Heybeliada Ruhban Okulu 1971’den beri kapalı olarak bulunuyor. 1971’de Yüksek Okul Öğrencilerinin Öğrenimlerine Devam Edebilmeleri İçin Açılacak Resmî Yüksek Okullar Hakkında Kanun maddesi getirildi. Bu kanun ile çok sayıda özel yüksek okul, resmi bir üniversiteye bağlanmıştı. Üniversite statüsünde olmayan özel yüksekokulları MEB denetimine alan kanuna Fener Rum Ortodoks Kilisesi karşı çıkarken, Heybeliada Ruhban Okulu’nun faaliyetlerine son verdi. Okulun kapatılmasının bir sebebi de öğrenci sayısının az olması oldu. Bartholomeos’un planını ekümenik iddialarını güçlendiren bir adım olarak yorumlanıyor.

heybeliada-ruhban-okulu2.webp

ABD'YE TÜRKİYE'Yİ ŞİKAYET ETTİ

Son olarak Bartholomeos ABD’ye gidip, Beyaz Saray’da Trump’la görüştü. Türkiye’yi şikayet eden Bartholomeos Trump’tan Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması konusunda Türkiye’ye baskı yapılmasını talep etmişti.

ÖZTÜRK: BASİT BİR KONU DEĞİL

Ünlü yazar Saygı Öztürk ise Trump'ın yanında Gazze’deki soykırıma tek kelime etmeyen Bartholomeos’a “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve kamu görevlisi bir kişi, ülkesini yabancı bir devlet başkanına şikâyet edemez ve Türkiye’ye baskı yapılması talebinde bulunamaz. Ruhban Okulu konusu öyle “Ne olacak papaz okulu da açılsın” denecek kadar basit değil” dedi.

trump-222.jpg

PATRİKHANENİN DEVLET KURMA PLANI

Öztürk, YÖK’e bağlanmak istemediklerini belirtirken, devletin ilgili kuruluşları tarafından hazırlanan, Sinan Aygün’ün Ankara Ticaret Odası Başkanlığı döneminde bastırılan “Fener Rum Patrikhanesi” kitapçığında, ilginç iddiaları paylaştı. Aygün’ün kitabında yer alan dört aşamalı planı ise şu şekilde aktardı:

PATRİKHANENİN AŞAMA AŞAMA PLANI

BİRİNCİ AŞAMA:

Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının vesayetinden ve engellemelerinden kurtulmak. Fener Rum Patrikhanesi, Lozan Antlaşması gereğince “Azınlık” statüsünde. Dolayısıyla, Patrik ve kendisine bağlı 12 metropolit ancak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ruhaniler arasından seçilebilir. Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin uygun görmediği, onaylamadığı herhangi bir ruhani bu göreve aday bile gösterilemez. Fener Rum Patrikhanesi’ne “Vatikan Statüsü” verme düşüncesinde olanlar ilk aşama olarak Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının vesayetinden kurtulmalarının gerekliliğine inanıyorlar. Bunun için de Patrikhaneye “Ekümenik” sıfatı vermek yeterli. Türkiye bunu tanıdığı anda artık Patrikhaneyi kontrol edemeyecek.

İKİNCİ AŞAMA:

“Suriçi İstanbul’un Patrikhanenin Ekümenlik damgası altında eski Kostantinople olarak yeniden ihyası amaçlanıyor. “Suriçi İstanbul’u esas şehirden ayırıp kültürel ve dini çehresi öne çıkarılırsa, Vatikan’a giden yolda çok büyük bir aşama kat edilmiş olacak-

ÜÇÜNCÜ AŞAMA:

Hıristiyan ülkeler İstanbul’da dini ataşelikler açabilecek. Bunlar, bir süre sonra Vatikanlaşacak, gelecekte devletin büyükelçilikleri olacak.

DÖRDÜNCÜ AŞAMA:

Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, UNESCO gibi uluslararası kuruluşların surlar içindeki tarihi Konstantinople’nin “Açık Şehir” haline getirilerek, Türkiye’nin hükümranlık hakkı tartışmaya açılacak.