Kan grubunuza dikkat! O hastalığa karşı riskiniz artabilir

Türkiye'deki erkeklerde yüzde 7,4, kadınlarda ise yüzde 6 oranında görülen mide kanseri, sessizce ilerleyebilen bir hastalıktır. Prof. Dr. Serdar Yol, özellikle o kan grubu olan erkekler, sigara kullanıcıları ve obez bireylerde bu kanser türünün daha sık rastlandığını ifade etti.

Mide kanseri, dünya çapında en yaygın ikinci kanser türü olarak bilinir ve özellikle erkekler arasında yüksek oranlarda görülür. Prof. Dr. Yol'un açıklamalarına göre, Türkiye'de erkeklerdeki kanser vakalarının %7,4'ü, kadınlarda ise %6'sı mide kanseridir ve bu oranlar zamanla artmaktadır. Risk faktörleri arasında A kan grubu, sigara kullanımı ve obezite bulunurken, hastalığın gelişiminde "Helicobacter pylori" enfeksiyonu, asit salgılanmasının uzun süre engellenmesi, tütsülenmiş gıdalar, genetik faktörler, gastrit, B12 vitamini eksikliği ve mide polipleri gibi çeşitli nedenler etkilidir.

Mide kanseri vakalarının artışı, erken teşhis ve etkin tedavi yöntemlerinin önemini bir kez daha gündeme getirmekte, bu konuda toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğine işaret etmektedir. Sağlık uzmanları, mide kanseri riskini azaltmak için düzenli taramaların yanı sıra sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişikliklerinin önemini vurgulamaktadır.

28627.jpg

Prof. Dr. Serdar Yol, mide kanserinin erken evrelerde genellikle herhangi bir belirti göstermeyebileceğine ve bu durumun hastalığın ilerlemesine yol açabileceğine işaret etti. Kanserin ileri safhalarda anlaşıldığını belirten Yol, bu aşamada cerrahi müdahale imkanlarının azaldığını vurguladı. Mide kanserinin yaygın belirtileri arasında üst karın bölgesinde şişkinlik, ağrı, hızlı doyma hissi, iştahsızlık, bulantı ve kusma, ayrıca ani kilo kaybı ve anemi gibi durumlar yer alıyor. Prof. Dr. Yol, bu tür semptomların günlük hayatta sıkça karşılaşılan problemler olabileceğini, bu nedenle insanların doktora gitmekte gecikebileceğini ifade etti.

ef.jpg

Erken teşhisin, cerrahi müdahale açısından önemli avantajlar sağladığını belirten Yol, kanser ileri aşamalarda teşhis edildiğinde, çevre organlara yayılma riskinin arttığını ve bu durumun tedavi şansını düşürdüğünü söyledi. İleri evre kanser vakalarında, kemoterapi ile tümörün küçültülmesi ve ameliyat şansının artırılması hedeflenir. Cerrahi müdahale imkanı bulunmayan durumlarda ise, hastanın yaşam kalitesini artırmayı amaçlayan palyatif tedaviler uygulanabilir. Bu tedavilerle, kanserin tedavisi mümkün olmasa da, hastanın beslenme düzeninin devam ettirilmesi sağlanır. Prof. Dr. Yol, bu bilgilerin, hastalığın önemsenmesi ve erken teşhisin hayati önemi konusunda farkındalık yaratmayı amaçladığını ekledi.

İlgili Haberler