Gazeteci Hakan Aygün, TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) protesto amacıyla oturuma katılmamasını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından imalı ifadeleri değerlendirdi.
Aygün, CHP’nin yalnızlaştığını ve diğer muhalefet partilerinin Erdoğan’ı ayakta karşılamasıyla birlikte siyasi yalnızlığının daha da belirginleştiğini ifade etti. Yaşanan bu durumu, CHP’nin geçmişteki stratejik hatalarının sonucu olarak yorumladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı konuşmasında “Ana muhalefetin başındaki zatın görevi önüne gelene çamur atmak değil. Yüreği yetiyorsa genel merkezin 13. katına kadar ulaştığı söylenen rüşveti temizlemektir” ifadelerindeki “13. kat” göndermesini ise dikkat çekici bulan Aygün, bu katın CHP Genel Merkezi’ndeki Genel Başkanı Özgür Özel’in makamının bulunduğu yer olduğunu ve Erdoğan’ın bu ifadeyle CHP’ye yönelik yolsuzluk ve şaibe iddialarını ima ettiğini öne sürdü. Aygün, “İşaret fişeği atıldı” diyerek olası siyasi operasyonlara işaret etti.

Aygün, Erdoğan’ın CHP’nin kendisini protesto etmesine açılış konuşmasında doğrudan sert bir tepki vermemesine “asıl operasyonun yolda olduğu” anlamına geldiğini iddia etti.
CHP’ye yönelik daha geniş çaplı bir siyasi hamlenin olabileceğini öne süren Aygün, “Turpun büyüğü 13. kat mı?” diyerek şöyle konuştu:
Trump ziyaretinden Beyaz Saray fatihi havasıyla dönen Erdoğan satır arasında çok önemli bir laf etmişti. Oysa o yaptığı meşhur konuşmada 13. kata ulaşan yolsuzluk iddiaları çok önemliydi. Herkes nedense atladı. Çok önemliydi bu göndermesi. 13. kat hayatta bir kere gittiği ve Özgür Özel'in yani CHP genel başkanı makamının olduğu kattı. CHP'deki kat, genel merkezdeki kat 13. kat. Özgür Özel’i de orada ziyaret etmişti. Yani açık açık işaret fişeğini çakmış. İmamoğlu ve CHP'li belediyelere yönelik yolsuzluk iddialarının ve de tabii ki şaibeli kongre kurultay iddialarının Özgür Özel'e de bulaştığını onu da kapsadığını ima etmişti Erdoğan.

CHP'DEN HİÇ GÖRMEDİĞİMİZ HAREKETLER
Meclis açılışına dönecek olursak öncesinde Erdoğan'a senin meşruiyetin tartışmalı denildi. ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın lafı üzerine sen meşruiyetini Trump'tan alıyorsun denildi. Meclis’teki Erdoğan'lı oturuma bu yıl CHP katılmadı. Tabii bunlar alışık olmadığımız, hele de CHP'den hiç görmediğimiz hareketler. Ama çoğu CHP'linin %90'ın da hoşuna gittiğine eminim. Her neyse ben Meclis’in açılacağı gün tüm gün Erdoğan'ın CHP'nin bu tavrına tepkisini merak ettim. Acaba 13. kata bir göz dağı verecek miydi? Madem bana böyle yaptınız, ben de senin ipliğini pazara çıkarırım diyecek miydi? Meclis’e gereğinin yapılması için bir işaret verecek miydi? Erdoğan'dan sadece kimi skandalları gölgelemek için kendisi hakkında meşruiyet tartışması yapanlara isim vermeden bir gönderme geldi. Erdoğan, “Bazı skandallarınızı gölgelemek için bana meşruiyet tartışması yapıyorsunuz” dedi. Yani yolsuzluk yani rüşvet yani şaibelik kurultay skandal hepsine skandal dedi. Enteresan tabii bahsedilen skandallar, İmamoğlu dosyası, kongre ve kurultaylardaki şaibeler vesaire yani CHP ve Özgür Özel yani 13. kat. Çok diplomatikti bu ifadeleri Erdoğan'ın ve meşruiyetini seçimlerden aldığında altını çizerek Özgür Özel'e meşruiyet yanıtını çok kibar bir üslupla verdi. Tabii ben Erdoğan çok sert değil de böyle 13. kat veya skandallardı diye imalı imalı konuşunca daha çok kıllanırım ve iyi de biliyorum ki bir şeye kafayı taktıysa sonuna kadar gider ve yaralı da bırakmaz. Tam temizlik için elinden geleni ardına koymaz. Neyse laf biliyorsunuz İmamoğlu'nun turpun büyüğünü açıkladığı basın toplantısıyla başlamıştı. Şimdi o lafı geri yedirme zamanları da geldi gibi geliyor. İmamoğlu'nun başına gelenleri biliyorsunuz ve bu yüzden teşbihte hata olmaz diyerek soruyorum. Turpun büyüğü 13 kat mı? Yakında bu sorunun yanıtını alırız.

