Bilimsel araştırmalar, bazı zehirli mantar türlerinin etkilerinin günler, hatta haftalar sonra ortaya çıktığını ve erken müdahale edilmezse kalıcı böbrek yetmezliğine yol açabildiğini ortaya koydu.

Sonbahar mevsiminin gelmesiyle birlikte artan yağışlar, özellikle Avrupa ve Asya’nın bazı bölgelerinde mantar toplama faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Bu durum, yanlış türlerin tüketilmesine bağlı zehirlenme vakalarının artmasına neden oldu.

Klinik Toksikoloji ve Zehir Kontrol Merkezi Münih'ten (Almanya) Prof. Dr. Florian Eyer, özellikle Cortinarius türü mantarların içerdiği orellanin toksini gibi maddelerin yol açtığı zehirlenmelerin, belirtileri çok geç gösterdiğini ifade etti.

Bilimsel yayınlarda yer alan araştırmalar, bu tür zehirlenmelerde ilk gastrointestinal semptomların (mide-bağırsak sorunları) ortaya çıkmasından sonra bile, esas hasarın sinsi bir şekilde ilerlediğini gözler önüne serdi.

21 GÜNLÜK "ORELLANUS SENDROMU" PUSUDA

Toksikoloji uzmanları, özellikle böbrek hasarına yol açan ve "Orellanus Sendromu" olarak adlandırılan tablonun ciddiyetini vurguladı.

Uzman görüşleri, Cortinarius orellanus gibi mantarların sebep olduğu bu sendromda, zehrin alınmasından sonraki 3 ila 21 gün gibi son derece uzun bir süre boyunca herhangi bir ciddi belirtinin görülmeyebileceğini bildirdi.

Tıbbi toksikoloji alanındaki önemli isimlerden olan Prof. Dr. Thomas Zilker, bu "boşluk dönemi" sonrasında ortaya çıkan aşırı susuzluk, çok idrara çıkma ve ardından gelen idrar azalmasının (oligüri), akut böbrek yetmezliğinin kritik işaretleri olduğunu kaydetti.

KALICI BÖBREK YETMEZLİĞİ RİSKİ YÜKSEK

Yapılan detaylı analizler ve vaka çalışmaları, orellanin toksininin böbrek dokusunda uzun süre kalarak tübüler hücrelerde protein sentezini engellediğini ve kalıcı hasara neden olduğunu gösterdi.

Amerika'daki Kuzey Amerika Mikoloji Derneği tarafından yapılan bir açıklamada, zehirlenme vakalarının tahminen üçte birinde ne yazık ki kalıcı böbrek yetmezliğine kadar ilerleyen durumların oluşabildiğinin altı çizildi.

Uzmanlar, zehirlenme şüphesi olan kişilerin, ilk belirtiler hafif olsa bile (bulantı, kusma) derhal bir sağlık kuruluşuna başvurmasının, olası kalıcı organ hasarını önlemede hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.

Erken teşhis ve destekleyici tedavi, böbrek fonksiyonlarının tamamen veya kısmen kurtarılması için kritik bir rol üstlendi.