Diş hekimliği camiasında uzun süredir tartışılan "gerçek acil durum" kavramı, uluslararası bilimsel araştırmalar ve önde gelen yabancı uzmanların ortak görüşleriyle netliğe kavuştu.
Diş travması, sadece bir kırık ya da ağrıdan öte, diş hekimliğinin tek ve mutlak acil durumu olarak yeniden konumlandırıldı.
HAYATİ KARAR ANI: İLK 30 DAKİKA
Diş hekimliği dünyasının en saygın isimlerinden biri olan, Zürih Üniversitesi Diş Hekimliği Travmatoloji Merkezi Direktörü Prof. Dr. Andreas Lussi, konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Prof. Lussi, dişin yuvasından tamamen çıktığı avülsiyon vakalarında, ilk 30 dakikanın dişin kurtarılması için kritik bir zaman dilimi olduğunu vurgulayarak, "Bu süre zarfında doğru koşullarda yerine yerleştirilemeyen dişlerde, kök rezorpsiyonu ve kalıcı kayıp riski katlanarak artmaktadır" diye ifade etti.
Prof. Lussi, diş travmasının organ nakline benzer bir hassasiyet gerektirdiğini belirtti.
BİLİMSEL VERİLER ACİLİYETİ DOĞRULADI
Uluslararası Travmatoloji Derneği'nin (IADT) son yayımladığı raporlar, bu aciliyetin bilimsel dayanağını güçlendirdi.
Rapora göre, diş travması sonrası uygulanan hızlı ve doğru müdahalenin başarı oranını %90'a kadar çıkarabildiği, ancak müdahalenin 60 dakikayı aşması durumunda bu oranın %50'nin altına düştüğü gözlemlendi. Bu veriler, travmanın sadece bir ağrı kesici ile geçiştirilemeyecek, zamanla yarışılan bir durum olduğunu ortaya koydu.
Harvard Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nden Pediatrik Diş Hekimliği uzmanı Dr. Emily Carter, özellikle çocuk ve gençlerde görülen diş travmalarına dikkat çekti.
Dr. Carter, "Ebeveynlerin çoğu zaman diş ağrısını bir acil durum olarak görmesine rağmen, diş yerinden çıktığında veya ciddi şekilde yer değiştirdiğinde hemen harekete geçme bilincine sahip değiller" şeklinde görüş belirtti.
Dr. Carter, bu durumun, travma bilgisinin toplum düzeyinde yaygınlaştırılması gerektiğini işaret ettiğini ifade etti.
Uluslararası uzmanlar, diş travmasının tedavisi için uluslararası protokollere titizlikle uyulması gerektiğini ve her diş hekimliği kliniğinin bu tür durumlara hazırlıklı olması gerektiğini bir kez daha dile getirdi.