Uzun yıllardır özellikle kanser teşhisi konan hastalarda ve yakın çevrelerinde derin bir kaygıya neden olan "ameliyat sırasında kanserli dokuya bıçak değmesinin hastalığı yaydığı" yönündeki popüler düşünce, uluslararası bilimsel araştırmalar ve önde gelen uzmanların görüşleriyle kesin olarak yalanlandı. Bu yanlış algının, hastaların cerrahi tedaviye sıcak bakmamasına ve dolayısıyla erken teşhis ile tedavi şanslarını kaybetmelerine yol açtığı vurgulandı.
BİLİMSEL GERÇEKLER YANILGIYI ÇÖZDÜ
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) eski direktörlerinden ve Harvard Tıp Fakültesi'nden Dr. Christopher Wild, bu tür yanlış bilgilerin halk sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti.
Dr. Wild, geçmişte yapılan bazı deneysel çalışmaların kanserli hücrelerin mekanik yayılım potansiyelini incelediğini, ancak modern cerrahi teknikler ve prosedürlerin (örneğin, tümör çevresindeki sağlıklı doku sınırının geniş tutulması ve özel alet kullanımı) bu riskleri neredeyse sıfıra indirdiğini belirtti.
Dünyanın en prestijli onkoloji merkezlerinden Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi'nden cerrahi onkolog Dr. Murray Brennan, cerrahi müdahalenin, özellikle katı tümörlerin tedavisinde, halen en etkin ve sıklıkla hayat kurtarıcı yöntem olduğunu kaydetti.
Dr. Brennan, cerrahinin kanseri yaydığı inancının, cerrahi kararı ertelenen hastalarda kanserin doğal seyrinde ilerlemesiyle karışıklığa neden olduğunu, asıl tehlikenin ise hastalığın zamanında tedavi edilmemesi olduğunu ifade etti.
ERKEN TEŞHİS VURGUSU
Uzmanlar, asıl "sessiz katil"in, bu tür yanlış inanışlar yüzünden hastaların yaşadığı teşhis ve tedavi gecikmesi olduğu konusunda uyardı. Kanser hücrelerinin yayılmasının (metastaz), ameliyatla değil, genellikle kanserin kendi biyolojik doğası gereği, yani kanserli hücrelerin kan ve lenf sistemi yoluyla vücudun diğer bölgelerine göç etmesiyle gerçekleştiği bilimsel verilerle doğrulandı.
Avrupa Onkoloji Enstitüsü'nden (IEO) radyasyon onkoloğu Prof. Umberto Veronesi (1925-2016), yayımlanmış kapsamlı çalışmalarında, cerrahinin hem tanı hem de tedavi sürecindeki kritik rolünü vurguladı ve erken evrelerde cerrahi uygulanan hastaların sağkalım oranlarının, cerrahiyi reddeden hastalara kıyasla istatistiksel olarak anlamlı ölçüde daha yüksek olduğunu gösterdi.
Prof. Veronesi, bu asılsız korkunun, kanserle mücadelede atılacak en önemli adımı engellediğini dile getirdi.