Bilim insanları, beynin gizli temizlik mekanizması olan glimfatik sistemin, uyku sırasında zirve yaptığını ve bu süreçte toksinlerin etkili bir şekilde atıldığını vurguladı. Ancak modern hayatın getirdiği uykusuzluk, bu sistemi felç ederek beyinde amyloid beta (Aβ) gibi zararlı proteinlerin birikmesine neden oldu.
Demans ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların kapısını aralayan bir domino etkisi. Rochester Üniversitesi'nde nörobilim profesörü Maiken Nedergaard, bu sistemin keşfedilmesinden bu yana yapılan çalışmalarda, uykunun beyin atıklarının temizliğinde kritik rol oynadığını belirterek, "Uyku sırasında nöronlar küçülüyor ve beyin çevresindeki boşluklar genişliyor; bu da toksinlerin akışını hızlandırıyor" diye konuştu.

Nedergaard, fare deneylerinde glimfatik aktivitenin uyku evresinde iki katına çıktığını kanıtlamış bir isim.
Onun yayımlanan çığır açan araştırması, bu mekanizmanın Alzheimer patolojisindeki rolünü ilk kez aydınlatmıştı.
Nedergaard'a göre, kronik uykusuzluk, Aβ proteininin hipokampüs gibi hafıza merkezlerinde birikmesini hızlandırarak bilişsel çöküşü tetikledi.
Havasız ortam uykusuzluk saçıyor! Uzmanlar uyardı
Son dönemde yapılan insan odaklı çalışmalar da bu bulguları doğruladı. Mount Sinai Tıp Fakültesi'nde tıp profesörü Andrew Varga, 2025 SLEEP Yıllık Toplantısı'nda tartışılan bir oturumda, tek bir tam uykusuz gecenin sağlıklı yetişkinlerde Aβ seviyelerini hipokampüste önemli ölçüde artırdığını vurguladı. Varga, "Bu, glimfatik sistemin insan beyninde de uykuyla aktive olduğunu gösteriyor; yetersiz uyku, toksin temizliğini engelleyerek demans riskini katlıyor" diyerek yavaş dalga uykusunu güçlendiren yöntemlerin örneğin çift oreksin reseptör antagonisti ilaçlar veya akustik stimülasyon beyin sağlığını koruma potansiyeli taşıdığını ekledi.

Varga'nın ekibi, uyku apnesi gibi bozuklukların glimfatik fonksiyonu bozarak Alzheimer ilerlemesini hızlandırdığını gösteren verilerle, erken müdahalenin önemini savundu.
Alzheimer's Research & Therapy dergisinde yayımlanan bir proteome çalışması, erken evre Alzheimer hastalarında glimfatik sistem verimliliğinin CSF (beyin omurilik sıvısı) biomarker'larıyla doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koydu.
Araştırmacılar, uyku kalitesinin düşük olduğu vakalarda Aβ ve tau protein birikiminin %30'a varan oranda arttığını tespit etti.
Uykusuzluk konuşmayı zorlaştıyor mu? İşin uzmanları anlatıyor
Science dergisindeki bir makalede ise, glimfatik başarısızlığın "demansın son ortak yolu" olarak tanımlanması, konuyu daha da kritik kıldı. Yaşlanma ve amyloid birikimi, beyin sıvı akışını yavaşlatarak toksinleri hapsediyor ve nöroinflamasyonu körükledi. Uzmanlar, bu bulguların pratik sonuçlarını da tartıştı.
Molecular Psychiatry'de yayımlanan bir çalışma, yaşlı yetişkinlerde uyku kalitesinin glimfatik fonksiyonu ve hafıza ağlarını doğrudan etkilediğini gösteriyor; temporal girus ve insula gibi bölgelerdeki bağlantı zayıflaması, demansın habercisi.

Frontiers in Neurology'den bir inceleme ise, NREM uykusunun (özellikle N3 evresi) glimfatik temizlikte en etkili olduğunu, bozulmasının demansla güçlü bağını vurguladı.
Nedergaard ve Varga gibi isimler, egzersiz, omega-3 takviyesi ve yan yatış pozisyonunun bu sistemi destekleyebileceğini belirtti. Örneğin, lateral uyku pozisyonu CSF akışını %20 artırdı.
Dünya genelinde 50 milyondan fazla kişiyi etkileyen Alzheimer'ın yükü, bu araştırmalarla hafifletilebilir umudu verdi. Ancak Varga uyardı:
"Uyku, beynin en ucuz ilacı; ihmal etmek, geri dönüşü olmayan birikintilere davetiye çıkarıyor."