Geçtiğimiz günlerde bir kafede yan masada oturan gençlerin sohbetine kulak misafiri oldum. Yüksek sesle tartıştıkları için sanırım masaların çoğu bu sohbete tanıklık etmiştir. Konu güncel siyasetti, ekonomiydi ve daha birçok konu…
Sanırım Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile başlayan protestolardan konu açıldı. Bir ara yeni Papa ile ilgili komplo teorileri ürettiler. Ardından bir genç, Trump’ın para için gezdiği ülkelere odaklanmak gerektiğinden bahsetti; zira asıl para onlardaymış ve Türkiye, Trump’ın gezdiği ülkelerle iyi geçinerek ciddi bir finansal kaynak elde edebilirmiş!
Gençler arasında hararetli konuşma ekonomi ile devam etti. Yüksek enflasyonun “dış güçlerin bir oyunu” olduğunu söyleyen de vardı, bu tezi komik bulan da… Cari açığı kapatmadan ekonominin düzelmeyeceğini söyledi bir genç ve uzunca bunun sebeplerini sıraladı. Bu sıralama bana da mantıklı geldi!
Genç bir kız sağdan soldan topladığı ürünleri internetten satmaya çalıştığından bahsetti; “Bu devirde okuyup da zengin olan kim var?” dedi. Biri de, ilkokulu bitirdikten sonra ticarete atılarak, üniversite dahil açıktan okuyarak milyoner olan ünlü birinin hikayesini anlattı kısaca. Telefondan, Elon Musk’ın diplomalarla ilgili bir konuşmasını dinletti.
Tartışmaya pek ilgili olmayan diğer bir kız ise, elindeki telefonda izlediği “kolay yoldan para kazanan” bir influencer’ı örnek göstererek, “Kadın günlük rutin işlerini paylaşarak zengin oldu ya!” dedi, heyecanla ve özenerek… Bir diğeri, “Bunlar geçici, Instagram kapandı hepsi işsiz kaldı!” dedi. Çok da haklıydı!
Sohbet çok koyuydu! Aralarına katılıp uzun uzunhepsiyle konuşmak isterdim ama öngörülerini, endişelerini ve ilham veren umutlarını uzaktan dinlemek daha keyifli geldi. Kahvelerini yudumlarken gelecek endişelerini hissedebiliyordunuz. Bir yandan da gelecek vadeden çözümlerini…
Şunu söylemeliyim ki; yeni neslin siyasetten beklentileriçok fazla ve siyaset kurumunda ve siyasetçilerde köklü bir dönüşüm gerekiyor. Gençler artık siyasetin sadece izleyicisi değil aynı zamanda aktif birer katılımcısı olmak istiyor. Eleştiriyorlar, sorguluyorlar, değişim istiyorlar. Yenilikçi ve yeni bir siyasete ihtiyaç duyuyorlar. Artık geleneksel liderlik modelini benimsemiyorlar; özgür, özgün ve hesap verilebilir bir siyasete özeniyorlar. Dijital ortamda doğmuş, büyüdükçe dijitalleşmiş ve hayatının her alanında dijitalle karşılaşan yeni nesil, geleneksel siyasetten sıyrılmış “dijitalleşmiş bir siyasi model” talep ediyor.
Ayrıca, samimiyet istiyorlar. Cilalanmış, ezberlenmişve bir şekilde kabullenilmiş siyasi figürler artık gençlerde karşılık bulmuyor. Açık konuşan, ajandaları şeffaf olan, hatalarını kabul etmeyi erdem sayan, duygularını gizlemeyen liderler istiyorlar. Kürsüde konuşan bir politikacı değil; kürsünün arkasındaki insanı görmek istiyorlar. Değerlerini ortaya koyabilen, gerektiğinde kırılganlığınıgösterebilen ve seçmeniyle samimi ilişkilerkurabilen politikacılar gençlerde karşılık buluyor.
Boş vaatlere karşı derin bir güvensizlik taşıyorlar. Ekonomik belirsizlikten iklim krizine, sosyal adaletsizlikten tutulmayan sözlere kadar her şeyi not alıyorlar, unutmuyorlar, hırslanıyorlar. Harekete geçmeyen, sözünde durmayan liderler istemiyorlar. Eğitimden dijital haklara, ev kiralarından Fenerbahçe’nin durumuna kadar her şey ile ilgileniyorlar. Her konuda somut ve cesur adımlar bekliyorlar. Sözler değil icraatlar istiyorlar.Sloganları gerçek hayatta somut olarak görmek istiyorlar.
Siyasi liderlerin hizmet ettikleri toplumun çeşitliliğini görmezden gelmemelerini; liyakate dayanan, düşünceye saygı duyan ve sosyoekonomik açıdan kapsayıcı politikalar üretmelerini arzuluyorlar.
Kendilerinden olmayanlara sırtını dönen, dışlayan liderlere güvenmiyorlar. Sosyal medyayı önemseyen, kendileri ile etkileşimlere katılan, sürekli diyalog halinde olan liderler görmek istiyorlar.
Çünkü artık gençler siyasetçileri ve siyasi olayları sosyal medyadan inceliyor ve denetliyorlar. Siyasi risklere rağmen ahlaki ve erdemli duruş sergileyebilen siyasetçiler arıyorlar.
Bu konuda daha çok şey yazılabilir. Kafedeki gençlerin sohbeti bana ilham verdi ve şunu net olarak söyleyebilirim; siyasetin değişmesi kaçınılmaz! Soru şu; günümüz politikacıları gençleri anlıyor mu, dinliyor mu, değişim talebini görebiliyor mu? En önemlisi güvenlerini kazanmaya çalışıyorlar mı? Bir siyasetçi için bu güvenden daha değerli ne olabilir!?