Hastanın ameliyat sırasında bilinçli tutulmasıyla elde edilen gerçek zamanlı geri bildirim, doktorların hayati işlevleri koruyarak maksimum tümör rezeksiyonunu gerçekleştirmesini sağladı.
Tıp dünyası, beynin konuşma, hareket ve idrak gibi hayati işlevlerinden sorumlu bölgelerine yakın yerleşmiş tümörlerin çıkarılması konusunda yeni bir döneme girdi.
Son yıllarda giderek yaygınlaşan uyanık beyin ameliyatı (uyanık kraniotomi) tekniği, cerrahların tümör dokusunu temizlerken hastanın nörolojik bütünlüğünü koruma yeteneğini kökten değiştirdi. Bu çarpıcı yöntemin kilit noktasını, hastanın beynin kritik bölümlerine yakın çalışılırken uyandırılması oluşturdu.
Cerrahlar, tümörün çevresindeki sağlıklı dokuyu sürekli olarak elektriksel uyarımlarla test etti. Bu esnada hastadan konuşması, uzuvlarını hareket ettirmesi veya resimleri tanımlaması istendi.
Alınan gerçek zamanlı geri bildirimler sayesinde, cerrahi ekip, hayati işlevleri sağlayan bölgelere ne kadar yaklaştıklarını anlık olarak tespit etti.
UZMAN GÖRÜŞLERİ VE BİLİMSEL DESTEK
Yöntemin nörolojik onkoloji alanındaki önemini, konunun önde gelen isimleri son bilimsel yayınlarında detaylı olarak ifade etti.
Uluslararası alanda uyanık kraniotomi tekniklerinin geliştirilmesine önemli katkılar sunan Fransa'daki Montpellier Üniversitesi Hastanesi'nden Prof. Dr. Hugues Duffau, bu yöntemin standart cerrahi yaklaşımlara göre belirgin üstünlüğünü vurguladı.
Prof. Dr. Duffau, yaptığı kapsamlı araştırmalarda, uyanık prosedürle ameliyat edilen hastaların, fonksiyonel nörolojik hasar riskinin belirgin şekilde azaldığını bilimsel verilerle ortaya koydu.
Duffau, "Beyin tümörlerinin tedavisi artık sadece tümörün tamamen alınmasına odaklanmıyor; aynı zamanda hastanın yaşam kalitesini belirleyen bilişsel ve motor yeteneklerin korunmasına da odaklanıyor. Uyanık cerrahi, bize bu eş zamanlı korumayı sağlamada kesinlik sundu" sözleriyle yöntemin felsefesini açıkladı.
BİLİŞSEL HARİTALAMA KRİTİK ROL OYNADI
Öte yandan, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Johns Hopkins Tıp Fakültesi'nden Bilişsel Nöroloji Uzmanı Dr. Elizabeth F. Vining, tekniğin özellikle dil ve bellek gibi yüksek bilişsel işlevleri içeren alanlardaki tümörler için bir zorunluluk olduğunu belirtti.
Dr. Vining'in liderliğinde gerçekleştirilen bir çalışmada, ameliyat öncesi ve sırası bilişsel haritalama testleri kullanılarak, operasyon sonrası kalıcı bilişsel bozukluk oranının geleneksel cerrahiye kıyasla önemli ölçüde düşürüldüğü gözlemlendi.
Dr. Vining, "Beynin her bölgesi benzersizdir. Ameliyat masasında hastanın aktif katılımı, cerrahın 'güvenli bölge' sınırlarını kişiselleştirmesine olanak tanıdı," dedi.
ÇIKARIM ORANLARI VE GELECEK PERSPEKTİFİ
Uluslararası nöroşirürji dergilerinde yayımlanan güncel veriler, uyanık kraniotomi ile yüksek dereceli gliomaların (agresif beyin tümörleri) tamamen çıkarılma oranının, kritik fonksiyonel alanlara yakın olsalar bile, %90'ın üzerine çıktığını gösterdi. Bu yöntem, hastalar için daha uzun ve kaliteli bir yaşam süresi vaat etti.
Uzmanlar, gelecekte bu tekniğin yapay zekâ destekli görüntüleme ve robotik cerrahi sistemlerle birleşerek daha da hassas hale getirileceğini ve böylece nörolojik cerrahinin standart prosedürlerinden biri haline geleceğini öngördü.