Türk milletini ve Türk vatanını işgalden zafere, zaferden cumhuriyete taşıyan Milli Mücadele’yi zaferle sonuçlandıran Büyük Taarruz’un 99. yıl dönümüne günler kaldı.
Bağımsızlığımıza giden yolda en büyük adım olan ve askeri açıdan da büyük bir başarı olan 30 Ağustos Zaferi, Türklüğün son vatanında hür yaşama iradesinin bütün cihana tebliğidir.
Zenginliğin fakirlikten çok daha heybetli durduğu Kurtuluş Savaşı sadece Türk vatanını kurtarmakla kalmamış, doğunun bütün mazlum halklarına da ilham olmuştur.
Milli Mücadele döneminde Atatürk’ün yokluklar içerisindeki Türk halkına nasıl umut olduğunu ise, Attila İlhan bir şiiri anlatıyor.
İşte o şiir;
26 Ağustos 1922 öncesi;
“Köylüler böyle diyorlar..
Gecenin arkasında bir yerde,
Ufaldıkça gaz lâmbaları,
Nehrin omuzlarına yaslanıp
yaslı ve dindar,
Yalnızlıktan soğumuş dağlar,
Kalpaklı bir süvari dolaşırmış gizlilerde
yatsıları
Kemal Paşa''dır diyorlar.”
Şiirin tamamı ise şöyle devam ediyor:
"Nal sesleri duyulur mu yağmur olursa
Ne mümkün
En usul havalarda duyulacak
Erzurum''a doğru şah damarın oynar gibi,
Gören eden yok, her nasılsa
Kalpaklı olduğunu biliyorlar.
Bir elinde kılıç, bir elinde sancak,
Kemah köylüğünde,
Fakir fukaraya azık dağıtasıymış,
Üçer arşın kefenlik,
İçlik ve mintan,
Birer kese sarı lira ceb harçlığı,
Olur mu olmaz mı
Orası bilinmiyor..
Tılhas’ta bir kağnıya dokunmasıyla
bir ne halsa,
Araba traktöre tebdil olmuş
Allah tarafından.
Tercan toprağındaki kerametini
Anlata anlata bitiremiyorlar.
Köylüler böyle diyorlar..
Gecenin arkasında bir yerde,
Ufaldıkça gaz lâmbaları,
Nehrin omuzlarına yaslanıp
yaslı ve dindar,
Yalnızlıktan soğumuş dağlar,
Kalpaklı bir süvari dolaşırmış gizlilerde
yatsıları
Kemal Paşa''dır diyorlar."