Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte deniz, göl ve havuzlarda serinlemek isteyenlerin sayısı artarken, boğulma vakalarında da endişe verici bir yükseliş gözlendi.

Uzmanlar, boğulma olaylarının büyük ölçüde önlenebilir olduğunu vurgularken, bilimsel araştırmalar ve uluslararası uzman görüşleri, bu trajedilerin önüne geçmek için alınması gereken önlemleri net bir şekilde ortaya koydu.

Özellikle rip akıntıları, yüzme bilmeyenlerin tehlikeli sularda risk alması ve yanlış kurtarma girişimleri, boğulma vakalarının başlıca nedenleri arasında yer aldı.

RİP AKINTILARI: GÖRÜNMEZ TEHLİKE

Karadeniz başta olmak üzere, Türkiye’nin birçok sahilinde görülen rip akıntıları, boğulma vakalarının en büyük tetikleyicilerinden biri.

Uzmanlar rip akıntılarının kıyıdan açığa doğru hareket eden güçlü ve hızlı akıntılar olduğunu belirterek, “Bu akıntılar, olimpik yüzücüler için bile karşı konulmaz bir güç oluşturabilir. Panik yapmadan, kıyıya paralel yüzmek hayati önem taşıyor” dedi.

Avustralya’daki Bond Üniversitesi’nden deniz güvenliği uzmanı Prof. Dr. Rob Brander’ın yaptığı bir araştırma, rip akıntılarının dünya genelinde boğulma vakalarının yaklaşık %80’inden sorumlu olduğunu ortaya koydu. Brander, “Rip akıntıları genellikle dalgalı havalarda daha tehlikeli hale gelir. Uyarı levhalarına dikkat etmek ve cankurtaran olmayan bölgelerde denize girmemek kritik” uyarısında bulundu.

BOĞULMA SEBEPLERİ: SADECE YÜZME BİLMEMEK DEĞİL

Boğulma vakaları, sadece yüzme bilmemekle sınırlı değil. Uzmanlar, boğulmaların altında yatan tıbbi nedenlere dikkat çekti:

“Kramp, kalp krizi, hipoglisemi ya da epileptik nöbet gibi durumlar, suda beklenmedik bir şekilde boğulmaya yol açabilir. Bu nedenle, her boğulma vakası detaylı bir şekilde incelenmeli.”

Amerikan Kalp Derneği’nin 2010 resüsitasyon kılavuzuna göre, boğulma, “suya batma sonucu primer solunum bozukluğu” olarak tanımlandı.

Kılavuz, boğulma sonrası akciğerlere su aspire edilmesiyle öksürme refleksinin tetiklendiğini ve bu durumun ciddi komplikasyonlara yol açabileceğini belirtti.

İLK YARDIM: DOĞRU MÜDAHALE HAYAT KURTARIR

Boğulma anında doğru ilk yardım, hayatta kalma şansını artırdı. Uzmanlar, boğulma sonrası solunum ve kalp atımının kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı:

“Kişi bilinci kapalıysa, sırt üstü yatırılmamalı. Yan pozisyona alınarak ağızdaki suyun dışarı akması sağlanmalı. Bilinç yoksa, derhal kalp masajı ve suni solunuma başlanmalı.”

Harvard Tıp Fakültesi’nden acil tıp uzmanı Dr. Paul Auerbach, yanlış müdahalelerin ciddi sonuçlar doğurabileceğini söyledi:

“Suya batmış bir kişiye sırtına vurarak ya da karnına baskı yaparak su çıkarmaya çalışmak, eski filmlerde görülen bir hata. Bu, durumu daha da kötüleştirebilir.”

Auerbach, profesyonel yardım gelene kadar temel yaşam desteği uygulanmasının önemine dikkat çekti.

BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR: BOĞULMA ÖNLENEBİLİR

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bir retrospektif çalışma, 2010-2018 yılları arasında yoğun bakımda takip edilen boğulma vakalarının yüksek mortalite oranına sahip olduğunu gösterdi. Ancak çalışma, erken müdahale ve doğru tedavi stratejilerinin hayatta kalma oranlarını artırabileceğini ortaya koydu.

Uluslararası Kızılhaç’ın verilerine göre, her yıl dünya genelinde 320.000’den fazla kişi suda boğulma sonucu hayatını kaybediyor. Ancak bu vakaların çoğu, basit önlemlerle önlenebilir. Uzmanlar, cankurtaran bulunan plajlarda yüzmeyi, uyarı levhalarına dikkat etmeyi ve yalnız başına denize girmemeyi önerdi.

UZMANLARDAN HAYAT KURTARAN ÖNERİLER

Rüzgarlı havalarda denize girmeyin: Dalgalı denizlerde rip akıntısı riski artar.

Cankurtaran olmayan yerlerden uzak durun: Güvenli bölgelerde yüzmek, kurtarma şansını artırır.

Akıntıya kapılırsanız panik yapmayın: Kıyıya paralel yüzerek akıntıdan kurtulabilirsiniz.

İlk yardım bilgisi edinin: Heimlich manevrası ve kalp masajı gibi teknikler, acil durumlarda fark yaratır.

Çocukları gözetim altında tutun: Çocuklarda boğulma vakaları, genellikle 15 yaş altında daha sık görülüyor.

ÖNLEM AL, HAYATTA KAL

Boğulma vakaları, yaz mevsiminin keyfini gölgede bıraksa da, uzmanların önerileri ve bilimsel araştırmalar, bu trajedilerin önüne geçmenin mümkün olduğunu gösterdi.

Bilinçli hareket etmek ve doğru ilk yardım bilgisi, hem kendinizin hem de sevdiklerinizin hayatını kurtarabilir.

Uzmanlar, “Deniz size değil, siz denize hükmedemezsiniz. Saygı gösterin ve hazırlıklı olun” diyerek herkesi dikkatli olmaya çağırdı.