda çok da verimli bir iş olmadığı gibi kaybın veya zararın aslında daha fazla olduğu ortaya çıkar

Tarihimizde Osmanlı imparatorluğunun son 50 yılı cumhuriyetimizin de kuruluşundan bu güne kadar geçen süresi olan 100 yılı da hesaba kattığımızda son 150 yıl içinde varlıklarını ve faaliyetlerini sürdüren özel şirket ve ticari kuruluşlarımızın sayısı iki elin parmaklarının sayısını geçmez

Ülkemizde özel şirketlerde faaliyetlere başladığı ana işini ikinci ya da üçüncü kuşağa aktarabilenler bile neredeyse çok az olduğu gibi mevcut durumda ülkemizdeki şirketlerin ortalama faaliyet ömrü 10-15 yıllık bir süreyi geçmesi oldukça nadir görünen bir durumdur

Bu da demektir ki 10 ya da 15 yılda bir şirketler renk kimlik ve çalışma alanı değiştirir bu da gerekli olan üretim ve kalite alışkanlığının yanı sıra piyasa derinliği ve hafızasının oluşması önünde ciddi bir engel olarak karşımıza çıkar

Bunun en önemli sebeplerinden başlıcaları ailelenin önceki en az 2-3 kuşak önceden gelen sektörel bir kimliğinin yani aile işinin olmaması

Bir sonraki kuşağı ana konusu olan işle ilgili hedef heyecan ve amaca uygun yetiştirememesi ya da yetiştirmemesi

Kuşaklar arasındaki hedef ve fikir çatışmaları

Ülkemizde maalesef bir alışkanlık haline gelmeye başlamış ortalama her 10 yılda bir değişen iktidarlarla birlikte değişmek zorunda kalınan zamanın ruhunun dayatması

Hepsinden çok daha önemlisi devlet aklının kuşaktan kuşağa devam eden ya da edecek olan istikrarlı sürdürülebilir bir iş dünyası çalışmasına yeterince ya da olması gerektiği kadar önem verip hassasiyet göstermemesidir

Dünyada imrenerek hatta özenerek baktığımız markalar yüksek karlı yüksek cirolu şirketlerin arkasında bu konuda devlet desteği kadar kuşaktan kuşağa artarak aktarılan ve paha biçilemez bir tecrübe birikimi yatmaktadır

Bu ve buna benzer sayabileceğimiz birçok sebeplerle ülkemizde sağlam kalıcı sürdürülebilir bir iş dünyamız maalesef oluşamamıştır ve oluşamama süreci de halen devam etmektedir bu durum hemen hemen her sektörde hissedilir biçimde yaşanmaktadır

Bu sorunların temelinde ve arka planında eğitim,planlama,dünyanın gittiği yönü görememe zamanın ve geleceğin ruhunu anlayamama buna uygun stratejiler belirleyememedir

Ülkemizde üzerinde durulması hatta önemle durulması gereken konulardan biri de sürdürülebilir ve gelecek kuşaklara aktarılan dolayısıyla teknik bilimsel ve ekonomik hafızası güçlü sektöründe ve konusunda uzman ve otorite dünya tarafından itibar gören marka değeri yüksek kuruluşlar oluşturacak doğru gerçek ve bilimsel araştırmalara gereken önemi vermektir

Buradaki marka her hangi bir tüketim ürünün mağazalardaki raf adı değil zamanın ruhunu kimliğiyle özdeşleştirerek geleceği yaratacak yaşatacak ve yaşayacak fikirler ve dinamikler üretebilmenin adıdır

aksi halde 60-70-80-90 lı yıllarda dünyayı kasıp kavuran markalar ki bu gün bir çoğumuz tarafından hatırlanmamakta hatta geçmişimizde hatıramızda ve hafızamızda sanki hiç var olmamış gibi yok olmuş silinip gitmişlerdir

Ancak o dönemi domine eden markaları yaratan üreten piyasayı yönlendiren gerçek markalar bu günde halen varlar ve yarın da var olacaklar

bu markaların her birinin de bulunduğu ülke ya da yerlerine bakacak olursak çok uzun tarihsel geçmişleri olmakla birlikte ciddi bir kısmı da neredeyse bulundukları ülkelerle hemen hemen aynı yaştadırlar

bu başarıları da kuşaktan kuşağa aktardıkları sektörel uzmanlıklarına kaliteli ve üretken iş gücüne bilgili eğitimli dünyaya ve fikri gelişmeye ve bu fikri gelişme içindeki her türlü tartılmaya açık projeleri hayata geçirecek araştırma geliştirme ufkuna sahip kaliiteli yönetim ve yöneticilerinin bu konudaki gelişim ısrarlarına ve kondüsyonlarına borçludurlar

MOTTOLARI BAŞIMA İCAT ÇIKARTMA DEĞİL BAŞIMA İCAT YANİ YENİ FİKİRLER ÇIKAR OLMUŞTUR

Ve bu esnek dinamik ve etkili güçleri sayesinde dünyayı mevcuttaki ihtiyacı ve bu ihtiyaç kadar da yakın orta ve uzun vadede yani gelecekteki ihtiyacı tespit edebilen ve bunun içinde bulundukları zaman içinde derhal çalışmaya alt yapıyı oluşturmaya ve geleceğin potansiyel ve kuvvetle muhtemel hakimleri olmaya aday olmuşlardır

Bunu gerçekleştirirken de başta bünye içinde araştırmaya geliştirmeye önem vermişler kendi araştırma ve geliştirme imkanlarını aşan durumlarda ise üniversitelerle iş birliğine girmişler ve bu değerli iş birliği kapsamında yapılan bilimsel çalışmaları devletin güçlü kararlı ve tutarlı politikalarıyla destekleyerek hayata geçirip dünyada ciddi bir güç haline gelmişlerdir

Çünkü bu tür düşünceye sahip olanlar geniş vizyon ve ufukları sayesinde görmüşlerdirki bu günün şartlarını değerlendirerek analiz ederek bir şeyler yapmaya çalışırsanız sadece günü kurtarmak için oyalanır ve zaman kaybedersiniz zamanı kaybettiğiniz gibi geleceği de kaybedersiniz belki para da kazanırsınız ama bu çoğu zaman sürekli olmaz sadece dönemim kazananı olursunuz ve değişecek bir sonraki dönemde ortalıklarda olmaya bilirsiniz

Bu gün sürekli ve etkili kazananlar bu günü en az 5-10 yıl önce planlayanlar ve bu gün için her anlamda hazırlık yapanlardır ve bunu başarabilenler elbette ki yarının da kazananları olacaklardır

Burada yapılması gereken kuruluş ve ülke gerçeklerini en objektif biçimde dikkate alarak

GİRİŞİMCİ – GİRİŞKEN – YATIRIMCI – YAPTIRIMCI kavramlarını iyi tarif edip iyi anlamaktır

GİRİŞKEN

Yapmış olduğu yüzeysel gözlemler duydukları zannettikleri hayalleri ile bir işe ya da sektöre palas pandıras dalan / saldıran piyasa arz talep bilgi ve gerçeklerinden uzak bir şekilde işe girişen üretim maliyeti reklam pazarlama maliyeti piyasa şartları karlılık piyasadaki muhtemel talebi ve talep süresini görmeden işe girişen işin sonunda da ciddi kayıplar yaşayanların genel tanımlamasıdır

BU HALİYLE GİRİŞKEN ;ANCAK VE ANCAK PİYASAYA YEM DİĞER BİR ANLAMDA KENDİ KARARLARININ MAHKUMU VE KURBANI OLUR

GİRİŞİMCİ

İş yapacağı sektörle ilgili sektörle ilgili ortalama 8-10 yıllık bir tecrübesi olması beklenir ya da en az bu kadar tecrübeye sahip güvendiği bir iş ortağının olması beklenir ayrıca gireceği sektörle ilgili en az 6 aylık 1 yıllık araştırma yapar ihtiyaçları tespit eder arz talep dengesi ve miktarına bakar girişim yapacağı sektördeki ihtiyacın gerçek sebebini tespit eder üretilemiyor mu yoksa yeterli bir talep mi oluşmamış o sektörle ilgili tüketim alışkanlıklarımı uygun değil ve yahut gelişmemiş ham madde temini ve maliyetimi ekonomik değil önce buna bakar

Girişimi yapacağı bölge ya da ülkenin genel siyasi coğrafyasına bakar

ülkenin komşu ülkelerine bakar

Üretiminin bölge dışı ihracat imkan ihtimal ve potansiyeline bakar

ülkenin alt yapı üst yapı ham madde temini üretim yeri ürünün hedef pazara ulaştırma nakliye koşullarına bakar

üretimde kullanacağı iş gücünün kalite tecrübe ve yeterliliğine bakar

ülkenin iç dinamiklerine dış dinamiklerine bakar

iş ve dış istikrarına bakar çevre ülkelerle ve dünyayla ilişkilerine bakar

uluslar arası itibarına bakar

ülkenin yönetim durumuna bakar

komşu ülkelerin kendi gireceği sektörle ilgili durum üretim ve potansiyellerine bakar

ülkenin yasalarına hukukuna adalet sistemine bakar

ticari kanunlarına vergi kanunlarına yabancı girişimciye bakışına bakar

Girişim yapacağı ülkenin girişim yapacağı sektörle ilgili destek tavır hedef ve duruşuna bakar gerektiğinde baş vurmak zorunda kalacak olursa adil tarafsız bir yargı sistemi olup olmadığına bakar

bankacılık sistemine bakar

ülkenin en azından son 30 yıllık geçmişine ve gelişimine bakar an itibariyle nerede olduğuna ve gelecekteki hangi zaman aralığında nerede olabileceğine bakar ve girişim yapacağı sektörün gelecekte nereye gideceğine bakar

iletişim kolaylıklarına bakar bölgenin konuşma ve yazı dilini işlerini rahat görebilecek kadar bilir ya da bu konuda yetkin tecrübeli ve güvenilir bir kadro istihdam eder

eğer yabancı bir ilkede girişim yapacaksa ülkesinin elçilik konsolosluk ya da resmi yetkili temsilcisi ile iletişim kurar ve sağlıklı bir iletişim içinde olur

bütün bunları yaparken de düzenli aralıklarla bölgeyi ziyaret eder yerinde inceler muhtemel ve mevcut rakipleri ve gelecekteki rakiplerini bizzat yerinde görür

BÜTÜN BUNLARI AŞABİLECEĞİNİ GÖRÜP ANLADIKTAN SONRA

GİRİŞİM HAZIRLIKLARINA BAŞLAR

GİRİŞİMCİLİK ÜLKENİN YA DA BÖLGENİN MEVCUT VE GELECEKTEKİ KADERİNE ORTAK OLMAKTIR

Girişime başlarken ön görülemeyen riskleri de dikkate alarak makul bir bütçeyle başlamak gerekir ve bu başlangıç bütçesi toplam sermayesinin % 10 unu asla geçmemelidir başlangıçtan itibaren işler iyi gider büyüme ihtiyacı doğarsa büyüme ve gelişme finansmanı bölgede yürütülen faaliyetlerden elde edilen karla finanse edilmeli buna rağmen bölgedeki girişim büyüklüğü toplam sermayenin % 25 ini geçmemesine özen gösterilmelidir ( eğer bundan sonraki tüm yaşam ve faaliyetlerini orada sürdürmeyecekse )

Bu beklenmeyen ve gerçekten ön görülemeyen durum ve riskler oluşmaya başladığında bölgeyi kolay ve rahat bir şekilde terk etmek ve sektörden kolayca çıkmak için avantajlar sağlar

YATIRIMCI

Bir anlamda girişimcinin geçtiği aşamalar hakkında bilgi fikir ve tecrübe sahibi olup onun ya üretim ya da sermaye ortağı olarak girişimcinin işlerine kısmi üretim daha çok sermaye ortağı olarak işlerin pazarın ve karlılığının arttırılmasında güvenilir ortaklıklar iş birlikleri ile ya yeni bir iş oluşturulmasında ya da mevcut işi daha da geliştirecek fikir proje ve sermaye desteğinde bulunan olduğu destek sonucunda meydana gelen veya gelecek olan kazanımların da ortağı olan özel veyahut tüzel kişiliktir

Bu kişiler yatırım yapacağı ülke ya da sektörle ilgili ya ortaklık ya da katılım teklifi alır / verir ya bölgenin uzmanlarından veyahut yetkililerinden davet alır ya da güvendiği yatırım danışmanlarından tavsiye alır bu teklif ve vaatleri kendince uygun görürse harekete geçer bütün bunların ışığında kararını verirken elbetteki girişimci konusunda bahsettiğimiz bir çok hususu inceler ve durum tespiti yapar her durumda onun için sürdürülebilir yüksek karlılık önemlidir

BU ANLAMIYLA YATIRIMCI

BÖLGENİN MEVCUT VE GELECEKTEKİ KADERİNİ OKUYAN

GÖREN VE ANLAYAN ADAMDIR

YAPTIRIMCI

Küresel etkin ve güçlü sermayenin ya oyun kurucusu ya da bir parçası olarak kurallara uyan değil aksine kendi kurallarını koyarak dayatan ve bu şartlarını ülkenin yönetim kadrosuyla uygulayan ya da uygulatan güçtür

Bunlar için karlılık hesabı söz konusu değildir zira her halükarda çok kar edeceklerdir

Çünkü bölge ile ilgili çok uzun yıllar öncesinden beri çalışmaları organizasyon planları ve stratejileri vardır

Öncelikli kriterleri ve sevdikleri; bölge yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından yeterli mevcut yerel rakiplerle rekabette avantajlı hatta bu rakipleri piyasadan silip piyasanın tek hakimleri olacak kadar yeterli sermayeleri ve bütçeleri önceden hazırlanmış yönetim olarak uluslar arası finans ve siyasi çevrelere bağımlı bölgeler bunlar için en ideal yerlerdir

Öncelikle bölgenin yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle ilgilenirler en önemlisi de ülke yönetimiyle her anlamda iyi ve etkili ilişkiler içinde olduklarından hatta bazen bu yönetimlerin perde arkasındaki patronları olduklarından hiçbir zaman ve asla sıkıntı çekmez gerekirse de menfaatlerine uygun olacak şekilde kriz ve sıkıntı çıkarırlar çoğu zamanda kendi oluşturdukları bu yapay kaostan beslenirler

İşlerine geldiği gibi kanunlar teşvikler hatta yasaklar çıkarttırırlar en iyi en uygun en karlı bölge arazi ve sektörleri kendilerine bedelsiz veya mümkün olduğu kadar az bedelle tahsis ettirirler ülkeye verdikleri yüksek faizli kredileri yukarıda bahsettiğimiz kendi yararlarına olacak şekilde hazırlattıkları teşvik ve kanunlarla çok düşük faizler çoğu zaman faizsiz bazen de hibe yoluyla geri alırlar içeriden devşirdikleri ya da önceden hazırlayıp yerleştirdikleri elemanları yanlarına çektikleri ve kontrol altına aldıkları yazılı görsel basın ve sosyal medyada oluşturdukları algı çalışmaları sonucunda ülkeye bir kurtarıcı kahraman olarak pazarlar ve bunlar üzerinden işlerini tıkır tıkır yürütürler

Ülkede üretecekleri hiç Bir ürünün Pazar derdi yoktur çünkü ellerindeki iletişim araçlarının gücüyle yapacakları algı operasyonlarının gücüyle bölge halkını ürettikleri bu mal veya hizmete aslında ne kadar da çok ihtiyaçları olduğuna inandırırlar inandırılmış ve patlamış talep doğal olarak yüksek karlı kazançlara dönüşür dünyada ve bir çok sektörde mebzul miktarda örnekleri mevcuttur

İşin temelinde ve arka planında ise şu gerçek vardır girişken girişimci yatırımcıların tamamı bu küresel sermayenin etkin bir parçası ve ortakları olan yaptırımcılar için çalışır ve maalesef çoğu kimse de bunun farkında değildir.